‘İsrail, siyasi hedeflerine ulaşmak için askeri hedefler ortaya koydu’
‘Belki zaman alacak ama ABD’den güçlü destekle İsrail bir şekilde Gazze’yi kontrol altına alacak gibi görünüyor’
“Gazze’nin coğrafi yapısına baktığımızda burası bir şerit. Batı’sı Akdeniz’e yaslanmış, kuzeyi ve doğusu İsrail tarafından kuşatılmış, güneyi de Mısır tarafından kapalı bir coğrafya. Askeri operasyonla daha da kuşatılmış hale geldi. Bugün 34 gün oldu. Bir ayı aşan bu süreç içindeki bombardımanı, İsrail’in askeri gücünü kullanması, sivillerin de oradaki silahlı güçlerle bir arada bulunması, ciddi kayıplara sebep oluyor. Çoluk çocuk ölüyor, bir dram yaşanıyor. İsrail, kuzeyden başlattığı operasyonla Gazze Şeridi’nin merkezine girmek istiyor. Batı kapısında bir girişleri ve tutunma sahaları var. Kuzey’de Şati bölgesindeler. Öte yandan Gazze Vadisi’ne paralel Kuzey-Batı ekseninde girdikleri bir bölge var. Gazze şehrinin güney eteklerine veya şehrin kuşaklarına ulaşmaya çalışıyor. Ama bu çok kolay olmayacak gibi görünüyor.
Hamas’ın silahlı kanadı uzun zamandır hazırlık yapıyor, tahkimat yapıyor, tüneller kazıyor. O tüneller, tahkimatlar ile entegrasyon içinde. Binaları çok rahat kullanabilme kabiliyetleri var zira orada yaşıyorlar ve sahayı daha iyi biliyorlar. Bu direniş kapasitesi, İsrail’in gücünü zorlayacak gibi görünse de, belki zaman alacak ama ABD’den gelen güçlü destekle İsrail bir şekilde Gazze’yi kontrol altına alacak gibi görünüyor. Ama askeri operasyon bazen öngörülemeyen değişmelerden etkilenebilir. İsrail ordusu çok büyük zaiyat yaşarsa geri çekilebilir, böyle bir ihtimal var. Çünkü iç kamuoyunun tepkisini çeker. Tabii İsrail ordusunun kaybı arttıkça Gazze’deki sivil kayıplar da artacak. Bu bir infiale neden olacak. İsrail üstünde daha fazla baskı oluşacak. Bu sebeplerle İsrail’in geri çekilme ihtimali az da olsa var.”
‘Çatışmanın Suriye sahasına aktarılması yönünde adımlar atılabilir’
“Ben şöyle görüyorum: Bölgesel çatışma riski mi var yoksa bölgesel çatışmayı genişletme iradesi mi? Şimdi bir irade görüyorum. Yani İsrail ve Amerika’nın örtülü olarak yapmaya çalıştığı, biraz da gizlemeye çalıştığı, çok da açık vermeden yürütmeye çalıştığı, bölgesel çatışmayı genişletme iradesi var gibi görünüyor. Belki de bunu biraz zamana yaymak suretiyle, küresel diğer güçlerin, yani Rusya, Çin ve İran gibi güçlerin, tepkisi, gelişmelere karşı duruşları vs. de test edilmeye çalışılıyor gibi. Çünkü az sayıda bir donanma yığınağı yapmadı. Tüm Körfez bölgesine, Kızıldeniz’e ve Doğu Akdeniz’e büyük bir kapasite intikal ettirdi. Savaş gemileri, uçak gemileri, savaş uçakları vs. Hizbullah’ın devreye girmesini istemedi Amerika. Onu baskıladı. İsrail’in elini rahatlatmak adına bunu yaptığını düşünüyorum. Ama Gazze operasyonundan sonra İsrail muhtemelen Lübnan’da Hizbullah odaklanacaktır. Bu ne demektir? İşte o zaman çatışma riskinin yayılma ihtimali yükselecek.
