Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton kaleme aldığı yazısında "Mevcut aşırı sağcı hükümet yerine, İsrail siyasetinin merkezinde yer alan ve önündeki zor seçimleri yapabilecek bir ulusal birlik hükümetine ihtiyacı olacak" dedi.
Mevcut kriz, karmaşık ve değişken bölgenin geleceği için üç öngörüde bulunan Clinton, "İlk olarak 7 Ekim, bu kanlı döngünün sona ermesi gerektiğini ve Hamas'ın Gazze'deki insanları harcanabilir canlı kalkanlar olarak kullanmaya devam ederken bir kez daha geri çekilmesine, yeniden silahlanmasına ve yeni saldırılar düzenlemesine izin verilemeyeceğini açıkça ortaya koydu. İkincisi, Hamas'ı iktidarda bırakacak tam bir ateşkes hata olur. Şimdilik, yardımın içeri girmesine ve sivillerin ve rehinelerin dışarı çıkmasına izin verecek daha sınırlı insani duraklamalar izlemek daha akıllıca bir yol. Üçüncüsü, İsrail'in uzun süredir devam eden çevreleme politikası başarısız oldu; yeni bir stratejiye ve yeni bir liderliğe ihtiyacı var" dedi.
Ateşkeslerin çatışmaları çözmek yerine dondurduğunu ifade eden Clinton, Hamas'ın ateşkeslere uymayacağını, kalıcı barış çabalarını sabote edeceğini ve İsrail'e saldırmaktan asla vazgeçmeyeceğini defalarca kanıtladığının altını çizerek kaleme aldığı yazıda, Biden yönetiminin şu anda Hamas'a yeniden silahlanma ve şiddet eylemlerini devam ettirme şansı verecek tam bir ateşkes ilan etmek istememesinde haklı olduğunu belirterek ateşkesin gerçekleşmesi halinde Hamas'ın kazandığını iddia edeceğini ve İran'ın sözde direniş ekseninde önemli bir parça olmaya devam edeceğini vurguladı.
İsrail'in Filistin politikasına da değinen Clinton sözlerini şu cümlelerle devam ettirdi:
Erken bir ateşkesi reddetmek İsrail'in tüm taktiklerini savunmak anlamına gelmediği gibi İsrail'in savaş kanunlarına uyma sorumluluğunu da azaltmaz. Sivil kayıpların en aza indirilmesi yasal ve ahlaki açıdan gereklidir. Bu aynı zamanda stratejik bir zorunluluktur. İsrail'in uzun vadeli güvenliği, varlığını ve güvenlik ihtiyacını kabul etmeye hazır olan komşularıyla barış içinde bir arada yaşamayı başarmasına bağlıdır. İsrail'in Hamas'ı kontrol altına alabileceği, Filistin halkının meşru isteklerini görmezden gelebileceği ve İsrail'in Filistinliler üzerindeki kontrolünü sonsuza kadar dondurabileceği teorisi 7 Ekim felaketiyle boşa çıkmıştır.
Clinton söz konusu yazısında, "Ülke içinde, çalkantılı bir dönemin ardından İsrail demokrasisini yeniden teyit etmek zorunda kalacak. Gazze'de, savaştan sonra bölgeyi yeniden işgal etme dürtüsüne direnmeli, Gazze Şeridi'ni yönetmek için uluslararası yetkiye sahip geçici bir yönetimi kabul etmeli ve Filistin Yönetimi'ni reformdan geçirme ve canlandırma yönündeki bölgesel çabaları desteklemelidir. Böylece Gazze'nin kontrolünü yeniden ele geçirmek için güvenilirliğe ve araçlara sahip olacaktır" diye yazdı.
Clinton sözlerine Batı Şeria'da İsrail'in "aşırılık yanlısı İsrailli yerleşimcilerin uyguladığı şiddete son vermesi ve gelecekte bir Filistin devletini hayal etmeyi zorlaştıran yeni yerleşim yerleri inşa etmeyi durdurması gerektiğini" söyleyerek devam etti. Nihayetinde İsrail'in güvenli, demokratik ve Yahudi bir devlet olarak geleceğini garanti altına almanın tek yolu iki halk için iki devlete ulaşmak olduğunun altını çizen Clinton, bölgede İsrail'in ilişkileri normalleştirmek ve İran'a karşı geniş bir koalisyon oluşturmak için Suudi Arabistan ve diğer ülkelerle ciddi müzakerelere yeniden başlaması gerektiğini vurguladı.
Eski ABD Dışişleri Bakanı Clinton yazısını, "İsrail şimdilik rehineleri serbest bırakmaya, insani yardımları arttırmaya, sivilleri korumaya ve Hamas'ın artık aileleri katledememesini, çocukları kaçıramamasını, sivilleri canlı kalkan olarak kullanamamasını ve yeni savaşlar başlatamamasını sağlamaya odaklanmalıdır. Ancak silahlar sustuğunda, barışın inşasına yönelik zorlu çalışmalar başlamalıdır. Başka bir seçenek yok" sözleriyle sonlandırdı.