Esir alınan Azov Taburu* üyesi, şunları anlattı:
“O gün, yani 27 Mart'ta gözlem noktasındaydım. Daha sonra bahsedeceğim bu adam birkaç kez ortaya çıktı, işte o bölgede, trafonun arkasından bulunan evin tarafından (militanın konumundan yaklaşık 200 metre) geliyordu. Ayın 27'sinde gündüz vakti daha da yaklaştı ve bizim adamlarımızın bulunduğu mevzileri gözlemledi. Pencereden dışarı uzandım ve ona üç ila beş el ateş ettim, ardından adam yana düştü ve daha sonra sırt üstü döndü.”
Esir, bulunduğu mevziinin şehrin sol yakasında kısmen yanmış ve harap olmuş 12 katlı bir binada olduğunu belirtti. Azov üyesi suç mahallinde ifade verirken bina artık yerinde değildi, yerinde kazı vardı.
Rus güvenlik güçlerinin bir temsilcisi, Sputnik’e demecinde o zamanlar o bölgede topçu ateşini düzenleyen hiç kimsenin olmadığını, militanın ise sıradan bir sivili öldürdüğünü ifade etti.
Yetkili, “Operasyonel verilere göre, belirtilen dönemde Azov Taburu’nun üyesinin atış menzilinde Rus sabotaj ve keşif grupları ile gözlemciler faaliyet göstermiyordu. Bir sivilin haksız yere infaz edilmesi cezalandırılması gereken bir suçtur” diye konuştu.
Esir alınan birçok Ukraynalı asker ve Azov Taburu militanı, kentin Kiev rejiminin kontrolü altında olduğu ve ele geçirilmesi için yürütülen çatışmalar sırasında Mariupol'deki sivillere karşı suç işlediklerini itiraf ediyor. Rus mahkemesi bu kişilerin bazılarını uzun süreli hapis cezasına çarptırdı.
* ‘Azov’ - Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesi'nin 2 Ağustos 2022 tarihli kararıyla terör örgütü olarak tanınan oluşum.