Radyo Sputnik’te Serhat Ayan’la Yeni Şeyler Rehberi programına Liv Hospital’den psikolog Selenay Yücel Keleş oldu. Keleş, emoji kullanımlarının doğurduğu olumlu ve olumsuz etkenlerden bahsederek açıklamalarda bulundu.
‘Gençler düz mesajları sert bir üslup olarak algılıyor’
Emoji kullanımının cümlelere duygusal anlamlar yükleyerek iletişimi kuvvetlendirdiğini konu alan psikolog Yücel, 12 kişilik bir deney grubundan örnek vererek şunları dedi:
“Yüz yüze konuşmalarda jest ve mimikler ile cümlenin duygusunu yansıtabiliyoruz. Yazılı ifadelerde bunları emojiler ile sağlıyoruz. Emojilerin daha güçlü iletişim kurabilmemiz için cümlelere destek sağladığı tartışmasız. Örneğin, 12 kişilik bir deneyde iki grup kuruluyor ve gruplardan biri emoji kullanırken diğer grup hiçbir sembol kullanmıyor. Araştırma sonucu emoji kullanan grubun daha güçlü bir iletişim sağladığını ortaya koyuyor. Diğer bir araştırmaya göre de insanların yüzde 96’sı emoji kullanmadan yazılı iletişim kuramadığını ifade ediyor. Özellikle gençler de düz mesaj gördüklerinde sert bir üslup, ciddi bir konu sanabiliyorlar.”
‘Emoji kullanımı iletişim becerilerimizi zayıflatıyor’
Kültürlerarası farklı anlamlar taşıyan emojilerin anlam karmaşası oluşturabildiğine de dikkat çeken Keleş, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Emojler duygularımıza kelimelerden daha fazla tercüme oluyor ama uzun bir cümlede ifade edebileceğimiz bir duyguyu tek bir emoji ile göstermek de sözel becerilerimizi köreltiyor. Az cümle çok ifade ile iletişim becerilerimiz olumsuz etkileniyor ve zayıflıyor. Bunun yanı sıra emojiler evrensel anlamlar taşımadıkları için algısal farklar da olabiliyor. Örneğin gençler normal bir gülümseme emojisini alaycı bir tavır ya da pasif agresif olarak görebiliyor. Bazı kültürlerde iki elin birbirine çarpması da bizde ‘amin’ anlamında kullanılıyor. Emojiler kültürlerarasında farklı algılara sahip olduğu için de herkes aynı anda doğru şeyi algılayamayabiliyor.”