Medvedçuk, ‘Smotrim’ platformu için kaleme aldığı makalede Ukrayna'nın ölümünün artık durdurulamaz olduğunu, tamamen Rus halkına karşı öfke ideolojisi üzerine inşa edilen bu devletin uzun süre var olamayacağını yazdı.
Ukraynalı siyasetçi, “Ukrayna, 32. yıldönümüne yüksek enflasyon ve yıkıcı bir borç krizi, rekor bütçe, ihracat hammadde yapısı ve GSYH açığı ile yaklaşıyor. Uluslararası derecelendirmeler, Ukrayna'nın bağımsızlık yılları boyunca teknolojik ve ekonomik bir devden, Avrupa'nın en geri ve en fakir ülkesi olan bir hammadde ülkesine, geleceği olmayan bir ülkeye dönüştüğünü gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Ukrayna’nın eski Sovyet ülkeleri arasında 1990 GSYİH seviyesine asla ulaşamayan tek ülke olduğuna dikkat çeken Medvedçuk, “Ukrayna’nın siyasi seçkinlerinin büyük bir kısmı, her şeyden önce kendi halkına ihanet etti. Onu soydu, haklarını ve özgürlüklerini elinden aldı, düşünmesini ve analiz etmesini engelledi, küstahça aldattı. Şimdi ülkeyi NATO silahları için bir poligona dönüştürerek, bu insanları öldürüyor ve bundan milyarlarca dolar kazanıyor. Ukrayna'nın bir devlet olarak ölümü artık durdurulamaz. Aslında o (devlet) artık yok. Böyle bir yönetim ve siyasi gelenekle bir ülkenin uzun süre var olması mümkün değil. Kırgınlık, aptallık, fanatizm ve zulüm üzerine bir ülke kuramazsınız. Oysa Ukraynalı seçkinler halka başka bir şey öneremiyor” vurgusunu yaptı.
‘Avrupa Birliği'nde rahat bir yaşam’ arayışının ve Avrupa entegrasyonu fikrinin saplantıya dönüştüğünü, bu zeminde Ukrayna'nın Batı lehine kendi çıkarlarından tamamen vazgeçtiğini ve bunun ülkedeki tüm önemli alanların bozulmasına yol açtığını vurgulayan Medvedçuk, ifadelerini şöyle sürdürdü:
“Ukrayna'nın bir devlet olarak durumu ortada, belli bir anda onu kendi vatandaşları için değil, Batılı efendilerine satmak için inşa etmeye başladılar. Ancak Ukraynalıların çoğunluğu, hain hükümetlerinin aksine düzgün ve çalışkan insanlardır. Bombasız bir gökyüzünü, huzuru bulmayı, refaha ulaşmayı, çocuklarını asla başkalarının çıkarları için savaşa göndermeden yetiştirip eğitmek için siyasi ve sosyal koşulları elde etmeyi hak ettiler.”