EKSEN

‘BM Genel Kurulu vesilesiyle New York’a taşınan küresel diplomasi sönük ve etkisiz kaldı’

Hasan Erel’e göre 78’inci BM Genel Kurul görüşmeleri bu yıl sönük kaldı, ABD öncülüğündeki Batı ‘Ukrayna gündemini’ dünyanın kalanına benimsetemedi. Erel, New York’taki görüşmeler sırasında Çin Dışişleri Bakanı’nın Moskova, Suriye liderinin ise Pekin’e yaptığı ziyaretlere de atıfta bulundu.
Sitede oku
Birleşmiş Milletler’in 78’inci Genel Kurul oturumları, Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden dördünün, Çin, Rusya Federasyonu, Britanya ve Fransa liderlerinin yokluğunda yapılırken, ABD öncülüğündeki Batı blokunun ‘Ukrayna’ odaklı tartışmaları Zelenskiy yönetimi için çok da olumlu sonuçlar yaratmış görünmüyor. Batı medyası Ukrayna liderinin yarıdan azı dolu salona yaptığı konuşma ve temaslarının ‘rahatsız edici’ bulunduğunu teslim etmek durumunda kaldı. Diğer yandan Almanya Başbakanı Olaf Scholz gibi isimler neredeyse ‘boş salona’ konuştular.
ABD’nin New York kentindeki oturumlar esnasında gündeme düşen dikkat çekici gelişmeler, Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Vang Yi’nin Moskova’da Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesi ve Çin ziyaretinin hazırlıklarını ele alması ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın Çin’e yaptığı resmi ziyaret oldu. 20 yıl aradan onra Asya Oyunları’nın açılışına katılıp Pekin’de ağırlanan Esad için Çin yönetiminin özel uçak göndermesi dikkat çekti.
BM Genel Kurulu ve küresel diplomasideki gelişeleri ATASAM analisti ve dış politikalar yazarı Hasan Erel ile konuştuk.

‘Almanya ABD güdümüne girdikten sonra prestijini tamamen kaybetme noktasına kadar geldi’

Hasan Erel'e göre, binlerce Ukraynalı cephede ölürken BM kürsüsünden ‘iklim krizinden’ söz eden Ukrayna lideri Zelenskiy ‘trajikomik’ bir görünüm çizdi. Erel, Zelenskiy haricinde, BM’de Batı’nın durumunu boş salona konuşan Almanya'nın Şansölyesi Olaf Scholz'un sembolize ettiği görüşünde:
“Ukrayna lideri Zelenskiy’nin BM Genel Kurulu’ndaki görüntüsü çok kötüydü. Eski televizyon şovlarındaki komedyenliğine benziyordu. 500 bin genç insanını Rusya gibi dev bir ordunun önüne atıp ölümüne sebep olan birisinin iklim krizinden endişeli olduğunu söylemesi çok trajikomikti. Veya Biden’ın çıkıp Rusya’yı suçlaması, Zelenskiy’nin ‘barış için Rusya’nın teslim olması gerektiğini’ söylemesi trajikomik. Kara mizah gibi. Siyasette yeri yok, çadır tiyatrosuna benzeyen bir şeydi. Bunun en sembolik örneği, Alman Şansölyesi Scholz’un konuşması sırasında salonun bomboş olmasıydı. Scholz’u kimse umursamamış, kimse dinlememiş. Almanya gibi büyük bir ülke, ABD güdümüne girdikten sonra prestijini tamamen kaybetme noktasına kadar geldi. Dışişleri bakanları da Çin’i ‘diktatörlük’ ile suçluyor. ‘Almanya nasıl intihar eder’ derseniz formülü ortada.”

