Endonezya’nın Kompas gazetesine konuşan Lavrov, “Uluslararası ilişkilerin mevcut aşamasını bir tür yeni Soğuk Savaş olarak tanımlama eğiliminde değiliz. Başka bir şeyden bahsediyoruz, çok kutuplu dünya düzeninin oluşması. Bu objektif bir süreç. Küresel olarak önemli kararların alındığı yeni karar alma merkezlerinin Avrasya, Asya-Pasifik, Ortadoğu, Afrika ve Latin Amerika’da konumu güçlendirdiğini herkes görüyor” dedi.
ABD liderliğindeki Kolektif Batı ülkelerinin, mevcut süreçleri dondurmak ve geri çevirmek istediğini kaydeden Lavrov, “Amaçları, küresel güvenliği güçlendirmek ve ortak kalkınmayı sağlamak değil, dünya meselelerinde hegemonyalarını sürdürmek ve neo-sömürgeci gündemi daha fazla uygulamak. Basit söylemek gerekirse, alıştıkları gibi sorunlarını başkasının pahasına çözmek” ifadelerini kullandı.
Tek taraflı ekonomik yaptırımların küresel gıda ve enerji güvenliğini bozduğunu söyleyen Lavrov, “Uluslararası kalkınmayı desteklemek için kullanılabilecek devasa fonlar, bugün Ukraynalı neo-Nazilere sağlanan binlerce ton askeri teçhizat ve mühimmat şeklinde yakılıyor” dedi.
Öte yandan Batı benmerkezciliğinin, tüm alanlarda alternatif işbirliği biçimlerinin arayışına katkıda bulunduğunu kaydeden Lavrov, sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD ve Avrupa’daki Rus altın ve döviz rezervlerine el konulması sonucu dünya toplumu, Batı ülkelerinde tutulan maddi varlıklarına el konulmasına karşı kimsenin muaf olmadığının giderek daha fazla farkına varıyor. Sadece Rusya değil, bir dizi diğer ülke de Amerikan dolarına olan bağımlılığından tutarlı olarak vazgeçiyor, alternatif ödeme sistemlerine ve ulusal para birimleri üzerinden ödemelere geçiyorlar.”
Aynı zamanda Batı ülkelerinin yer almadığı ülkelerarası birliklerin etkinliğinin de yükseldiğini kaydeden Lavrov, “Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRICS, modern çok taraflı diplomasinin örneği olarak hizmet edebilir. Bu birliklerde liderler ve takip edenler yok, çözümler de konsensüs temelinde alınıyor” diye ekledi.