Eski Başbakan ve İsrail Savunma Kuvvetleri Komutanı Ehud Barak, askeri harekâtın ardından Gazze'nin kontrolünün çok uluslu bir Arap gücünün eline geçebileceğini ve böylece Mahmud Abbas'ın Filistin Yönetimi'nin Hamas'tan görevi devralmasına yardımcı olabileceğini de öne sürdü. Ancak Gazze'deki siyasi düzen değişse bile Barak, bir Filistin devletinin kurulmasını amaçlayan diplomasiye dönüşün çok uzak bir ihtimal olduğunu vurguladı.
1999-2001 yılları arasında İsrail'i yöneten Barak, ABD'li yetkililerin söylemlerinin son günlerde değiştiğini ve çatışmalara insani bir ara verilmesi çağrılarının arttığını gözlemlediğini belirtti. Barak, Hamas'ın İsrail'in 75 yıllık tarihindeki en ölümcül terör saldırısını gerçekleştirdiği 7 Ekim'in hemen ardından İsrail'e karşı oluşan sempatinin artık azalmakta olduğundan endişe ettiğini dile getirdi.
Eski Başbakan açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
Pencerenin kapandığını görebilirsiniz. Saldırı konusunda Amerikalılarla sürtüşmeye doğru gittiğimiz açık. Amerika İsrail'e ne yapacağını dikte edemez. Ama biz de onları görmezden gelemeyiz. Önümüzdeki iki ya da üç hafta içinde, muhtemelen daha kısa bir süre içinde Amerikan taleplerini kabul etmek zorunda kalacağız.
Barak, İsrail Başbakanı Netanyahu ve savaş kabinesinin ana savaş hedefi olan Hamas'ın ortadan kaldırmanın aylar hatta bir yıl alacağını ancak Gazze'deki sivil ölümleri ve İsrail'in harekâtının bölgede çok daha geniş ve yıkıcı bir savaşa yol açmasından duyulan korku nedeniyle Batı'nın desteğinin zayıfladığını belirtti.
Barak açıklamasında, "Avrupa'da kamuoyunu kaybediyoruz ve bir ya da iki hafta içinde Avrupa'da hükümetleri kaybetmeye başlayacağız. Bir hafta sonra da Amerikalılarla aramızdaki sürtüşme su yüzüne çıkacak" dedi.
İsrail'in hem müttefikleri hem de düşmanlarıyla başa çıkma konusunda oldukça deneyimli olduğunu söyleyen Barak, İsrail'in Gazze'de çıtayı haklı olarak yüksek tuttuğunu söyleyerek, "Saldırının yarattığı şok çok büyüktü. Bu tarihimizde eşi benzeri görülmemiş bir olaydı ve sert bir karşılık verilmesi gerekiyor. İntikam almak için değil, bunun bir daha tekrarlanmayacağından emin olmak için" dedi.
Barak'ın Batı basınına yaptığı açıklamalarda şu kısmın altı çizildi:
Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin desteğiyle, Arap olmayan ülkelerden bazı sembolik birliklerin de dahil olduğu çok uluslu bir Arap gücünün toplanması ihtimali zayıf değil. Bu güçler, Filistin Yönetimi'nin yönetimi düzgün bir şekilde devralmasına yardımcı olmak için üç ila altı ay boyunca orada kalabilir.
Barak İsrail, Mısır ve Ürdün'ün terörle mücadelede işbirliğini derinleştirdiğini ve İsrail'in Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri ile 'normalleşme' anlaşmaları imzaladığını belirterek Arap devletlerinin bu süreçten geri adım atmak istemeyeceklerini düşündüğünü söyledi. Barak açıklamasında, "Arap liderlerin de kendi halklarına bir şeylerin değiştiğini ve çatışmaları yatıştırmak için tüm tarafların samimi bir çaba gösterdiği yeni bir sayfa açıldığını söyleyebilmeleri gerekiyor. Ancak İsrail'in de son yıllarda izlediği yolu değiştirebilecek düşünme kapasitesine sahip olduğunu duymaları gerekiyor" cümlelerine yer verdi.