ANKARA FARKI

Emekli Büyükelçi Öymen: Lozan’ı eleştirenler cumhuriyete karşı olanlar

Emekli Büyükelçi Onur Öymen, Lozan’ın 100. Yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Lozan’ın örneği olmayan bir anlaşma olduğunu belirten ve cumhuriyetin ‘kilit taşı’ olarak niteleyen Öymen, “Lozan Anlaşması olmasaydı bugün Sevr Anlaşması yürürlükte olacaktı. Lozan’ı eleştirenler Cumhuriyete karşı çıkanlar” dedi.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına Emekli Büyükelçi Onur Öymen konuk olarak katıldı. Lozan’ın gizli maddeleri olduğu konusundaki iddiaları şehir efsanesi olarak niteleyen Öymen, asırlık Lozan Anlaşması ile ilgili detaylara dair şöyle konuştu:

‘Lozan olmasaydı Sevr olurdu’

“Lozan örneği olmayan bir anlaşmadır. Lozan o kadar büyük bir başarı ki insanın dili varmaz buna başarısızlık demeye. Lozan olmasaydı Sevr olacaktı. Sevr’de bize bırakılan topraklar daha mı genişti Lozan’dan? Daha dardı. Lozan’da aldığımız topraklar Sevr’in bıraktığı toprakların aşağı yukarı 2 misli. Ve Sevr’deki hükümler bağımsız hiçbir devlete konulmamış, kabul ettirilmemiş hükümler ve bunları elinin tersiyle itecek Türkiye. Türkiye’yi çağdaş, bağımsız, egemen bir devlet haline getirecek, bunun temellerini kuracak ve bugünkü bağımsız, özgür halimize Türkiye’yi kavuşturacak. Ondan sonra ‘Lozan zafer midir, hezimet midir?’ bunu tartışacağız.”

‘Lozan’a karşı olanlar, hazmedemeyenler’

“Eskiden beri bunu söyleyenler vardı. Sadece Türkiye’de bazılarının bu tip şeyleri söylemiş olmasını fazla ciddiye almayabilirsiniz ama dışında öyle anlaşılıyor ki Lozan’ı hazmedemeyenler vardı. Lozan Anlaşması’nda İngiltere’nin baş delegesi olan Lord Curzon İsmet Paşa ile yaptığı konuşmada öyle şeyler söylüyor ki… Anlıyorsunuz ki Lozan’ı hazmedemeyecekler, yıllarca bunun intikamını almaya çalışacaklar Türkiye’den. İsmet Paşa daha sonra anılarında; ‘Bütün siyasi hayatım boyunca dış borç almadan devleti yönetmeye çalıştım’ diyor. O yüzden hiç kimse Türkiye’nin olmayan borçlarını bir silah gibi kullanarak Türkiye’ye siyasi tavizler dayatamadılar. Atatürk’ün ve İsmet Paşa’nın yaptığı büyük bir devlet adamlığıdır.”

‘İçeride cumhuriyete karşı olanlar da Lozan’a karşı çıktı’

“Lozan anlaşmasının müzakereleri sırasında komisyonlarda Türkiye’nin laikliği kabul edeceğinin işareti veriliyor. Laiklik orada, Lozan’da ortaya çıkıyor. Ve Türkiye’de laikliği hazmetmeyen, Cumhuriyete karşı olanlar var, Atatürk’ün çevresinde de bazıları var, hilafetin kaldırılmasına karşı çıkanlar var. Bunlar Lozan’dan çok rahatsız oluyorlar. Bunu da görmemiz lazım tabii.”

‘Lozan cumhuriyetin kilit taşıdır’

“Cumhuriyet’in kilit taşı diyorum ben. O kilit taşını duvardan çektiğinizde duvar yıkılır. Onun için devletimizin kilit taşı Lozan. Lozan ile tam bağımsızlık ilkesini Türkiye’nin benimsediği net olarak anlaşılıyor.”

‘Lozan’ın gizli maddeleri şehir efsanesidir’

“Lozan’ın gizli maddeleri olduğu iddiası şehir efsanesi. Tartışmaya bile değmez. Lozan’ın metinleri ortadadır, açıktır. Zabıtları ortadadır. Her konuşulan kelime ortadadır. Lozan’ın neresine, kim gizli madde koyacak? Kim bunu kabul edecek? Atatürk ve İnönü böyle gizli anlaşma yaparak büyük devletlerin iradesine boyun eğecek insanlar mıydı? Yani böyle bir şey söylemek hem Atatürk’e hem İnönü’ye karşı çok insafsızca bir suçlama olur. Lozan’ın gizli anlaşması hiçbir zaman olmadı. Olsaydı şimdiye kadar çoktan karşımıza çıkarırlardı.”

‘Montrö Lozan’ı tamamlayan bir antlaşmadır’

“Türkiye 1936 yılında Lozan üyesi ülkeleri Montrö’de bir konferansa davet ediyor. İtalya hariç hepsi katılıyor ve İtalya da daha sonra kabul ediyor. Bir ay içinde tam Türkiye’nin istediği gibi bir anlaşmaya varılıyor Montrö’de. Bu olağanüstü bir başarıdır ve Lozan’ı tamamlayan bir anlaşmadır. Burada askersizleştirilmiş bölgeler kaldırılıyor. Hem boğazların iki tarafında hem de Marmara denizinin etrafında Türk askerleri serbestçe görev yapabilecekler. İkincisi de Lozan’da Türkiye’nin başkanlığında kuruluyor ama bir uluslararası komisyon kurularak geçişleri düzenliyor. Onların da söz sahibi olması öngörülüyor. Montrö’de bu da kaldırılıyor. Boğazlar komisyonu kaldırılıyor ve boğazlardaki geçiş düzenine doğrudan doğruya Türkiye’nin yetkisi hâkim oluyor. Bütün bunları düşündüğümüz zaman Montrö ile de birlikte gerçekten Lozan hem güvenliğimiz, stratejik menfaatlerimiz, bağımsızlığımız, egemenliğimiz açısından olağanüstü bir anlaşmadır.”

Yorum yaz