‘Yahudiler dünyada mazlum olmaktan zalim olmaya evrilme sürecini başlattılar’
“Yahudiler dünyada mazlum olmaktan zalim olmaya evrilme sürecini başlattılar. Bunu tabii Avrupalılar söyleyemiyor ama, dünyada insanların gözünde böyle bir süreç var. Bunu öyle kolay kolay temizleyemezler. Bunu yapıyorlarsa, mutlaka arkasında çok önemli bir şey var. O yüzden İngilizlerin dediği gibi ‘parayı takip etmek lazım’. Ne var burada? Bakın tam Gazze’nin açıklarında, çok büyük doğalgaz rezervleri var. İsrail bu gaz yataklarına göz koymuştu ama bir fırsat gerekiyordu. Bunu da Hamas verdi. Hamas 3 bin füze attı diyorlar. Hiçbir zaman ABD yahut İsrail gemilerine, İsrail askeri tesislerine kullandıklarını görmedik. Sivil bölgelere atıyorlar. Arada bir askeri bölgeye düşüyor. Şimdi İsrail, BM Sözleşmesi 51’inci maddesine göre, meşru savunma hakkını kullandığını beyan etti.
Buna BM bir şey diyemez. Yine meşru savunma hakkını kullanırken, 51’inci maddeye göre, Güvenlik Konseyi ve Genel Sekreter’e rapor edeceksin. Ha onu yapmıyor, yapmadığı için de mazlum olmaktan çıktı. Hamas bu saldırıyı meşrulaştırma sürecini başlattı. İsrail ne diyor? Açıkça, Gazze’nin kuzeyini boşaltmalarını söylüyor. Zaten Gazze’nin güney kısmının deniz alanında gaz yok, kuzeyde var. Özellikle Gazze’yi ikiye böldüklerini söylüyorlar. İsrail kuzeyi alacak, bu insanları sürecek, ve diyecek ki ‘Saldırıyı siz başlattınız ben de savaşı kazanıp burayı aldım’. Orayı boşaltan Filistinliler, bir daha geri dönemeyecek.”
‘Uluslararası hukuk, fakir fukara uysun diye yapılır, kendileri uysun diye değil’
“1967’de İngilizler bir önerge veriyor, BM Güvenlik Konseyi bunu kabul ediyor. Şimdi ne diyorlar? 1967 sınırlarına dönülsün diyorlar. Bunu konuşuyorlar. Mümkün müdür? Değildir. Uluslararası hukuk, fakir fukara uysun diye yapılır, kendileri uysun diye değil. İsrail artık üstünlüğünü sağlamıştır, haklı bir hareket yaptığını öne sürüyor. Masaya kendi önerilerini getirecek. Doğal gazı bırakmayacaktır, dikkat çekmiyorlar ama önemlidir.
1988’de bir dergide bunların başlangıcı var. Ne diyorlar? ‘Ürdün-Filistin’ diyorlar. Yani Filistinlilerin Ürdün’e göndermek için. Ürdün’de nüfusun yüzde 40’ı Filistinli idi. 1970 Eylül’de iktidarı ele geçirmek için ayaklandılar, hepsi katledildi. 10 bine yakın insan öldürüldü. Kaçan Filistinliler nereye gittiler? Lübnan’a gittiler. Orada ne oldu? Hafız Esad, Falanjistler ve Ariel Şaron saldırdılar. Filistinlileri kim kurtardı? BM gemileri aldı Tunus’a götürdü. 1984 senesinde bu operasyon tamamlandı. Ne oldu? ABD büyükelçiliğine bombalı saldırı yaptılar. Bu önemli değil ki ABD ve İsrail için. 200 kişi ölür, 200 kişi yerine gelir. Önemli olan ne yaptıkları. Ürdün’ü kurtardı İngiltere mesela.”
‘Hamas’ın tasfiyesi değil ki İsrail’in amacı. Buradan saldırılar olmasa, İsrail nasıl müdahale edecek?”
“İsrail BM’ye gitseydi, Hamas terör örgütü ilan edilirdi. BM devreye girerdi. İsrail’in derdi o değil ki. Hamas’ın saldırısı, İsrail tarafından bilinen bir saldırı. Bir kısım insan dedi ki ‘Gafil avlandı’. Ne gafil avlanması? Bir sürü istihbarat teşkilatı, saldırıyı İsrail’e ilettiğini bildirdi. 3 bin füze, 3 bin adam yerleştirilecek, kimse görmeyecek? İsrail istihbaratı kendi alan çalışmalarında Filistinlileri istihdam eder. İsrail burada çok önemli bir şey olmasa BM’ye gider, ‘bana saldırıyorlar’ derdi. Lübnan’ın güneyinde Hizbullah saldırınca yaptığı gibi… Asker gönderilmesini istedi o dönem, 1000 asker gönderildi Lübnan’a.
