‘Türkiye’nin Batı’ya teslim olmasını isteyen bir güruh var’
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti 15 Temmuz’dan sonra sokağın dikkati ve milletimizin devletle birlikte hareket etmesi sonrası müthiş bir arınma sürecine girdi. Ancak zaman içerisinde bu arınma süreci üzülerek ifade ediyorum ki unutmaya ve unutturulmaya çalışılıyor. Şu anda özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın NATO zirvesindeki İsveç’in NATO’ya dahil olması, Avrupa Birliği ile ilgili ortaya koyduğu tavırdan cesaret bulan içerideki FETÖ ve işbirlikçileri, Türkiye’nin Batı’ya koşulsuz teslim olmasını isteyen farklı renklerde bir güruh var.”
‘Atlantik ötesi Asya’nın yükselişini engellemek için FETÖ’yü kullanıyor’
“Biz bu uyarıları yaklaşık 2 yıldır sürekli yapıyoruz. FETÖ’nün hareketliliğini görmemek mümkün değil. Atlantik ötesi Asya’nın yükselişini, kalkınmasını engellemek ve yeryüzünü salt kendileri için tek kutuplu bir devlet haline getirmek istiyor. Atlantik ötesi üzerinden süreci yürüten küresel paganların Türkiye’ye yönelik iddialarının, saldırılarının en kritik örgütü olan bu örgütü tanımadan biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin arınma mücadelesini veremeyiz.”
‘FETÖ 15 Temmuz hedefinden vazgeçmedi’
“Türkiye’nin bağımsızlığına karşı çıkan, Türkiye’nin çıkarlarının Batı’ya teslim olmakta olduğunu iddia eden, bu anlamda Türkiye’nin çok taraflı, kendi merkezli dış politikasına itiraz edip Türkiye’yi Rusya ile savaşa sokmak isteyen, Türkiye’yi Ukrayna’nın yanında Rusya’ya karşı konumlandırmak isteyen içerideki işbirlikçilerinin hareketliliğini görüyoruz. Çin’in, Asya’nın yükselişini göz ardı edip Türkiye’nin kalkınamayan salt turizme tutsak edilmiş, yeni zamana uygun bir kalkınma modelini Türkiye’ye çok gören içerideki işbirlikçilerinin, FETÖ ve iltisaklı unsurların hareketliliğini görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızı 15 Temmuz gecesi merdivenlerden yuvarlayarak öldürmek isteyenler hiçbir hedefinden vazgeçmemiştir.”
‘Refah zengine, çile dar gelirliye olmamalı’
“Baştan beri bizim ifade etmek istediğimiz şudur: Refah zengine, çilesi dar gelirliye, işçiye, köylüye, emekliye, esnafa olmamalı. Dolayısıyla ÖTV zammı temelindeki Türkiye’nin ve dünyanın içinden geçtiği eko türbülans sürecinde aşınması gereken tedbirleri bir başlıkta konuşmamız gerekiyor. Toplumun bütün kesimlerini doğrudan etkileyecek böyle bir konunun hem de Türkiye’nin emperyalizme karşı, Atlantik ötesinin Türkiye’yi taşeronları üzerinden işgal girişimi denediği bir akşamın yıl dönümünde, tam da salaların okunduğu saate denk gelecek şekilde Resmî Gazetede bunun yayınlanmasından şüphe duymak, burada bir kirli psikolojik operasyon hissetmekten, görmekten daha doğal ne var? Kim Resmî Gazetede o saatte o kararın yayınlanması kararını devreye sokar?”
‘Toplumun itirazlarını görmek zorundayız’
‘Üniversitelerde FETÖ temizliği yapılmalı’
‘FETÖ’nün stratejik hedefi Türkiye-Rusya savaşı’
“Zelenskiy Sayın cumhurbaşkanımıza ‘Ukrayna’nın yanında yer al’ diyor. Bu ne demek? Bu doğrudan NATO’ya dahil edilecek bir Ukrayna, savaşın NATO ile Rusya arasında olmasını sağlayacak bir yeni gelişme, bu gelişmede de hatırlarsanız 2 yıl evvel bir muhalefet partisinin genel başkanı ‘Türkiye Ukrayna’nın yanında konumlanmalı’ demişti. Bu size Kırım Savaşını hatırlatmıyor mu? Bu coğrafyanın karşılaşacağı kıyamet Türkiye ile Rusya’nın savaştırılmasıdır. Sonra hepsi kenara çekilmeyecek mi? Bu kıyamet kimi yakacak? Buna asla izin veremeyiz. Sayın Putin’e ve Sayın Erdoğan’a düşmanlıklarının sebebi de budur. Buna biz izin veremeyiz. Dikkatli olmalıyız.”
