Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü kuraklık tehdidi altında. 3 bin 712 kilometrekarelik büyüklüğü ile Türkiye’nin en büyük gölü olan ve Vanlıların ‘deniz’ dediği Van Gölü son yıllarda kuraklıktan en çok etkilenen yerlerden biri. Etkisini her geçen yıl gösteren kuraklık, yağışların azalması, artan sıcaklarla birlikte yaşanan buharlaşma, gölü besleyen kaynaklar üzerinde kurulan HES’ler Van Gölü’nde suların ciddi boyutlarda çekilmesine neden oluyor. Bunun yanı sıra göldeki kirlilik de her geçen gün artıyor. Gölün çevresindeki yerleşim yerlerinin atık sularının arıtılmaması, Van Gölü'nde canlı yaşamını tehdit ediyor.
1 / 7
Van Gölü’ndeki kuraklık uydu görüntülerine yansıdı
1970 yılına ait Landsat uydu görüntülerinde Van Gölü'ne dökülen Karasu Çayı'ndan 5-6 kilometrekarelik alanın tamamen suyla kaplıyken, 2021 yılı uydu görüntülerinde ise Karasu Çayı'nın 6 kilometrekarelik bir alanında sular tamamen çekildi. Yaşanan su kaybı ise her geçen yıl artıyor. Suların çekilmesiyle birlikte yüzlerce dönüm arazi gün yüzüne çıkarken, yaban kuşlarının konaklama alanı olan sazlıkları da kurutuyor. Giderek alan kaybeden Van Gölü’nde yaklaşık 100 yıllık balıkçı iskelesi su yüzeyine çıktı. Suların çekilmesi ve gölde artan kirlilikle birlikte biyoçeşitlilik de azalıyor.
© Sputnik / SertaÇ Kayar
2 / 7
‘430 km çevresi olan bir iç deniz’
Sputnik’e konuşan Van Çevre Derneği Başkanı Ali Kalçık, Van Gölü’nde yaşanan su çekilmesi ve gölde artan kirliliği değerlendirdi. “Van Gölü derken biz aslında Vanlılara doğanın bahşettiği en büyük değerdir” diyen Kalçık “Belki Van’ı Van yapan bu denizimizdir. Eskiden Van Denizi denilirdi, biz de hala Van Denizi diyoruz. 430 km çevresi olan bir iç deniz. Bu denizin bize verdiği olağanüstü bir durum var. iklimleri ılıman hale getiriyor. Kışlarımız soğuk değil, yazlarımız da sıcak değil. Olağanüstü güzellikler içerisinde yaşıyoruz. Yaşarken bunun ne kadar değerini kıymetini biliyoruz işte tam da sorunumuz bu” şeklinde konuştu.
‘Van Gölü’nün 85 km’lik sahil alanı işgal edildi’
Van Gölü’nün önemli bir kısmının işgal edildiğini söyleyen Kalçık şunları söyledi: “3621 sayılı yasa olmasına rağmen, kıyılar bütün canlılara açık olması gerekirken ve uluslararası bir hak, hukuk olmasına rağmen başta devlet yetkilileri, kanun koruyucular, kanun koyucular İn Köyü’nden Erciş’in Karatavuk Köyü’ne kadar 185 km’lik bir alan sahil niteliğinde olan önemli yerler devlet kuruluşları, devlet yetkilileri tarafından işgal edilmiş. Ekonomik, siyasi gücü olanlar tarafından işgal edilmiş canlılara, insanlara kapalı. Birinci sorunumuz bu.”
© Sputnik / Sertaç Kayar
3 / 7
‘Sazlıklarımız kurutuluyor, imara açılıyor, dolgu yaptırılıyor’
Van Gölü’nde yaşanan bir diğer sorunun sazlıklar konusu olduğunu ifade eden Kalçık “Van Gölü’nün bu kadar değerli olmasının yanında ona daha fazla değer katan bizim sulak alanlarımızdır, sazlıklarımızdır. Sazlıklarda 3-5 sineğin olmasına karşı her gün bin 500 ton buralara sinek ilacı dökülerek kanserojene neden oluyor. Sazlık alanlar, sulak alanlar derken binlerce canlının üreme alanlarıdır. Sazlıklarımız bu kadar değerlidir. Normalde ülkesini, vatanını, ilini seven yerel bir yönetici cep sazlılar yaratması gerekirken, yok ediyor. Sazlıklar, doğal biyolojik arıtmalardır. Bu biyolojik arıtmaları kurutmak akla zarar bir şeydir. Van’ın içinde ağaçların, ormanın olmadığını görüyoruz. Ormanın olmadığı yerde parayla alınmayacak kadar değerli olan sazlıklar önem kazanıyor. Sazlıklar oksijen kaynaklarıdır, üreme alanlarıdır, biyolojik arıtmalardır. İnsanların ve diğer canlıların yaşaması gereken en az kişi başına düşen 10-15 metrekarelik yeşil alan olması gerekirken Van’da kişi başına düşen 0.70 santimdir. Böyle bir sorunun olduğu yerde sazlıklarımız kurutuluyor, imara açılıyor, dolgu yaptırılıyor, yol yapılıyor, tarıma açılıyor. Böyle anlaşılmaz uygulamalara maruz kalıyor” dedi.