Çünkü bu Golan Tepeleri’ne sıçrayacak. Orada İran destekli milisler dahil olacak. Suriye sahası dahil olacak demektir. ABD’nin Irak üsleri daha çok saldırıya maruz kalacak. Bu çatışma bu defa Suriye sahasına yayılacaktır. Yani çatışmanın İsrail coğrafyasından çıkarılıp Suriye sahasına aktarılması ve burada Suriye’nin parçalanması için baştan beri var olan projenin hayata geçirilmesi için adımlar atılacak demektir. Yani Suriye’nin parçalanması demek Irak’ın da iyice parçalanması demek. Zaten buralar tarumar olmuş durumda, bir de sınırlar belli olacak. Sünni bölgesi, Şii bölgesi vb. değişik projeler ve haritalar dolanıyor. Şehir devletçikleri şeklinde. Bunları oluşturacaklar herhalde. Kervanı ürkütmeden yol almak istiyorlar herhalde, öyle anlıyorum ben.”
‘Arap dünyasının, İslam dünyasının Batı’ya entegrasyonunun ve balans ayarının bozulduğu bir süreç de yaşanıyor’
“ABD’nin Ortadoğu’da eskisi kadar çok rahatlıkla elini oynayabileceği bir tablo yok. Bunu ABD de görüyor. Dolayısıyla Arap dünyası veya Müslüman dünyası, ABD’nin öteden beri tutumundan kaynaklı, daha keskin bir karşı duruşa geçti. Bu Doğu-Batı eksenindeki makasın açılmasına da sebep veriyor. Özellikle de Arap dünyasının, İslam dünyasının Batı’ya entegrasyonunun ve balans ayarının bozulduğu bir süreç de yaşanıyor. Hamas çatışması ile bu su yüzüne çıktı.
Çin’in Ortadoğu’daki nüfuzunun hissedilmeye başladığı bir dönemden bahsediyoruz. Rusya-Ukrayna savaşında da Batı’nın beklentisi henüz karşılanmadı. Bütün bunları birleştirdiğimiz zaman, çok kutuplu dediğimiz dünyaya gidişi, ABD engelleyemiyor. Yani tek başına o hegemonya gücünü, tek otoriteyi sürdürecek iddianın arkasında duracak durumda değil. Bu iddia, Ortadoğu’da da geriledi ve ABD bunu görüyor. Dolayısıyla İsrail gücünün üzerinden burada tekrar ‘Ben Ortadoğu’ya eski gücümden de daha etkili dönüyorum’ mesajı açısından da çatışmayı açıkçası kızıştırıyor.”
‘Çok kutupluluğa giden bir dünya var. ABD bunu engelleyemiyor’
‘Küresel bir irade henüz ortaya konmadı’
“Ama önümüzdeki günlerde ne göreceğiz? Ne olacak? Herkes bunları merak ediyor. Türkiye açısından yansımalarını herkes merak edip konuşuyor. Şimdi bir defa bölgesel çatışma riski var ama bunu önleyecek küresel bir irade henüz ortaya konmadı. Bu nedenle çatışmanın gelişmesine yönelik tehlikeli bir durum olabilir. Ya da, ABD ve Batı dünyası, belki bu bölgesel çatışmayı, coğrafyanın yeniden tanzimini erken görebilirler. Ders çıkarıp yeniden değerlendirebilirler ve çatışmayı sadece Gazze ile sınırlı kalacak şekilde İsrail’i motive edebilirler. Yani önümüzdeki günlerde bunu görüyoruz.
Ama ben biraz da çatışmanın yayılması yönünde Amerika’nın ve İsrail’in bir iradesi olduğunu görüyorum. Çünkü haritayı değiştirme söylemleri, ABD’nin yığınak yapması biraz daha büyük bir resim üstünde oynanmak istiyor. Çevresel hareketler ve söylemler, Gazze ile sınırlı olmadığını işaret ediyor. O açıdan riskli. Türkiye’ye yansıması da, o bölgedeki çatışmanın ve istikrarsızlığın bize yansımaması mümkün değil zira bölge ülkesiyiz. Dileriz ki kısa süreli bir ateşkes gerçekleşir ve sonra uluslararası bir irade ortaya çıkar ve istikrar sağlanır. Tabii bu beklentimiz. İyi niyetin ötesinde pek de ihtimal vermiyorum, onu da söyleyeyim.”