Hamas’ın 7 Ekim tarihinde İsrail’e yönelik eylemleri ile başlayan, ardından da İsrail Gazze’ye yönelik saldırılarını artırması ile devam eden süreç dünya kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Abluka altındaki Gazze Şeridi'nde yaşanan son gelişmeler sonrası dünyanın her tarafından sosyal medya kullanıcıları bölgede yaşanan trajediyi platformlarında paylaşarak takipçilerine aktarmaya çalışıyor.
Ancak Batı merkezli şirketler bu paylaşımlara yaptırım uyguluyor. Son günlerde çok sayıda sosyal medya kullanıcısı, İsrail’in Gazze’de sivillere yönelik yoğun bombardımanının ardından paylaştıkları Filistin yanlısı içeriklerin ve hesaplarının askıya alınmasından ya da yasaklanmasından şikayetçi oldu.
‘Sosyal medya platformlarının özgürlük vaadi gerçek değil’
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu üyesi Ahmet Büyükgümüş Filistin’e destek veren hesaplara yönelik sosyal medya platformlarının uyguladığı engellemeleri Sputnik’e değerlendirdi. Sosyal medya platformlarının ilk başta “Biz herkesin fikirlerini sunacağı bir platform oluşturacağız, fikirlerinizi özgürce burada açıklayacaksınız” sözleri ile ortaya çıktıklarını hatırlatan Büyükgümüş “Biz onların birer şirket olduğunu, ekonomik kaygılarla hareket ettiğini, kâr maksimizasyonu yaptığını ve o finans kapitalin en merkezinde olduklarını atladık. Tüm bu platformlar para kazanmak için kurulmuş yerlerdi. Sonrasında bu özgürlüğün aslında oluşmadığını, bu özgürlüğün tanınmadığını defalarca yaşanan olaylarda gördük. Son olarak da İsrail’in başlatmış olduğu bu saldırılarda bunu çok açık bir şekilde görüyoruz. İsrail’in yaptığı insan hakları ihlallerini, canice hastane bombalamaya kadar varan eylemlerini eleştirmek, bunları kritik etmek, bununla ilgili fikrini söylemek nasıl ifade özgürlüğü dışında görülür” ifadesi ile tepkisini dile getirdi.
‘Dijital dünya gerçeğin yansıması’
Dijital platformlar ile Batılı ülkelerin konuya bakışlarındaki benzerliğe dikkat çeken Büyükgümüş “Bu dijital alan gerçekte olanların bir yansıması. Filistin Bayrağı birçok Avrupa ülkesinde, belediyeler düzeyinde alınan kararlarla, mahkeme kararları ile ve birtakım lobilerin ortaya koyduğu çabalarla yasaklı hale getiriliyor. Bir halk var, bunun inandığı değerler silsilesi var ve kendi bağımsızlık mücadelelerini veriyorlar. Siz bunun bayrağını, şeklini gayrimeşru, bu manada saldırılacak bir alan olarak görüyorsunuz. Eline bu bayrağı alıp 'Biz sizinle dayanışma içindeyiz' demek suç oluyor. Sosyal medyada da olan bu zihnin sürekliliği ve yansıması. Siz hastane bombalanmasını orada çocukların katledilmesini kritik mi ettiniz, eleştirdiniz mi, bir anda içeriğiniz kaldırılıyor. Ya da bir hashtag mi organize ettiniz, bu hemen yok ediliyor. Bunu ilk defa görmüyoruz. Geçmişte Türkiye’den devlet yetkilisi kişilerinde yine Filistinliler ile dayanışma için ortaya koyduğu paylaşımlar kaldırılmıştı” sözlerini kullandı.
