Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 195 sayfalık iddianamenin, Bartın Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilmesiyle 25-28 Nisan, 3-5 Mayıs ve 24-25 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilen duruşmaların ardından davanın dördüncü oturumu tamamlandı.
Bartın Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bartın Adliyesi'nde özel oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Adliye içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı.
Önceki gün 27, dün 33, bugün 14 olmak üzere 74 tanığın dinlenmesinin ardından cumhuriyet savcısı görüşünü açıkladı.
Cumhuriyet savcısının, tutuklu sanıkların mevcut halinin devamını talep etmesinin ardından söz alan müşteki avukatı Derviş Emre Aydın üç boyutlu simülasyon üzerinden ocak içerisindeki yapıyı anlattı.
Ocak içerisinde eksi 320 kotunda havalandırmayı sağlayan fantüplerin belirli yerine, karşısında yer alan sensörlerin olası metan gazını algılamaması için kesik atıldığını ve bu durumun maden ocağında alınan tüm tedbirleri geçersiz kıldığını savunan Aydın, patlama etkisinin kesik atılan fantüp bölgesinde daha şiddetli yaşandığının görüldüğünü aktardı.
Aydın, "Bu durum, maden ocağında gerekli tedbirlerin alınmadığını, müfettişlerin gerekli denetimleri yapmadıklarını gösteriyor" dedi.
Müşteki avukatı Melika Polat da özellikle maden ocağında taş tozu kullanılmadığı, maske eğitimlerinin yetersiz olduğu, üretim baskısı yaşandığının, üretimin durmaması için gaz sensörlerinin aşağı seviyeye indirildiğinin tanık ifadeleriyle net olarak ortaya çıktığının görüldüğünü ifade etti.
Yine patlama sonrası el konularak TÜBİTAK'a gönderilen sensörlerin de eksik olduğunu anlatan Polat, "Burada sensörlerle ilgili bir delil karartma olduğu açıkça ortadadır. Yine patlama sonrası Rıdvan Acet'in cansız bedeninin bulunduğu yer de kroki üzerinde kasten yol vericilerin yanında gösterilmiş ve patlamaya Rıdvan Acet'in neden olduğu gösterilmeye çalışılmıştır" ifadesini kullandı.
Patlamanın meydana geldiği eksi 300 ve eksi 350 kotlarında havanın yetersiz olduğunun ve üretim için yeterli şartların olmadığı alanda üretim yapılmasının bir baskı sonucu oluştuğunun ortaya çıktığının görüldüğünü savunan müşteki avukatları, tutuklu sanıkların bu halinin devamı ve tutuksuz sanıklardan iş güvenliği uzmanı H.G. ile F.K'nin de tutuklu yargılanması talebinde bulundu.
Müşteki avukatlarının ardından söz verilen tutuksuz sanıklar beraatlerini talep etti. Tutuklu sanıklar da önceki beyanlarını tekrar ettiklerini; üretim baskısı, taş tozu uygulaması yapılmadığı, sensörlerin aşağı seviyeye indirildiği iddialarını reddederek tahliyelerini istedi.
Sanık avukatları da tutukluluğun devamına yönelik mütalaaya katılmadıklarını söyleyerek müvekkillerinin tahliyelerini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar dönemin TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu, Başmühendis Mehmet Tural, kartiyelerden sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile Emniyet Mühendisi Şahan Kahraman'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Mahkeme başkanı, aralarında profesör, maden mühendisi gibi isimlerin yer alacağı yaklaşık 150 kişilik bir heyetle keşif için hazırlıklara başlandığını ve yine bir sonraki celse Zonguldak'tan gelen tahlisiye ekibinin de dinlenmesi için gerekli görüşmeleri yapacaklarını aktardı.
Duruşma diğer tanıkların dinlenilmesi için 15 Kasım'a ertelendi.