‘Erdoğan’ın Esad’la görüşürüm açıklaması önemli bir hamle’
“Asıl stratejik hedefleri bir Türk-Rus savaşıdır. Bundan vazgeçmiş değiller. Çünkü Türkiye’yi mevcut bugüne kadarki izledikleri strateji ile paramparça edemediklerini gördüler. Kafalarında büyük İsrail projesinin güvenliğini sağlayacak PKK odaklı bir kantonal terör yapılanmasına Türk devletinin izin vermediğini gördüler. Ancak ellerindeki en güçlü kalan stratejileri Ukrayna’nın yanında Rusya’ya karşı Türkiye’yi konumlandırmak. Körfez’e giderken Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Suriye devlet başkanı Esad’la belli şartlarda görüşürüm’ demesini NATO zirvesinde bekledikleri hayallerinin tümünü boşa düşürdüğünü görüyorum ve bunun çok kritik, çok stratejik bir hamle olduğunu görüyorum. Bu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsızlıkçı yaklaşımlarının asla vazgeçilmeyeceğinin açık ilanıdır. Hayalleri boşa düşmüştür.”
‘Cumhurbaşkanı'nın çevresi 14-28 Mayıs mesajını iyi okumalı’
“Aziz milletimiz hem 14 Mayıs’ta hem de 28 Mayıs’ta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin istikametini belirledi. Aziz milletimiz 14 Mayıs’ta sandıkta sekizgen masayı kenara koymadı, Batı’yı kenara koydu. Aziz milletimiz 28 Mayıs’ta sandıkta sekizgen masanın adayını kenara koymadı, Atlantik ötesinin, Avrupa Birliği’nin birlikte Türkiye’ye dayattığı politikaları elinin tersi ile iterek Türkiye’nin bağımsızlık çizgisindeki istikametini belirledi. Dolayısıyla seçimin hemen ardından Sayın cumhurbaşkanımızın etrafındaki arkadaşlarımızın cümlesinin 14Mayıs ve 28 Mayıs sonuçlarını doğru okuması lazım.”
‘Topluma güven verecek adımlar atılmalı’
‘Bakanlar gerektiğinde lüks araçlarından inmeli, yerli araçlara binmeli’
‘Yurt dışına çıkan paralar geri getirilmeli’
‘İçimizdeki Amerikancılar karşı devrim hazırlığında’
“Batı kriz bekliyor. Bu krizden yararlanarak Türkiye’yi teslim almak istiyor. Türkiye’yi teslim almaktaki hedefleri ne? Bölünmüş bir harita, Rusya ile savaştırılmış bir Türkiye, doğalgazını çıkarmayan bir Türkiye, Gabar’da, Cudi’de petrolünü çıkartamayan bir Türkiye, kızılelmasını seri üretime sokamayan bir Türkiye. Bir karşı devrim hazırlığındalar. İlk defa söylüyorum. Bugün içerideki Atlantik ötesinin muhipleri Türkiye’nin özellikle 2013 IMF ile ilişkilerini sonlandırdıktan sonra çok hızlı bağımsızlıkçı politikalarla geldiği noktadan rahatsız olan Atlantik ötesinin ve Avrupa Birliği’nin içerideki muhipleri birlikte bir karşı devrim hazırlığı içerisinde. Dikkat.”
‘Artık Neoliberal politikalar terk edilmeli’
“Artık Neoliberal politikalardan vazgeçmek zorundayız. ‘Devlet karışmaz’ mantığından çıkmak zorundayız. Devlet vatandaşının lehine olan her şeye de müdahale eder. Üretir, içine de girer, gerektiğinde de müdahale de eder. Bakınız; kiralar. Neoliberal ahlakın sonucu. Kontrolsüz 15 bin, 20 bin lira. İstanbul’da bir memuru nasıl tutacağız? Bir işçi nasıl duracak İstanbul’da? Bir emekli nasıl yaşasın? Onun için Sayın Bahçeli’nin emeklilerimiz ile ilgili söyledikleri son derece değerli. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın körfez seyahati sonrası bütün bu gelişmeleri sokağı en iyi değerlendiren bir lider olarak değerlendireceği ve bu anlamda toplumla paylaşacağına yürekten inanıyorum. Batı Doğu’nun ayağa kalkmasını istemez. Batılı iktisatçıların söyledikleri ile kat edebileceğimiz bir milimetre yol yoktur. Ne yapacaksak biz yapacağız.”