Ekonomim gazetesinden Aysel Yücel'in haberine göre, yılın ilk yarısını tarihi rekorla kapatan otomotiv pazarında talep yavaşlarken, lüks segmentten sipariş iptal haberleri gelmeye başladı. Kurdaki sıçramaya paralel yüzde 80 ÖTV diliminin altında araç kalmaması ve hükümetin ikinci el piyasasına yönelik son dönemdeki müdahaleleri, yatırım amaçlı otomobil alımlarını azaltırken, hızla yükselen fiyatlar ve krediye erişimde yaşanan zorluklar da talebi baskılıyor.
Türkiye’deki yüksek enflasyon ve kurdaki hızlı yükselişle otomobili yeniden cazip ve güvenli bir yatırım aracına dönüştürmüş, bu durum otomotiv satışlarında ilk yarı rekoru getirmişti. Yatırım amaçlı alımların toplam satışlardaki payının yüzde 60’ları aşmasıyla Türkiye tarihinde ilk kez otomobil ve hafif ticari araç satışları, yılın ilk yarısında yarım milyon adeti geçerek 556 bin adete yaklaşmıştı. Sektör temsilcileri, seçim sonrası krediye erişimde yaşanan zorlukların gevşeyeceği, yatırımcı ilgisinin devam edeceği yanı sıra tedarik sorunlarının azalacağı beklentisiyle yılsonunda 2017’den sonra ilk kez 1 milyon adetlik satış rakamına ulaşma hayali kuruyordu. Tedarik sorunu azalsa da ekonomideki gelişmeler paralelinde sektördeki ‘temkinli iyimserlik’ yerini endişeye bıraktı.
EKONOMİ gazetesine konuşan Honda Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer, talepte yavaşlama olduğunu ifade ederken, yatırım amaçlı alımların da durma noktasına geldiğini söyleyerek, “Sadece ihtiyaç sahipleri ve aracını yenilemek isteyenlerin otomobil aldığını görüyoruz” dedi.
Doğuş Otomotiv İcra Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, son dönemde otomotivdeki talebin yatırım aracına dönüşmesi olduğunu hatırlatarak, “Finansal yatırım araçları enflasyonun altında kaldığı zaman, tüketicinin alternatif yatırımlar aramasından daha doğal bir gelişme olamaz. Seçimden sonra Merkez Bankası’nın ve hükümetin aldığı kararlar tüketicileri yine finansal yatırımlara yönlendirmeye başladı. Otomotiv satışları - tabiri caizse - normalleşmeye başladı. Ayrıca filo şirketlerinin kredi temini zor olduğundan dolayı filo satışları da potansiyelin gerisinde” açıklamasını yaptı.
'Yatırım cazibesi kalmadı'
Sektör yetkilileri, araç yatırımının cazibesinin kalmadığını belirterek daha önce verilmiş siparişler nedeniyle satışlardaki daralmanın temmuz ayına çok yansımayacağı, asıl etkinin ağustos sonu itibariyle hissedileceğini ifade ediyor. Temmuz ayında satışların 100 bin adeti aşması bekleniyor. Temmuz 2022’de yaklaşık 52 bin adetlik otomobil ve hafif ticari araç satılmıştı.
Sanayi çevrelerinden edindiğimiz bilgiye göre, talepteki yavaşlama nedeniyle bazı markalar yurt dışı araç tedariki ile ve üretim adetlerinde aşağı yönlü revizyona gidiyor. İhracatta ana pazar olan Avrupa’da da talebin zayıf olması, yerli üreticileri endişelendiriyor.
Otomotiv analiz şirketi Cardata’nın verilerine göre, sıfır kilometre otomobil fiyatları yılbaşından bu yana yüzde 49, seçimden bu yana ise yüzde 26 artış gösterdi. İkinci el araçlardaki fiyat artışı ise yılbaşından bu yana yüzde 85 oldu. Artan fiyatlara paralel yüzde 80 ÖTV diliminin altında model kalmadı. Sıfır kilometre araçlarda 800 bin TL’nin altında sadece 19 model kaldı. Türkiye’de en ucuz otomobili olan B segmentindeki Hyundai i10’un manuel versiyonunun fiyatı 681 bin TL’yi aştı. Yine Türkiye’nin en çok satan modelleri Renault Clio ile Fiat Egea’da üst versiyonlar 1 milyon barajını aştı.