‘BM’nin Bretton Woods kuruluşları gibi bir fonksiyonu vardı’

Hasan Erel, krizleri çözme gücünden yoksun olan Birleşmiş Milletler’in artık devletler nezdinde ciddiye alınmaz hale gelişine işaret etti:
“BM tarihinden itibaren bakarsanız, pek çözüm üretmeyen, sorunları donduran, hatta kimi zaman da sorunları sürdüren ve manipüle eden, Bretton Woods kuruluşları gibi bir fonksiyonu vardı. Tabii uluslararası hukuk temelinde kurulmuş bir örgüt BM. Ama yaşanan savaşlarda BM’nin rolü hep kıyıda kenarda olmuştu. Bu kurulda gördüğümüz manzara artık BM’nin pek dikkate alınmadığını gösteriyor. Rusya ve Çin liderleri toplantıya katılmadı. Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin liderleri New York’a gitmedi.”

‘Eskiden diplomasi denilince New York konuşulurdu’

Hasan Erel, eskiden diplomasinin merkezinin New York olarak kabul edildiğini ancak bu kez Çin Dışişleri Bakanı’nın Moskova’yı ziyareti ve Suriye lideri Esad’ın Pekin ziyaretinin ön plana çıktığını vurguladı:
“Bugün dünyada yeni yükselen güçler var. Jeopolitik dönüşümler var. Bunu artık BM zirvesindeki sembollerde görüyoruz. Kimlerin geldiği kadar kimlerin gelmediğine baktığımızda, Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden dördünün liderlerinin gelmediğini görüyoruz. Bir de şuna bakarsanız, Suriye’yi sürekli bölmek için ABD liderliğindeki koalisyona örtülü destek veren BM örgütleri vardı. Tam da şu anda Suriye lideri Pekin’e gitti. Çin Dışişleri Bakanı da Moskova’da Vladimir Putin ile görüştü. Suriye için 100 milyar dolar değerinde bir yatırımdan söz ediliyor. Şi Jinping kendi uçağını göndermiş, kırmızı halı sermiş. Eskiden diplomasi denilince New York konuşulurdu. Şimdi jeopolitik gelişmeler ve diplomasi, dünyanın farklı yerlerinde de kendisini gösteriyor.”

‘Ermenistan ile askeri tatbikat yapan ABD’nin planları iki gün içinde çöktü’

ABD’nin dünyadaki etkisinin kırıldığı görüşündeki Erel, bunun en güncel örneği olarak, BM Genel Kurulu devam ederken, ABD ordusunun ortak tatbikat düzenlediği Ermenistan’ın Karabağ’da mağlup edilmesini gösterdi:
“Putin gelmediği için BM Genel Kurulu’na Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov geldi. Orada, New York’ta bir mini BRICS zirvesi yapmış. Hatta gazetecilere ironik olarak ‘Ne kadar izole edildiğimizi görüyorsunuz’ dedi. New York’a geliyorsunuz ve orada BRICS zirvesi yapıyorsunuz. Bir de İran Cumhurbaşkanı geldi BM’ye. O da Küresel Güney konusunda el yükseltme yaptı. BRICS’ın dolardan uzaklaşma projesini, de-Amerikanizasyon olarak kürsüden dile getirdi. Yani sadece dolar değil, ABD’nin meşhur demokrasi taşıma kültürünü de silmek gerektiğini belirtti. Artık gördüğünüz üzere dünya siyasi, ekonomik ve jeopolitik olarak farklı bir yöne evriliyor. Bir de Karabağ’da Azerbaycan’ın bir zaferi daha oldu. İkinci Karabağ Zaferi deniliyor. Oradaki Ermeni teröristlerin çıkarılması kabul edildi. Şöyle de diyebiliriz, Ermenistan ile askeri tatbikat yapan ABD’nin planları iki gün içinde çöktü. Çünkü Azerbaycan hem Türkiye, hem Rusya hem de İran ile bir uzlaşı içinde.”

