İsrail- Filistin çatışması

Kamera arkasında gazetecilerin trajedisi: ‘İsrail’in kasıtlı hedefleriyiz’

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'ne saldırıları 34. gününde artarak devam ederken, gazeteciler, hızlı bilgi akışını engelleyen telefon ve internet erişiminde sık sık yaşanan kesintilere rağmen çalışmalarını sürdürüyor.
Sitede oku
Gazze Şeridi'ndeki diğer siviller gibi aynı insani felaketle karşı karşıya kalan gazeteciler, her şeye rağmen işlerini yapmaya ve bölgedeki durum hakkında haber yapmaya devam ediyor.
Bölgedeki kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, şimdiye kadar 46 gazeteci hayatını kaybederken, 3 gazeteci de hala kayıp. Buradaki gazeteciler, yaşamını yitiren meslektaşlarının "sadece istatistiklere" indirgenmesinden endişe ettiklerini belirterek, kaydını tutmaya başladılar.
Gazzeli gazeteciler, çalıştıkları şartları ve öldürülen meslektaşlarının hikâyelerini Sputnik'e anlattı.

‘İsrailliler yakın, durum çok zor’

Filistinli gazeteci ve fotoğrafçı Muhammed El Masri, "Şu anda burada bir şeyler yapmak son derece zor ama çalışıyoruz. Başka seçeneğimiz yok. İsrailliler yakın, durum çok zor" diye konuştu.
Gazze'deki gazeteciler için en zor şeyin, tam bir abluka altında normal bir şekilde çalışmayı devam ettirmek olduğunu belirten 'Filistin' kanalının yapımcısı ve muhabiri Mahmud Mazlum, telefonlarını bile şarj etmek için, bölgede çok az olan ve çoğunlukla araba akülerinden elde edilen enerji kaynaklarının etrafında toplanmak zorunda olduklarını anlattı:
“Günün çoğunda çalışmıyoruz bile. İşimizi yapabilmek için telefonların biraz şarj olmasını bekliyoruz. Ayrıca (internet) ağı her zaman olmuyor; bazen yeniden hizmete girmesi için saatlerce beklemek zorunda kalıyoruz.”

'Sadece sayı değiliz

Gazzeli gazeteciler neredeyse her gün öldürülen meslektaşlarının listesini güncellemek zorunda kalıyor. İsimleri ve soyadlarını kayıt altına alarak sakladıklarını, bunun yerel gazeteciler için çok önemli olduğunu belirten Mazlum, "Onlar, biz de, sadece sayı değiliz. Onlar İsrail'in saldırılarında hayatını kaybeden bireyler ve her birini hatırlamamız gerekiyor” ifadeleriyle hissettiklerini dile getirdi.
Gazeteciler ile ailelerinin İsrail tarafından özellikle belirlenmiş hedefler olduğunu söyleyen Mazlum, “Öldürülen gazetecilerin veya ailelerinin çoğu İsrail'in hava saldırılarının kasıtlı hedefleriydi. Sadece bir kısmı kendi evlerinin enkazı altında can verdi” ifadelerini kullandı.
Gazeteci Muhammed Ebu Hatab’ın öldürülme olayını da Sputnik’e anlatan Mazlum, “Televizyon kanalımızın muhabiri meslektaşım Muhammed Ebu Hatab, canlı yayından 15 dakika sonra ailesiyle birlikte öldürüldü. Yayınını bitirdi, eve girdi, bina vuruldu. Han Yunus’taki Nasır Hastanesinin yakınında yaşıyordu” dedi.
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentini hedef alan bombardımanında gazeteci Muhammed Ebu Hatab ve ailesinden 11 kişi öldürülmüştü.
Anadolu Ajansı Gazze Şeridi kameramanı Muhammed Alul, "İsrailliler evimi bombaladı. Çocuklarımı, erkek ve kız kardeşlerimi, ayrıca kuzenlerimi, yeğenlerimi ve arkadaşlarımı öldürdüler” diye konuştu.
Muhammed el-Alul da İsrail'in 4 Kasım gecesi Gazze Şeridi'nin merkezindeki El-Megazi Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısı sonucu 4 çocuğunu ve 3 kardeşini kaybetmişti.

'Gazeteciler için en ölümcül ay'

Gazetecileri Koruma Komitesii (CPJ) yayımladığı raporunda, 9 Kasım itibarıyla 34 Filistinli, 4’ü İsrailli ve 1 Lübnanlı başta olmak üzere en az 39 gazeteci ve medya çalışanının öldüğü açıkladı.
Rapora göre bu ay, kayıtlarının başladığı 1992 yılından bu yana dünya çapında gazeteciler için en ölümcül ay oldu.
İsrail- Filistin çatışması
İngiltere Dışişleri Bakanı: Ateşkes çağrılarını 'anlaşılabilir' buluyoruz
Yorum yaz