© Sputnik / Sertaç Kayar
4 / 7
‘5 km’lik alanda yaklaşık 100 milyon metreküp su çekildi’
Van Gölü’nde yaşanan bir diğer sorunun kuraklığa bağlı suların çekilmesi olduğunu belirten Kalçık şöyle devam etti: “Şuan bulunduğumuz bu alanlar genelde sazlıklardı, yeşil alanlardı. Ama maalesef şuanda küresel ısınmadan kaynaklı sularımız çekildi. Suyun olmaması ayrı bir şey bir de sulak alanlarımızın, sazlıklarımızın olmaması da tamamen bir vahşettir. Kabul edilmeyecek bir durumdur. Doğanın yok olması, suyun azalması, suyun kirlenmesi hayatların yok olmasına eş değerdir. 2018 yılında bulunduğumuz bu yer suydu ve olsaydı şu an suyun içindeydik. Su gözle görülebilecek şekilde ciddi boyutta geri çekildi. Yaklaşık olarak 100 milyon metreküp su çekilmiş. Erciş-Gevaş arasında kot farkı olduğundan dolayı burada çok fark edilmiyor ama Çelebibağ’dan bakıldığı zaman yaklaşık 5 km’lik su çekilmiş. Bu çok ciddi bir sorundur.”
© Sputnik / Sertaç Kayar
5 / 7
‘Van Gölü’nü besleyen kaynaklar ve barajlar kuruyor’
Van Gölü’nü besleyen yaklaşık 102 akarsu ve derenin olduğuna dikkat çeken Kalçık “Bu 102 akarsu ve derenin önemli bir kısmı kurumuş, geri kalanı da debileri yüzde 50, yüzde 70 civarında düşmüş durumdadır. Van’ın etrafında 4 tane barajımız var. Bu barajların önemli bir kısmında su bitme noktasındadır. Doluluk oranları Yüzde 20’nin altına düşmüş. Mor Gedik barajmız var. Zilan kolunu besleyen Van Gölü’nün en büyük koludur. Burada da 2 HES yapğılmış. Yaklaşık 90 milyon metreküp su topluyor. Bu kış o HES’in çalışması için yaklaşık 50-60 bin metreküp su verdiler. O HES’e su vermelerinden kaynaklı ve yaşadığımız kuraklık nedeniyle ciddi şekilde su eksildi. Hem tarımda kullanılması hem buharlaşmadan kaynaklı bir sorun yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
© Sputnik / Sertaç Kayar
6 / 7
‘Denizimiz her gün kirlenip yok oluyor’
Kuraklık ve su çekilmesi ile ilgili “Bu ciddi bir sorundur, bir felakettir” diyen Kalçık, göldeki kirliliği de şöyle değerlendirdi: “Van Gölü’nün etrafında yaklaşık bir milyon 200 bin nüfus yaşıyor. Bu 1 milyon 200 bin nüfusun evsel atıkları dolaylı veya doğrudan Van Gölü’ne akıyor. Bundan kaynaklı da ciddi bir tehdit altında. Balçığa dönüşen bir duruma gelmiş. Normalde bütün yerleşim yerlerinde ileri biyolojik arıtma olması gerekirken maalesef hala o ilkel anlayış devam ediyor ve denizimiz her gün kirlenip yok oluyor.”
© Sputnik / Sertaç Kayar
7 / 7
‘Endemik türler yok oluyor’
Van’ın endemik türlerinin de yok olduğuna dikkat çeken Kalçık şunları söyledi: “Çok değerli ve endemik tür olan uçan balığımız var. uçan balıklarımız 15 nisan-15 temmuz arasında suya ters uçarak giden ve yumurtasını bırakan bir türümüzdür. Bu Van için çok büyük bir değerdir. Aynı zamanda 11 ailenin yararlandığı türdür. Maalesef bu yanlış su politikalarından dolayı, milyonlarca balığın olduğu yerde bu sene gittiğimizde orada bir tane balık göremedik. Suyun olmaması, eksik olması ve oksijenin olmamasından kaynaklı balıklar gitmiş. Yumurtalar kum gibi orada ama yaşam bulmamış. Bu ciddi bir sorundur. Suyun olmadığı yerde hayat da olmaz.”
© Sputnik / Sertaç Kayar