‘Batı’nın diyet borcu var’
Batılı ülkelerin Filistin konusunda takındıkları ikircikli tavra da dikkat çeken AK Parti MKYK Üyesi Yalova Milletvekili Büyükgümüş şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanımız çok önemli bir noktaya dikkat çekti. Bugün Filistin'de, Gazze’de aslında insanlık değerleri ayaklar altına alınıyor. Avrupa’yı var eden insanlık fikri, hümanizmi var eden insanlık fikri Filistin’de bombalanıyor. Biz bunun karşısında olduğumuzu tüm platformlarda bildiriyoruz. Ama batılı ülkeler geçmişte soykırım yaptılar. Filistin’de bugün çatışmaya kaynaklık eden süreçlerinde içerisinde oldular. Geçmişte Yahudileri toplama kamplarına gönderdiler. İnsanlığın asla kabul edilemeyeceği bir tavır sergilediler. İkinci dünya savaşını sadece kaybettikleri için bugün suretten bununla hesaplaşıyorlarmış gibi bir görüntü veriyorlar. Kazısanız o faşist ırkçı zihniyet ortaya çıkıyor. O yüzden kendilerini bu tarihsel boşluktan dolayı borçlu hissediyorlar. İçerisinde bulundukları psikolojiyle Müslümanlara, İslam’ın değerlerinin üzerine bunu boca ederek buradaki bütün duygu dünyasını yok etme eğilimi içerisindeler. O yüzden diyet borçları var ve bu yaklaşım içindeler. Biz bu topraklarda Yahudiler ile barış içinde yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. 1492’de Reconquista olduğunda Sefarad Yahudileri sürecinden başlayarak geniş bir barış iklimine hakim olduk. O yüzden biz yanlışa yanlış diyebiliriz. Ama bazı batılı ülkeler yaptıkları yüz kızartıcı işlerden dolayı şimdi biraz daha çekinerek ilerliyorlar. “
‘Batılılara göre insanlık, zulümden yana olmak’
Batılı ülkelerin kendilerine göre bir insanlık tanımı yaptıkları ve bu tanıma göre hareket ettiklerine dikkat çeken Büyükgümüş “Sosyal medya bunun bir yansıması, gerçek süreçte olan tarihsel psikolojik bir bunalımın sosyal medya mecrasına yansıması. Sokaklarda ‘Filistinliler ile dayanışma içindeyim’ demek yanlış. Batılılara göre eğer insanlıktan bahsedeceksen, eğer insani değerlerinden bahsedeceksen; İsrail’in yanında olman lazım. Filistinli çocuğun yanında olman insanlık dışı. Burada insanın ne olduğuna yönelik bir sorgulama içine gidiyoruz. Eğer sen egemen güçlerin insan diye kabul ettiği bir kategorideysen söz söylemeye hakkın var. O zaman sosyal medyadan tüm dünya ile fikirlerini paylaşabilirsin. O zaman ifade özgürlüğünü kullanabilirsin. O zaman sokaklara çıkıp bazı şeyleri protesto edebilirsin. Ama sana insan değil diyor. Seni insan olarak görmüyor. O zamanda sosyal medyada paylaşımında olmaz, dünyada bir izin de olamaz. Demokratik bir ülkede bile yaşasan haklarını bu anlamda kullanamazsın” değerlendirmesini yaptı.
‘Batı'da Filistin ile dayanışanlar fişleniyor’
Batılı ülkelerde İslamafobi gibi birçok olgunun var olduğunu vurgulayan Ahmet Büyükgümüş “Bakın çok çirkin saldırılar oluyor üst üste. Kur’an-ı Kerim yakma eylemleri gibi. Bunların hepsi büyük bir toplumsal kesimi, İslami değerleri insanlığının bir parçası olarak görmediklerinden kaynaklanıyor. Kendi kendilerine insanlık diye bir değerler sistemi oluşturmuşlar ve İslam’ın hiçbir değerini bu sistemin içinde görmüyorlar. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi İsrail önce bir devlet olarak davranmalıdır. Kendisine yapılan bu manada bir süreç olduğunu düşünüyorsa hukuk kapsamında refleks göstermelidir. Bir örgüt olarak hareket ederse biz de bunu örgüt olarak görmeye başlarız. İsrail tarafının bakış açısı çok ama çok yanlış. Bütün dünyada estirilen bir lobi faaliyeti şeklinde bu olayların üzerine gidilmesi, insan hakları bakımından, özgürlükler bakımından bir faciaya doğru gittiğimizi bize gösteriyor. Gazze’deki kardeşlerimizin üzerine bombalar yağıyor. Bu mantık ile insanların sosyal medyada susturulduğu paylaşımlarının kaldırıldığı, kriteri belli olmadan ifade özgürlüğünün askıya alındığı, batıda insanların Filistinlilerle dayanışma yaptığı için fişlendiği bir mantık aslında insanlığın bombalandığını, insanlığın temel değerlerinin tehlikede olduğunu bize gösteriyor” dedi.