GÖRÜŞ

Cumhurbaşkanlığı Kurul Üyesi Kireçci: Körfez’le ekonomik anlaşmalar daha ileri noktalara taşınabilir

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beraberindeki iş insanları ile birlikte Suudi Arabistan, Katar ve BAE'yi kapsayan Körfez turunu Sputnik’e değerlendiren Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci, “Körfez ülkeleri dünyanın her yerine yatırım yapıyorlar, neden Türkiye de bunların arasında olmasın” dedi.
Sitede oku
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Körfez turu kapsamında beraberindeki devlet yetkilileri ve iş insanlarından oluşan heyetle Cidde, Doha ve Abu Dabi’yi ziyaret etti.
Karşılıklı olarak en üst düzeyde gerçekleşen ziyaretlerde yatırımdan sanayiye, savunmadan sağlığa, yenilenebilir enerjiden uzay endüstrisine birçok alanda 18 anlaşma ve bir ortak bildiri imzalandı.
Bunlardan en önemlileri Suudi Arabistan’a Bayraktar AKINCI TİHA ihracına yönelik anlaşma ve Türkiye ile BAE arasında 50,7 milyar dolarlık anlaşma imzalanması oldu.

‘ABD’nin Afganistan’dan çekilme süreci Körfez’i Türkiye ile işbirliği yapmaya istekli hale getirdi’

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci, Körfez ülkeleri ile Türkiye arasında yaşanan son süreci şöyle anlattı:
“Arap Baharı sürecinde başlayan dönemde Türkiye’nin halk hareketlerine destek vermesi bazı Körfez ülkelerini rahatsız etmişti. Türkiye’nin buradaki tutumu biraz da abartılı olarak okundu. Körfez ülkeleri bu sürecin bir konusu olmamakla birlikte Suriye ve Kuzey Afrika ülkelerindeki hareketler için Türkiye’nin yaklaşımı halkların iradesinin bir formülle yönetime yansımasıydı. Bu biraz abartılarak anlatılınca ilişkilerin gerilmesine sebep oldu. İlişkilerin tamir edilme süreci de son iki yılı aşkın süredir devam ediyor. Burada pik noktası da 2017 yılında Katar’a uygulanan blokaj ve Türkiye’nin Katar’a desteği oldu. Bu gerilimi bir tık daha ileriye taşıdı ama sonra Türkiye’nin adımları, oradan gelen olumlu mesajlar, özellikle ABD’nin Afganistan’dan çekilme sürecinde yaşananlar Körfez’i de Türkiye ile işbirliği yapmaya istekli hale getirdi.”

‘Ekonomik anlaşmaların ileri noktalara taşındığını eminim önümüzdeki aylarda göreceğiz’

“Bazıları ilişkilerin düzeltilmesinin ve bu ziyaretlerin tek nedeninin ekonomik olduğunu söylüyorlar” diye devam eden Kireçci, “Tek neden bu olamaz. Çünkü Körfez ülkeleri Avrupa’ya Amerika’ya Asya’ya dünyanın her yerine yatırım yapıyorlar. Neden Türkiye de bunların arasında olmasın. Ama burada bir de politik bir gereklilik de var bunun da altını çizmek lazım. Türkiye müttefiki olduğu ülkelere her zaman destek olan bir ülke, bunu Katar’da gösterdi. Bu anlamda önemli bir oyuncu olarak Türkiye’nin hem Ortadoğu’da hem Kafkasya’da öneminin arttığını da vurgulamak gerekiyor. Bu sadece politik ya da sadece ekonomik bir angajman değil ama politik yumuşamadan sonra ekonomik angajmanın gelmesi zaten beklenen bir şeydi. Bu ülkelerin liderleri veya temsilcileri Cumhurbaşkanı Erdoğan son seçimi kazandıktan sonra yapılan törene katıldılar. Dolayısıyla bu bir iade-i ziyaret boyutunda değerlendirilebilir. Burada ekonomik anlaşmalar da yapılıyor bunun daha ileri noktalara taşındığını eminim önümüzdeki aylarda göreceğiz” diye de ekledi.
POLİTİKA
‘Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyareti dünyada büyük değişimlere işaret ediyor’

