Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Uçum, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen '1982 Yerine 2023 Anayasası' sempozyumunda konuştu.
12 Eylül darbesinin mağduru ve çocuk mahkumlarından olduğunu dile getiren Uçum, yeni anayasa konulu bir toplantı düzenlenmesinde görev aldığı için mutluluk duyduğunu söyledi.
Uçum, "Bu durum Türkiye’mizin ve demokrasimizin nereden nereye geldiğinin olağanlaşmış örneklerinden biridir. Bu salonda aramızda bulunan 12 Eylül mağdurları da eminim ki ülke olarak 43 yılda katettiğimiz yolu bu sürecin emektarları ve canlı şahitleri olarak takdir ediyorlardır. Ülkemizin bu gelişimini yeni bir aşamaya taşımak için, Cumhuriyetimizin 100. yılını taçlandırmak için, Türkiye Yüzyılı'nı görkemli bir şekilde başlatmak için artık hedefimiz yeni anayasadır" şeklinde konuştu.
'Yeni anayasa halkla başlayıp halkla biten bir yapım süreci'
Uçum, devletin maddi ve manevi varlığını korumayı ve geliştirmeyi güvenceye alan, tam bağımsızlığı bütün boyutlarıyla korumaya ve güçlendirmeye imkan veren milli bir anayasa yaklaşımının esas olması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Her egemen devlet pozitif hukukunu oluştururken ve uygularken beka esaslı bir politik hukuk anlayışıyla hukuk üretimini yapar ve beka anlayışıyla uygular. Nitekim pek çok Batı devletinin yaptığı budur. Beka tehdidi oluşturacak ya da beka tehditlerine zemin ve güç kazandıracak bir hukuk uygulaması evrensel hukuk adına olsa bile egemen bir devlet açısından meşru değildir ve asla kabul edilemez. Bu nedenle yeni anayasa hedefinde milli anayasa yaklaşımı belirleyicidir."
Yeni anayasanın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 400’den fazla oyla kabul edilmesi durumunda bile halkın onayına sunularak yürürlüğe girmesi için genel bir mutabakat olduğunu dile getiren Uçum, yeni anayasanın halkla başlayıp halkla biten bir yapım süreci, demokratik meşruiyet ve şeffaflık açısından en doğru yöntem olarak öne çıktığını da kaydetti.
'Türkiye Yüzyılı'nın Anayasası '2023 Anayasası' adıyla Cumhuriyet'in Yüzüncü Yılı'nın Anayasası olarak tarihe geçer'
Türkiye’de anayasaların kabul edildikleri yılın adıyla anıldığını ancak bunun hukuki bir zorunluluk olmadığını, doktriner ve yargısal bir teamül olduğunu söyleyen Uçum, "Bu nedenle Türkiye eğer 2028’e kadar devam edecek TBMM’nin 28. Dönemi'nde yeni bir anayasaya kavuşursa yeni anayasanın, 2024 veya sonraki bir yasama yılında kabul edilse bile 2023 Anayasası olarak adlandırılması çok anlamlı olur. Anayasanın bu şekilde adlandırılacağı başlangıç metni içinde ifade edilebilir. Böylelikle Türkiye Yüzyılı'nın Anayasası '2023 Anayasası' adıyla Cumhuriyet'in Yüzüncü Yılı'nın Anayasası olarak tarihe geçer" şeklinde konuştu.
Uçum, bu sembolizmin Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığın, anayasanın içeriğinin yanı sıra adıyla da işaretlenmesi olarak kabul edilebileceğini kaydetti. "Hedef 2023 Anayasasıdır. 2023’ten sonra hangi yılda kabul edilirse edilsin Türkiye Yüzyılı'nda kabul edilecek yeni anayasanın adı '2023 Anayasası' olmalıdır." ifadelerini kullanan Uçum, "Gelin hep birlikte Cumhuriyet'in Yüzüncü Yılı'nı da kapsayan TBMM’nin 28. Yasama döneminde Türkiye Anayasa Mutabakatı (TAM) sağlayalım. Bu kez olsun tam olsun diyelim. Türkiye Yüzyılı'nı yeni anayasayla görkemli bir şekilde başlatalım" dedi.