Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta sonunda İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen "Büyük Filistin Mitingi"nde Gazze'de yaşananlara dikkat çekti. Konuşmasında İsrail olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batılı ülkeleri çok sert bir dille eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan “Şimdi İsrail, biz de seni 'savaş suçlusu' olarak dünyaya ilan edeceğiz. Bunun hazırlığı içindeyiz. Bunun çalışmasını yapıyoruz ve 'savaş suçlusu' olarak İsrail'i dünyaya tanıtacağız” sözlerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yanı sıra Türkiye merkezli sivil toplum örgütleri de İsrail’in savaş suçlarına yönelik delil toplamaya başladı. Gazze’de yardım faaliyetlerinde bulunan İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı’nın Avukatı Uğur Yıldırım yaptıkları çalışmayı Sputnik’e şu sözlerle anlattı:
“İsrail’in Gazze operasyonunda insanlığına karşı suç işlediğini aynı zamanda savaş suçu işlediğini İfade etti Sayın Cumhurbaşkanımız. Aslında bunu da tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor. Savaş esnasında da olsa, sivil hedeflerin vurulması, sivillerin yaşadığı yerlerin ayrım gözetmeksizin ateş altına alınması, sivil kayıplarından olabildiğince kaçınacak şekilde operasyon yapılmasını içeren belli normlar var. Belli dönemlerde ateşkes ilan edilerek yaralıların tahliyesinin sağlanması, insanların savaştan kaçabilmelerinin için güvenli bir koridorun sağlanması gibi. Topyekûn bir halkın suyunu, elektriğini, temel ihtiyaçlarının tamamen kesileceğinin İsrailli en üst düzey yetkililer tarafından dile getirilmesi savaş suçunun ikrarı anlamına gelir. Ekstradan bir ispata gereği yoktur. Ama biz bunun dışında hastanelerin, ambulansların, sivillerin yaşadıkları mahallelerin, İsrail’in operasyon yapacağını açıkladığı bölgelerin dışında dahi bombardıman yaptığına dair çok sayıda delil ve kayıt var. Biz içeriden de bunlarla ilgi delil toplamaya çalışıyoruz. Mağdurların ve kayıplarının durumları, vurulan yerlerin içerideki görüntüleri, kullanılan mühimmatın türü gibi delileri toplamaya çalışıyoruz. Aslında bunlar tartışılmayacak şeyler. İsrail uçakları tarafından atıldıkları belli. Burada pervasızca insanlığa karşı işlenen bir suç var, soykırım suçu var. Buna dair bilgi ve belgeler oldukça fazla. Ama bir yandan da bunları daha da somutlaştırmak anlamında bu belgeler kayıt altına alınmaya çalışılıyor”
'Türkiye’de suç duyurusunda bulunduk'
İHH olarak Türkiye mahkemelerine suç duyurusunda bulunduklarını da anımsatan Avukat Yıldırım “Adalet divanına ülkeler başvuru yapabiliyor. Uluslararası Ceza Mahkemesine de hem devletlerin başvuru yapması mümkün hem de mahkeme savcısının reysen soruşturma yapma yetkisi var. Şahısların şikayet dilekçeleri savcılığın harekete geçmesi açısından bir noktada ihbar niteliğinde. Filistin daha önce devlet statüsünde olmadığı için daha önce başvuru yapamamıştı. Şu anda Filistin Birleşmiş Milletler'de gözlemci devlet statüsü ile tanındığı için Filistin tarafından yapılacak bir başvuru da değerlendirilebilir. Filistin dışındaki diğer ülkeler tarafında da başvuru yapılabilir. Onun dışından uluslararası hukukta insanlığa karşı işlenen suçlar diye bir bölüm var. Bu Türk Ceza Kanunu’nda da mevcut. Bu kanuna göre dünyanın neresinde olursa olsun, kim tarafından işlenirse işlensin, kimin aleyhine olursa olsun eğer bir suç insanlığa karşı işlenen suç kapsamında ise soruşturma yapılabilir. TCK’ya göre bu soruşturma bakanlık iznine tabi. İnsan hakları standardına ulaştığını düşündüğümüz ülkelerde farklı ülkelerde de davalar yürütülebilir. Maalesef konu Filistin olduğunda bu mekanizmalar bu şekilde çalışmıyor. İHH olarak biz Cumhurbaşkanımızın açıklaması öncesinde birçok sivil toplum kuruluşu ile birlikte bir suç duyurusunda bulunduk” ifadelerini kullandı.