İkinci el fiyatlarında düşüş
Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Ali Karakaş ise ikinci el otomobillerdeki daralmaya ilişkin şu açıklamayı yaptı: “İkinci elde özellikle Mayıs ayında başlayan seçim belirsizliği Haziran ayında ki uzun bayram tatili derken, Temmuz ayında açıklanan yeni vergiler ve Ticaret Bakanlığı’nın kararlarının yürürlüğe girmesi sektörü daralttı. 3 aydır periyodik olarak satışlar düşüyor. Bunda özellikle ikinci el otomotiv piyasasındaki bakanlık kararları etkili oldu, yeni yönetmeliklerin piyasalara nasıl yansıyacağı merak konusuydu. Tüketici ikinci el araçlar için gözlemlemeye geçti diyebiliriz.”
Otomotiv analiz şirketi Cardata’nın verilerine göre, sıfır kilometre otomobil fiyatları yılbaşından bu yana yüzde 49, seçimden bu yana ise yüzde 26 artış gösterdi. İkinci el araçlardaki fiyat artışı ise yılbaşından bu yana yüzde 85 oldu. Artan fiyatlara paralel yüzde 80 ÖTV diliminin altında model kalmadı. Sıfır kilometre araçlarda 800 bin TL’nin altında sadece 19 model kaldı. Türkiye’de en ucuz otomobili olan B segmentindeki Hyundai i10’un manuel versiyonunun fiyatı 681 bin TL’yi aştı. Yine Türkiye’nin en çok satan modelleri Renault Clio ile Fiat Egea’da üst versiyonlar 1 milyon barajını aştı.
Üst üste gelen zamlar sonrası tüm otomobil modelleri yüzde 80 ve üzeri vergi dilimine girdi. Sektör yetkilileri, matrahların güncellenmesini talep ediyor. Konuyla ilgili açıklama yapan OSD Başkanı Cengiz Eroldu, sektörün bu konudaki talebini şöyle özetledi: “Aralık ayında baktığımız zaman yüzde 80 ve üzeri vergi diliminde olan araçlar pazarın yüzde 65’ini oluşturuyordu. Haziran ayında bu rakam yüzde 98’e geldi, temmuz ayında da 100 oldu. Bu tabii 45, 50, 60, 80 vergi diliminde yerli üreticilere bir rekabet avantajı sağlayan bir durumdu. Şimdi yerli üreticilerin araçları aslında ithalatçılara göre daha fazla artmış oldu çünkü yüzde 80’lik araçlarda vergi değişimi yok. Fakat sene başında yüzde 50 olan bir araçta yüzde 80’e gittiğiniz zaman bir vergi değişimi de geliyor. Türkiye'de satılan bütün araçların yüzde 80’lik ÖTV diliminde olması Türk tüketicisinin mobiliteye erişiminde önemli bir sorun."
Krediye erişim zorlaştı
Otomobilde hızla artan fiyatlar tüketicinin araç alımında kredi talebini artırırken, birçok sektörde olduğu gibi otomotivde de krediye erişimde büyük zorluk yaşanıyor. Ancak TCMB’nin yeni hamlesi tüketicinin taşıt kredisine erişimini daha da zorlaştıracak. Dün Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, finansal kaynakların verimli kullanımının desteklenmesi amacıyla, taşıt kredilerinde yüzde 3 olan büyüme sınırı yüzde 2 olarak belirlendi. EKONOMİ gazetesine değerlendirmelerde bulunan, taşıt kredileri konusunda uzman bir banka üst yöneticisi, “Son dönemde özellikle otomobil fiyatlarındaki artış ve ötv matrahlarında otomobillerin bir üst matraha çıkması sebebiyle bireysel tüketici özelinde taşıt kredi taleplerinde daralmayı gördük. Birçok otomobilin fiyatının da 2 milyon TL sınırını geçmesi ‘nihai fatura değeri-LTV’ kredilendirme sınırını geçmesi sebebiyle taşıt kredisi de verilemiyordu. Son düzenleme ile bireysel taşıt kredilerindeki büyüme sınırının bankalar nezdinde yüzde 3’den yüzde 2’ye çekilmesi taşıt kredilerini daha da yavaşlatacak, bireysel taşıt kredisi talebini düşürecektir” açıklamasını yaptı.