Batı medyasına göre Beyaz Saray, Tayvan'a silah transferini hızlandırmak için ABD Kongresi'nden Tayvan adasının silahlandırılmasını Ukrayna bütçesi aracılığıyla finanse etmesini isteyecek.
Talep, Biden yönetiminin ABD'nin Tayvan'a 345 milyon dolar değerinde silah teslim edeceğini duyurmasının ardından geldi.
Tayvan, Pekin tarafından Çin Halk Cumhuriyeti'nin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor.
Eski CIA ve Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Dairesi kıdemlilerinden Larry Johnson, konuyla ilgili Sputnik'e verdiği demeçte şunları söyledi:
"Bu, Biden yönetiminin Çin'i kızdırmaya hiç aldırış etmediğini gösteriyor. Çin, ABD'nin Tayvan'a silah veya askeri eğitim sağlama yönündeki herhangi bir çabasını Çin için doğrudan bir tehdit olarak gördüğünü çok net bir şekilde ortaya koydu. Ve nedense Biden yönetimi Çinlilerin tutumunu kabul etmeyi reddediyor. Biden yönetiminin kabul ettirmekte bir sakınca göreceğini düşünmüyorum. ABD'de Ukrayna'daki savaşın finanse edilmesine karşı çıkılacak veya savaş çıkabileceği bir noktaya henüz gelmedik. Bu yüzden, muhtemelen devam edeceğini düşünüyorum, bu da Çin ile ABD arasındaki ilişkileri daha iyi değil, daha da kötüleştireceği anlamına geliyor."
Johnson aynı zamanda, Tayvan'a silah sevkiyatı kararını 'Ukrayna'ya verilen desteği azaltmak olarak görmediğini' ve Biden yönetiminin Tayvan'a destek göstermesi için baskı altında olabileceğini söyledi.
Johnson, ABD kanunlarına göre uygulanan ilgili finansman manevrasını 'finansmanı hızlandıracak, geciktirmeyecek şekilde onay almak için uygun bir yasama aracı olarak' gördüğünü söyledi:
"Bunun Ukrayna için fonlarda bir kesintiyi ve bu fonların Tayvan'a kaydırılmasını temsil edip etmediği konusunda hala net değilim. Bence bu daha çok ABD yasama sürecinin bir işlevi, teoride yönetimden önce Kongre'nin parayı tahsis etmesi gerekiyor. Bu yasa zaten sunulduğu ve Tayvan'a destek sağlamak için önceden taahhütlerde bulundukları için, fonların bir kısmını Tayvan için ayırmaya karar verdiklerini düşünüyorum."
Johnson ayrıca, ABD'nin Tayvan konusundaki tavrını da şu ifadelerle değerlendirdi:
"Bir kere, ABD dünyanın en güçlü ülkesi olduğuna ve diğer ülkelere gerçeği dikte edebileceğine inanmaya devam ediyor. Bu kibrin bir sonucu. Ne yazık ki ABD'nin bu tür eylemlerde ısrar etmesinin ABD'ye çok zarar verecek ve onu güçlendirmeyecek, zayıflatacak bir çatışmayı kışkırtacağını düşünüyorum. ABD şu anda Ukrayna'daki tek vekalet savaşını bile finanse edemiyor, kaybediyor. Örneğin yeterli top mermisi sağlayamıyor. ABD gücünün sınırlarına ulaştığını kabul edemiyor."
ABD hükümet yetkilileri, Çin'in uyarılarına rağmen Tayvan'ın liderliğiyle görüşmeye devam ediyor. Ayrıca ABD, adaya yönelik 'Çin tehdidini' gerekçe göstererek müttefiklerini Asya Pasifik'teki askeri varlıklarını güçlendirmeye teşvik ediyor.