‘Dikkatleri iklim krizine çekmeye çalıştılar’

Hasan Erel’e göre, BM Genel Kurul’una katılan devletlerin birincil gündemi, ABD’nin ve yasa çıkartarak barış görüşmelerini hukuken yasaklayan Ukrayna’nın savaşı devam ettirmesiydi. Diplomasi koridorlarının ana gündem maddesi Ukrayna krizi iken, Batı’nın iklim krizini öne çıkarmaya çalıştığına dikkat çeken Erel, şu sözleri kaydetti:
“İklim krizi veya küresel ısınma gündemi ön plana çıkarılmak istenmişti ABD ve Batı tarafından. Ama bence çok başarılı olmuş gibi görülmüyor. Zelenskiy’e bile söyletmişler kürsüde. O kadar insanın ölmüşken, küresel ısınmadan duyulan endişeyi dile getirmesi trajikomik olmuş. Bir de Atlantik kıyısındaki Afrika ülkeleri ile iklim krizine karşı ABD ile iş birliği kurmayı denemişler. Bu da Rusya ve Çin’in Afrika’daki etkisini kırmaya yönelik bir çaba olarak ortaya çıkmış. Ama şu anda dünyadaki asıl gündem, Ukrayna’da bitmeyen savaş. Savaşın bitmesine izin vermeyen ABD. Sergey Lavrov da söyledi, ‘ABD Zelenskiy’ye emir versin de barış görüşmeleri başlasın’ dedi.”

‘Bizim hükümetimiz de şu anda yüzünü Batı’ya dönmüş durumda’

Hasan Erel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’taki ikili temaslarının siyasi olmaktan çok ekonomik olduğuna dikkat çekerek, asıl hedefin ülkeye sıcak para girişini sağlamak olduğunu belirtti:
“Batı’ya yönelme diyebiliriz Erdoğan’ın konuşması için. Rusya nasıl ki yüzünü Doğu’ya döndüyse, bizim hükümetimiz de şu anda yüzünü Batı’ya dönmüş durumda. Bunun tek sebebi de ekonomi; ülkeye sıcak para girmesi için ne gerekiyorsa yapılması. Yani oradaki Davos direktörü ile görüşüldü, Elon Musk ile görüşüldü, Yahudi örgütleri ile görüşüldü, Netanyahu ile görüşüldü. Yani küresel finans üzerinde etkili olan, vanaları açıp kapatma yetkileri bulunan veya bulunduğu varsayılan kişilerle görüşüldü bana kalırsa. Ekonomiye yeni bir kaynak bulma çabasıyla yapılan, siyasi olmaktan ziyade ekonomik temaslardı bunlar. Batı’ya yönelik eleştiriler artık alışılagelmiş eleştiriler. Aksiyonda pek bir şey ifade ediyor mu bilmiyorum.”

‘Suriyelilerin geleceği belki de buna bağlı’

Erel, Esad’ın Çin temaslarını da değerlendirdi. Çin’in Suriye’ye yapacağı olası yatırımlara dikkat çeken Erel, bu ziyaretin Pekin’in Ortadoğu’daki etkinliğinin yanı sıra değişen dengelerle Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmelerine yardımcı olacak gelişmeleri tetiklemesi umuduna dikkat çekti:
“Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 20 yıl aradan sonra Çin’e gitti. Çok önemli bir görüşme olduğu söyleniyor. Çin’in Ortadoğu’da önemli ilişkileri var. Suriye yaptırımlar yüzünden çok sıkışık bir durumda. Bizdeki bu milyonlarca göçmen istilası var. O Suriyelilerin geleceği de belki buna bağlı. Eğer ekonomik olarak uygun bir durum görürlerse dönebilirler de. Burada bir şey söylemekten ziyade artık yapmak gerekiyor. Bence Erdoğan’ın, Esad ile masaya oturma vakti geldi de geçiyor. Artık bu Kafkaslar’da yapıldığı gibi, Suriye’de de yeni bir model oluşturmak için belirli adımların atılması gerekiyor. Bu konuda bir adım atılmadan yorum yapmak pek mümkün değil bence."
Yorum yaz