GÖRÜŞ

Moskova’da Türkiye’nin dış politikası konulu konferans yapıldı

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı münasebetiyle Moskova’da, Rusya Bilimler Akademisi Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nde ‘2023 genel seçimleri sonrası Türkiye’nin dış politikası’ konulu konferans düzenlendi. Etkinlikte , Türkiye’nin dış politikasının AK Parti iktidarı dönemindeki ana yönleri ve seçim sonrasındaki temel parametreleri değerlendirildi.
Sitede oku
Doğu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Alikber Alikberov, konferansın açılış konuşmasında, günümüz karmaşık ve çelişkili küresel ve bölgesel süreçler bağlamında, Rusya ve Türkiye arasındaki ortaklığın, iki ülkenin çıkarlarını karşılamakta olduğunu söyledi. İki ülkenin tarihte oynadığı role dikkat çeken Alikberov, Birinci Dünya Savaşı sırasında Rusya ve Türkiye’nin en çok etkilenen ülkeler arasında olduğunu anımsatarak, “Bugün her iki ülkenin de pek çok ortak noktası var. Ülkeler çeşitli konularda benzer duruşlara sahip” dedi.
Enstitü’nün Bilimsel Araştırmalar Direktör Yardımcısı Vasiliy Kuznetsov, Türkiye’nin bugün Rusya’nın Orta Doğu ve tüm dünyada önemli bir ortağı olduğuna dikkat çekerek, “İki ülke birbirine sıkı sıkıya bağlı. İki ülke arasındaki ilişkiler farklı dönemlerden geçse de bu ilişkiler her zaman yakın ve yoğun oldu. Öyle de kalacak” ifadesini kullandı.
Ortadoğu dönüşümünde yeni aşamanın tamamlanmasıyla birlikte Türkiye’nin dış politikasında yeni bir dönüm noktasının başlamakta olduğunu dile getiren Kuznetsov, bu dış politikanın, küresel ve bölgesel değişimlerden kaynaklanan yeni sorunlar nedeniyle yeni yaklaşımlara dayanacağını tahmin etti.
Yakın ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Başkanı Vyaçeslav Belokrenitskiy, Türkiye’nin son 100 yılda çeşitli olay ve dönüşümler yaşadığını kaydederek, “Bugün Türkiye, gelişiminin yeni bir aşamasının eşiğinde duruyor. Türkiye’nin dünya ve bölge siyasetindeki rolü önemli ölçüde arttı ve bugün Türkiye, bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun oynadığı rolü büyük ölçüde yeniden kazandı” yorumunda bulundu.
Yakın ve Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Türkiye Bölüm Başkanı Nataliya Ulçenko, Türkiye Cumhuriyeti’nin var olduğu yıllar boyunca Rusya’yla yakın ilişkiler içinde olduğunu kaydederek Sovyet Rusya’sının Türkiye'ye ulusal kurtuluş mücadelesi sırasında sağladığı yardımları, 1930’lu yıllarda sanayileşmenin ilk döneminde verdiği ekonomik desteği ve 1960-1970’lerde yakın teknik ve ekonomik işbirliği gibi 20. yüzyılda iki ülke arasında yaşanan çok sayıda dostça yakınlaşma vakalarını anımsattı.
Ulçenko, Rusya-Türkiye ilişkilerinde 21. yüzyılda açılan yeni parlak sayfanın hızla gelişen modern dünyada çok önemli ve nadir görülen bir istikrar adası olduğunu söyledi.
Moskova’daki Yunus Emre Enstitüsü Direktörü Mehmet Ülker, konferansın Rusya ve Türkiye arasındaki iyi komşuluk ve dostluk ilişkilerinin çok önemli bir sembolü olduğunu kaydederek Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı dolayısıyla Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de tebrik mesajı gönderdiğini anımsattı.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erel Tellal de konferans katılımcılarına seslendi. Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nde kendini evinde gibi hissettiğini kaydeden Tellal, bu enstitüde Nikolay Kireyev, Boris Potshveriya, Petr Moiseyev gibi birçok büyük bilim insanının çalıştığını anımsatarak bunlarla tanışma onuruna sahip olduğunun altını çizdi.
Rusya’daki Ekim Devrimi ve Türkiye’de cumhuriyet kuruluşundan sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin son 100 yıldır büyük ölçüde barış ve dostluk çerçevesinde geliştiğine dikkat çeken Tellal, bu dostça ilişkilerin çok basit bir prensibe dayandığını, iki ülkenin en zor anlarında hep birlikte olduğunu ve birbirine yardım ettiğini kaydederek, “Dün öyleydi, bugün öyle, yarın da öyle olacak” dedi.
Konferansın ardından Rusya Bilimler Akademisi Doğu Araştırmaları Enstitüsü Yakın ve Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Türkiye Bölümü tarafından hazırlanan ‘AK Parti döneminde Türk dış politikası (2002-2023)’ başlıklı kolektif monografinin sunumu yapıldı.
GÖRÜŞ
Rus uzman: Türkiye’nin duruşu halkın görüşünü yansıtıyor, AB de ABD’nin siparişini yerine getiriyor
Yorum yaz