Polisiye edebiyatın önemli isimlerinden Alper Kaya, Radyo Sputnik'te yayınlanan Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.
Polisiye tarihinden pek çok enteresan anekdot ve farklı ülkelerin polisiye edebiyatlarının gelişimine dair detayları '50 Maddede Polisiye Edebiyat' kitabında anlatan Kaya, “Benim polisiye edebiyatta tek bir kuralım var: Okuyucuyu aldatmamak. Örneğin 200 sayfalık roman okuyorsunuz; katil son bölümde ortaya çıkan bir karakterse okuyucu aldatılmış hissediyor. Okuyucu, dedektifle eşit şansa sahip olmalı ve kitap boyunca okuyucuya iyi deliller verilmeli” dedi.
'İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra politik polisiyeler ilgi görmeye başladı'
Kaya, “Sherlock Holmes karakteri çok büyük bir dedektiftir, çok önemli olayları çözer. Fakat dönemin toplumsal olaylarına ilişkin hiçbir şeye rastlamayız. Oysa o sırada önemli grevler vardır… (Hikayelerde) Fakir bir insan bile aileden para kaldığı için çalışmaz yani fakirliği kendi tercih etmiştir. Çalıştığı halde fakir olan kimse yoktur… İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ise politik polisiyeler okuyucu tarafından ilgi görmeye başlamıştır” şeklinde konuştu.