Ama derdi o değil ki İsrail’in. Oradaki doğalgaz yataklarını ele geçirecekler. Araziyi alırlarsa deniz alanları da İsrail’e geçecek. Değilse Lübnan’da yaptığını yapardı. İsrail 2006’da BM’ye gitti, BM de güney Lübnan’a barış gücü gönderdi. Türkiye de 100 asker gönderdi. Bugün bunu yapsaydı mazlum durumda tüm dünya devreye girerdi ve Hamas tasfiye olurdu. Ama Hamas’ın tasfiyesi değil ki İsrail’in amacı. Buradan saldırılar olmasa, İsrail nasıl müdahale edecek?”
‘Peki siz neye garantör olacaksınız? Gazzelileri güneye toplayıp orayı korumak için mi? E Mısır var’
“Garantörlüğün uluslararası hukukta yeri var. Peki garantörlük nasıl olur? Bir ülkede barış olur, Kıbrıs’ta olduğu gibi. Bir anlaşma olur, 1960 anlaşması gibi. O anlaşmada bir cumhuriyet kuruldu. Türkiye, İngiltere ve Yunanistan, garantör oldu. Garantör ne demek? Statüyü koruma sözü vermek demek. Gazze’de böyle bir statü yok, neyine garantör olacaksınız? İsrail ‘Kuzey’e yerleşeceğim, belirsiz bir süre, bu işleri bitirene kadar’ diyor. O işlerin bitmesine de kendi karar verecek.
Peki siz neye garantör olacaksınız? Gazzelileri güneye toplayıp orayı korumak için mi garantör olacaksınız? E Mısır var orada. Mısır ve ABD garantör olacak kesin. Gazze’nin kuzeyine nasıl garantör olacaksınız? İsrail ‘çekilmem’ diyor. ABD ‘tam destek’ diyor. Bütün Avrupa ülkeleri de karşı çıkanlara bile İhvan gözüyle bakıyor. Almanya’da bakan yardımcısını görevden aldılar. BM Genel Sekreteri’ni de yakında kovabilirler.”
‘Amerika’nın dışişleri bakanını parlatma sürecidir’
“ABD Dışişleri Bakanı Ankara’ya geldi. Daha önce gelmeyecekti. ‘Erdoğan onunla görüşmemek için Rize’ye gitti’ diyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etrafından bir hafta evvelden bana söylediler. Rize’ye gideceği söylendi ve ben de davet edildim. Bir hafta evvel. Ve o zaman Blinken için, ‘Türkiye’ye uğramayacak’ diyorlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan gitti Rize’ye. Blinken, mevkidaşıyla görüşme yaptı. Gizli görüşme yaptılar. 2.5 saate yakın görüştüler, bilinmiyor ne konuştukları. ‘Sarılmadı’ vs. diyorlar. Bu da Dışişleri Bakanı’nı parlatma sürecidir; Amerika’nın dışişleri bakanını parlatma sürecidir.
Bu, ‘Tayyip Bey’i nasıl tasfiye ederiz’ planıdır. Kılıçdaroğlu’nu tasfiye ettiler. İmamoğlu’na destek nereden geliyor? Çok önemli bir isim bana dedi ki İngiltere. E şimd Tayyip Beye de ‘dinlen, sağlığın, yoruldun’ diyebilirler. Fidan’ı da yerine getirirler. Hakan Fidan bütün dünyayı geziyor, bütün büyük dışişleri bakanlarıyla görüşüyor. Sonra ABD’li mevkidaşını arıyor. Neden arıyor? ‘Şu bilgileri aldım, siz ne diyorsunuz’ diyor. Ne diyecek başka?”
‘Türkiye’de kamuoyunu hazırlıyorlar’
“İngiltere’de bizim eski komünist ağabeylerimiz var. Diyorlar ki ‘Türkiye’ye para göndermiyorlar.’ Yani Türkiye’den başka tavizler koparıp çok para verecekler. O da Türkiye tavizleri verirse. O tavizler, Gazzelilerin gelmesi olabilir. Filistinlileri dağıtabilirler dünyaya. Zamanında dağıttılar da sonra başlarına sıkıntı oldu. Filistinliler topraklarından çıkarlarsa bir daha dönemezler. Filistinli öğrencilerim var onlara da söyledim. Savaşmaya gittiler oraya. ‘Terk ederseniz dönemezsiniz’ dedim.
İsrail’in onları tekrar geri getireceğini söyleyenler var. Aldıklarını verirler mi bir daha? Türkiye’de kamuoyunu hazırlıyorlar. Yani bu Blinken’ın gelmesi, Hakan Fidanl’a görüşmesi, yok sarılmadı vs. Bunlar Türkiye’de ABD-İsrail karşıtlığı oldu mu vatandaş ‘Helal olsun’ der. Biliyor ve ona göre hazırlık yapıyorlar.”