ABD'de son 5 ayda farklı suçlamalarla 3 kez hakim karşısına çıkan önceki Başkan Donald Trump'ın Kasım 2024 seçimleri için adaylık sürecinin davalardan nasıl etkileneceği merak konusu.
Dün başkent Washington DC'deki federal mahkemede 'Kasım 2020 başkanlık seçimi sonuçlarını kendi lehine değiştirme komplosu' iddianamesini dinleyen 45. Başkan, suçlamaları reddetti. Sputnik'e konuşan analistler, özellikle ilk duruşması 28 Ağustos'ta görülecek üçüncü davayı, 'Biden yönetiminin Trump'ın 2024 seçim yarışında etkin kampanya yürütmesini engelleme çabası' olarak değerlendirdi.
'Seçim sürecine yargı müdahalesi'
New York Eyalet Üniversitesi (SUNY) Plattsburgh'un siyaset bilimi profesörü Dr. Harvey Schantz, "Trump aleyhine perşembe günü açılan dava, seçim sürecine yargı müdahalesinin bir başka örneği" dedi.
'Amerikan siyasi sisteminin özündeki çekişme'
Üçüncü iddianamenin 'Cumhuriyetçi Partili bir Başkan'dan Demokrat Partili bir Başkan'a yetki devriyle ilgili olmasından ötürü Amerikan siyasi sisteminin özüne uzandığı' yorumunu yapan Schantz, 'bunun her zamankinden daha büyük bir değişiklik olduğunu, çünkü iki partinin çok farklı kamu politikası görüşlerine ve birbirinden keskin şekilde farklı destekçilere sahip olduğunu' belirtti.
6 Ocak 2021 Kongre baskınına uzanan Kasım 2020 başkanlık seçimi sonuçlarını kendi lehine değiştirme komplosu iddianamesi, 'ABD'yi yanıltmak için komplo kurma, resmi süreci engellemek için komplo kurma, resmi süreci engellemeye teşebbüs ve seçmenlerin anayasal haklarını kullanmalarını engellemek için komplo kurma' suçlamalarıyla, Trump'ın karşıya karşıya olduğu davalar içinde en ciddisi.
'Parti bağlılıklarına göre kutuplaştırma'
Schantz, iddianamenin, Demokrat Partililer ile Cumhuriyetçi Partililer ve Cumhuriyetçi Donald Trump ile Demokrat halefi Joe Biden'ın seçmenleri arasındaki farklılıkları şiddetlendirerek 'insanları parti bağlılıklarına göre kutuplaştırdığını' söyledi.
'Trump seçmen nezdinde yara almadı'
Siyaset bilimci, 'aleyhindeki bir dizi davanın, Trump'ın Cumhuriyetçi Parti'nin adaylık yarışı üzerindeki hakimiyetini güçlendirdiği ve genel kanının aksine, anketlere göre selefle halefin başa baş gittiği Kasım 2024 başkanlık seçimi için henüz Trump'a zarar vermediği' izlenimini paylaştı.
'Karşı çıkmayı suç haline getiriyorlar'
SUNY Alfred State College'ın siyasi analisti ve tarih doçenti Dr. Nicholas Waddy, Trump'ın rutin gözaltı ve parmak izi işlemlerinin ardından yargıç karşısına çıkarılmasını "Aslında muhalefeti, eleştiriyi, görüş farklılıklarını ve siyasi muhalefeti suç saymaya çalışan Biden yönetimi, ilericiler ve Derin Devlet için yeni bir dibi temsil ediyor" diye değerlendirdi.
'Derin Devlet'in tüm nefretini üstüne toplamış durumda'
45. Başkan'ın 'eylemleri veya sözleri nedeniyle değil, kim olduğu ve neyi temsil ettiği nedeniyle suçlandığını' savunan Waddy, "Adalet Bakanı Merrick Garland ve Trump hakkında yürütülen soruşturmalara özel yetkili uzman olarak atanan eski Başsavcı Jack Smith dahil Derin Devlet, varlığının her zerresiyle Trump'tan nefret ediyor" saptamasını yaparak şöyle devam etti.
"2024 seçimlerinde Biden'ı yenip bir dönem daha başkanlığı kazanması ihtimalinden dehşete düşüyorlar. Bu yüzden onlar ve çok sayıda başka eyalet savcısı ve federal savcı, Trump'ı aday olarak dizginlemek için bir 'hukuk' stratejisine karar verdi."
"Trump'ı hayatının geri kalanı boyunca hapiste tutmayı çok isterler, ancak birincil amaçları 2024 boyunca yasal düğümlerle bağlamak ki, etkili şekilde kampanya yürütemesin ve tüm seçim, Joe Biden'ın başkanlık performansı yerine Donald Trump'ın suçluluğuna ilişkin tartışma etrafında dönsün."
“Buradaki amaç -seçim sürecine müdahale etmek- o kadar aşikar ki, aklı başında hiç kimse bunu inkar edemez. Demokratlar için 'varoluşsal' tehdit oluşturan Trump değil, demokrasinin kendisi ve onların ışığını söndürmeye çalıştıkları şey tam da bu."