AKŞAM POSTASI

Mücella Yapıcı: 'Kadın yaşlı, cezaevinde ölüp başımıza dert olmasın' diyorlar, bunu kabul etmiyorum

Gezi davasında beraati istenen Mücella Yapıcı, "Benim için delil yoksa diğer sanıklar için de delil yoktur. 'Kadın yaşlıdır, cezaevinde ölmesin ve başımıza dert olmasın...' Bu nedenle ayırmak istiyorlar, böyle bir hava yaratıyorlar. Ben bunu kabul etmiyorum, karşı çıkıyorum ve öfkeleniyorum ama diğer taraftan da çok üzülüyorum." dedi.
Sitede oku
Gezi davasında Yargıtay Başsavcısı’nın ‘cezaları onayın’ talebini Can Atalay, Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman'ın avukatı Fikret İlkiz, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na yorumladı.
İlkiz, hakkında yeterli delil olmadığı için beraati istenen Mücella Yapıcı’nın sözlerini aktardı: Benim için delil yoksa diğer sanıklar için de delil yoktur. Kadın yaşlıdır, cezaevinde ölmesin ve başımıza dert olmasın.. Bu nedenle ayırmak istiyorlar, böyle bir hava yaratıyorlar. Ben bunu kabul etmiyorum, karşı çıkıyorum ve öfkeleniyorum ama diğer taraftan da çok üzülüyorum.
Avukat Fikret İlkiz’in açıklamalarından satırbaşları:

"Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 7 Temmuz tarihli tebliğnamesi 3. Ceza Dairesi tarafından bugün bize tebliğ edildi. Bizim elimizde 77 sayfalık tebliğaname var. Osman Kavala dahil olmak üzere 7 sanık için hükümete karşı suç nedeniyle verilmiş olan cezaların onanmasını istiyor. Gerekçeli kararları doğru buluyor... Hukuka, kanuna uygun görüyor. Mücella Yapıcı için ise başka bir gerekçe koyuyor. Mücella Yapıcı’nın cezalandırılabilmesi için mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden dolayı... 'Sabit olan eylemleri nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılması gerekirken, yeterli gerekçeyle 312’den mahkumiyet kararı verilmesi doğru değildir' diyor. Diğer sanıklar bakımından gerekçeli karar doğrudur, Yapıcı bakımından bozulması gerekir. Kısacası inandırıcı delil yoktur."

Gerekçelerde çok farklı görüşler var

"Tebliğnameye yaklaşım olarak baktığınız zaman bu karar onanmalıdır diyor. Gerekçeleri nedir, neden bu şekilde onanması gerekir konusunda çok farklı görüşlerini koymuşlar. İbn Haldun’un devlet meselesine yaklaşımından, asabiyet teorisine varıncaya kadar anlatımı var. Bazı Yargıtay Ceza Genel Kurur kararları ve Yargıtay kararlarına atıflar var. Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman için ilk kez bu tebliğnamede daha önceden yargılandıkları mahkumiyet kararı değil aslında beraat kararı verildiği ve sanık müdafileri tarafından yani bizler tarafından bu anlamda daha önce yargılandıkları için ikinci defa açılan bu davanın reddi gerekir diye talepleri olduğunu dahi söylüyor. İlk defa bununla karşılaşmış oldum. Mücella Yapıcı ile cezaevinde görüştüğümüz zaman kendisi hakkında inandırıcı delil bulunmadığı, mahkümiyetine yeterli delil bulunmadığı ve kesin delil olmadığı konusunda verilmiş olan kararı 'Bu bana hakarettir, diğerlerinden beni neden ayırıyorsunuz? Bu beni aşağılamaktır. Eğer benim için bunu söylüyorsanız diğer sanıklar için de aynı söylemek zorundasınız. Benim için delil yoksa diğer sanıklar için de delil yoktur'’ dedi. Kendisinin ayrılma nedenini bana kişisel olarak söyledi, ‘Bu kadın yaşlıdır, cezaevinde ölmesin ve başımıza dert olmasın... Bu nedenle ayırmak istiyorlar, böyle bir hava yaratıyorlar. Ben bunu kabul etmiyorum, karşı çıkıyorum ve öfkeleniyorum ama diğer taraftan da çok üzülüyorum' ifadelerini kullandı. Bana göre davanın fotoğrafını çekmiş oldu."

Kişilik hakları ihlali

"Gezi davasında yargılanan sanıklardan birisi Mücella Yapıcı. Gezi Davası’nın ne olduğuna dair hem kamuoyuna hem de yargı görevi yapan yargıyla ilgili adalete bakan adamlara ne yapıyorsunuz? Ben böyle bir şeyi kabul etmem, kişilik haklarımın ihlalidir, benden hareketle böyle bir cümle kuruyorsanız tüm sanık için geçerli olması gerekir diye biraz öfkeli, biraz isyankar karşı duruşunu bana göre sergilendi. Yapıcı, haksızlık olarak görüyor. Davaya baktığınız zaman tutuklama dahil verilmiş olan mahkümiyet kararı da dahil kanuna, adalete ve hukuka kesinlikle aykırıdır."
Yorum yaz