Viviana Corvalan’ın sözlerine göre, Pinochet iktidara geldikten sonra Corvalan ailesi, diktatörlüğün diğer birçok kurbanı gibi gerçek bir cehennem yaşadı. Dönemin Şili Komünist Partisi Genel Sekreteri Luis Corvalan gözaltına alınarak işkenceye maruz kaldı. Aynısı başına gelen oğlu, aldığı travmalar yüzünden sağlığı bozuldu ve sürgünde henüz 28 yaşında hayatını kaybetti.
“Biz, sürekli takip altında olan bir aileydik. Bize yaklaşan her bir kişi komünist sayılıyordu” diyen Viviana, herhangi bir üniversitede okuması ve hatta görünmesinin bile yasak olduğunu söyledi.
Luis Corvalan, 1976’da ABD’nin aracılığında Sovyetler Birliği ve Şili yönetimi arasında varılan anlaşmayla Sovyet muhalif Vladimir Bukovskiy’ye karşılık değiştirilerek Sovyetler Birliği’nde siyasi sığınma aldı. Henüz 21 yaşında olan Viviana da kız kardeşiyle birlikte Moskova’ya geldi.
Sovyet toplumu ve henüz birçok ülkenin ulaşamadığı sosyal başarıları için 'fantastik' ve 'harika' nitelendirmesinde bulunan Viviana Corvalan, Sovyetler’deki barınma, ücretsiz sağlık ve eğitim haklarına dikkat çekti.
Luis Corvalan’ın kızı, “Hiçbir ekonomik sıkıntı yaşamadan istediğim şeyi okuma fırsatı buldum. Yaşayacak bir yerim, sağlık hizmetlerine erişimim, aşkım, meslektaşlarım ve dostlarım vardı. Onlarla hâlâ görüşüyorum” ifadesini kullandı.
Dünya genelinde yaşanan Rusofobi için “delilik” nitelendirmesinde bulunan Viviana, Batı’nın başlattığı Rusya karşıtı kampanyanın birçok açıdan Pinochet’in komünistlere saldırılarını andırdığını söyledi.
Viviana, “Bugün bile bu anti-komünizmi hissediyorum. Rusfobi için de aynı şey geçerli” diye ekledi.