‘Rusya ile de ABD ile de işbirliğini sürdürmeye gayret eden bir ülkeyiz’

Suudi Arabistan ve Türkiye arasında İslam dünyasına liderlik konusundaki tartışmalara değinen Prof. Dr. Kireçci, “Gerilimin devam edeceğini düşünmüyorum. Tam tersine nerelerde işbirliği yapılabilir arayışı içinde olan iki taraf var” diyerek şöyle devam etti:
“Çünkü küresel ölçekteki ve ekonomideki belirsizlikler, özellikle pandemi sonrası yaşanan krizler, Ukrayna savaşı da dünyaya gösterdi ki ikili ve bölgesel ittifaklar çok önemli hale gelebiliyor. Türkiye bundan sonraki dış politika arayışlarında da eminim daha çok işbirliği isteyen taraf olacaktır. Bu ister politik, ister kültürel ister askeri ister de ekonomik olsun. Batı ile de benzer bir süreci yaşıyoruz. Burada sadece Körfez ile yaşanan sıkıntılar giderildi, Körfez ekonomisi yatırım yapacak değil Cumhurbaşkanımız Avrupa’ya olan tekliflerini de son NATO zirvesinde dile getirdi. AB üyelik sürecinin de yeniden canlandırılması gerektiğini o platformda aktardı. Dolayısıyla buna tek yönlü bakmamak gerekiyor. Aynı zamanda da Rusya ile de ABD ile de işbirliğini sürdürmeye gayret eden bir ülkeyiz.”

‘Sadece Türkiye’nin değil bütün çevre ülkelerinin de işine gelir’

Körfez ile ilişkilerin üst seviyeye çıkarılmasının bölgesel anlamda ne gibi katkıları olabileceğini de değerlendiren Kireçci, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin İsrail ile konuşması Filistin’in her zaman daha çok işine gelir. Çünkü konuşmadığınız ülkede etki de üretemezsiniz. Bu anlamda İbrahim Anlaşmaları ile hedeflenen gerçekleşmediğini de görüyoruz. En azından beklenen seviyede gerçekleşmedi. Türkiye ve İsrail’in işbirliğini sürdürmesi bölgede yaşanan gerilimleri de azaltacaktır. Öte yandan Doğu Akdeniz’deki enerji yatakları konusunda bir boru hattı meselesi var. Eğer İsrail ve Mısır’da iddia edildiği kadar büyük gaz yatakları varsa bunların Avrupa’ya aktarılması konusunda en uygun yolu Türkiye’de mevcut olan boru hatlarının kullanılmasıdır. Bu anlamda da Türkiye herhangi bir şeyi herhangi bir şeyin bedeli olarak düşünmeden çoklu işbirliklerine açık bir ülke. Zaten 2010’lu yılların başından beri Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde vurguladığı şey de bu. Türkiye bir enerji hub’ı olsun, bu hem Rusya’nın Batı ile olan ilişkilerine katkıda bulunur hem Türkiye’nin Avrupa ile olan ilişkilerine katkıda bulunur hem de Ortadoğu’yu daha sakinleştirir, barışa ve gelişmeye odaklı hale getirir. Bunu altyapılarında Türkiye, Rusya ile olan kısımlarını tamamlıyor, şimdi belki bunun İsrail ile olan kısımlarını vurgulamak isteyebilir. Eğer Doğu Akdeniz’de birtakım kaynaklar varsa KKTC’nin de ortak olduğu bir formülle Türkiye bunların dünya piyasalarına arzı konusunda her zaman işbirliğine açıktır. Siyasi, jeopolitik ve ekonomik şartların olumlu hale gelmesi sadece Türkiye’nin değil bütün çevre ülkelerinin de işine gelir.”
TÜRKİYE
Türkiye ile BAE arasında 50.7 milyar dolarlık anlaşma imzalandı
Yorum yaz