Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerde son günlerde buzların eritilmesine yönelik önemli adımlar atılıyor.
Katar'da 2022 FIFA Dünya Kupası'nın açılışına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es Sisi'nin el sıkışması, Mısır'da 3 Temmuz 2013'te Müslüman Kardeşler (İhvan) hükümetinin devrilmesinin ardından bir ilk olmuştu.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükri ve dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun karşılıklı ziyaretleri ve ardından ilişkilerin büyükelçilik seviyesine çıkarılması iki ülke ilişkilerinde art arda atılan normalleşme adımları olarak değerlendirildi.
Bu gelişmeler sonrasında Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es Sisi'nin 27 Temmuz’da Türkiye’yi ziyaret edebileceği haberleri iki ülke ilişkileri açısından büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.
‘Ortadoğu’da yeni bir döneme geçiyoruz’
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nden Oytun Orhan Türkiye- Mısır ilişkilerinde gelinen noktayı Sputnik’e değerlendirdi. İki ülke arasında yaşanan normalleşme sürecini özetleyen Orhan “Özellikle 2011’deki Arap Baharı sonrasında bölgede ciddi bir kutuplaşma ve ittifak sistemi doğmuştu. İç karışıklıklarla boğuşan Suriye, Yemen, Libya ülkelerde bu karşılıklı ittifaklar sert bir bilek güreşine tutuşmuştu. 2011’de başlayan Ortadoğu’da köklü değişim sürecinin yavaş yavaş sonra erdiğini ve yeni bir döneme doğru geçtiğimizi görüyoruz. Artık bölgedeki katı ittifaklar dağılıyor ve on yılı aşkın süredir aralarında ciddi sorunlar olan ve farklı sahalarda vekil güçler üzerinden çatışan aktörler arasında bir yumuşama eğilimi görünüyor. Bunun farklı nedenleri var. ABD’nin bölgeden çekilme işaretleri vermesi, Ortadoğu'nun ABD için olan öneminin azalması, buna karşılık Rusya, Çin gibi aktörlerin bölgeye girişi, bölgesel güç ve aktörlerin yıllardır farklı alanlardaki çatışmalardan artık bir tükenmişlik haline girilmesi, bütün bunlar bu normalleşme sürecinde etkili oldu. Bu normalleşme sürecini tetikleyen ilk aşama körfez ülkelerinin kendi içindeki Katar krizini aşmasıydı. Bunu takiben Türkiye'nin İsrail ile Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve hatta Suriye ile bir diyalog süreci başlattığını gördük. Türkiye Mısırı yakınlaşması da genel çerçevenin bir parçası” ifadelerini kullandı.
‘İki yıldır Mısır ve Türkiye görüşüyor’
Mısır ve Türkiye arasında iki yıldır görüşmelerin yaşandığını belirten Orhan “İki ülke Libya meselesine bağlı olarak son iki yılda görüşmeler yürütüyordu. İstihbarat kurumları arasında, Libya'daki sorunu çözmek için birlikte adımlar atılıyordu. Daha sonra Doğu Akdeniz meselesinin bir iş birliği alanı olması ihtimali tarafları biraz daha yakınlaştırdı. İstihbarat kurumları arasında başlayan bu görüşmeler daha sonra daha diplomatik seviyeye taşındı. Dışişleri Bakanlığı seviyesine yükseldi. Futbol diplomasisi ile Katar’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Mısır Devlet Başkanı Sisi arasında kısa bir görüşme ve tokalaşma gerçekleşti. Bundan sonraki aşamasın büyükelçilerin atanması ve sonrasında da devlet başkanlarını resmi görüşmesinin geleceği bekleniyordu. Yakın zaman önce de iki taraf karşılıklı olarak büyükelçi atadı. Şimdi de artık normalleşme sürecinin en üst aşaması olarak Mısır liderinin Türkiye'yi ziyaret edeceği açıklandı” dedi.
‘Yakın koordinasyon kurulacaktır’
İki ülke arasındaki normalleşme sürecinin neler getireceği hakkında da değerlendirme yapan Oytun Orhan “Arık bundan sonraki süreçte bu normalleşme ile birlikte Libya başta olmak üzere, bölgesel güvenlik meselelerinde, Suriye'de iki ülkenin daha yakın koordinasyon içerisinde olacağı düşünebiliriz. Ama bu ülkelerinin bir iş birliğine girecekleri ve bu normalleşme ile birlikte bir anda bu bahsettiğimiz alanlarda yakın işbirliği olmasını beklemek çok gerçekçi olmaz. Ama en azından bu alanlarda rekabet etseler bile diğer taraftan ekonomik işbirliğini veya siyasi koordinasyon yürütebilecekleri yeni bir modele doğru geçiş olacaktır. Gelişen ortam daha çetrefilli sorunların çözümü için daha uygun bir zemin yaratacaktır. Mısır ile ilişkilerde çok sorunlu olan dönemde dahi ekonomik ilişkilerde çok büyük sıkıntı yaşanmamıştı. Ama potansiyelin altında kalmıştı. Normalleşme adımları ile birlikte en büyük beklentinin ticarette beklenen potansiyele ulaşması. Bu sürede önemli adımlar atılabilir hatta, devlet başkanları düzeyindeki görüşmeleri takiben özellikle ticaret ve ekonomi alanında görüşmelerin artmasını bekleyebiliriz” değerlendirmesini yaptı.
‘Libya’da Türkiye ve Mısır iki en önemli aktör’
İki ülkenin işbirliğinin bölgesel sorunların çözümü konusunda da önemli olduğunu belirten Orhan "Libya’da Türkiye ve Mısır iki en önemli aktör. Bu iki aktörün sorunları konuşabiliyor olması, Libya’da istikrar açısından umut vaat ediyor. Türkiye'nin en önemli beklentilerinden birisi Doğu Akdeniz’de iş birliğine dönüşebilir mi ve Libya ile imzalanan deniz yetki alanı anlaşmasının benzeri imzalanabilir mi? Bu konuda ben süreci biraz daha yavaş ilerleyebileceğini düşünüyorum. Çünkü Mısır’ın ilişkilerin sorunlu olduğu dönemde Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimi ile oluşturduğu işbirlikleri var. Bunları bir anda kenara atmak istemeyecektir. Burayı da gözeterek Türkiye ile neler yapılabileceğini bakacaktır. Bu aşamada henüz Doğu Akdeniz konusunda hızlı gelişmeler beklemek gerçekçi değil. Mısır-Türkiye ilişkilerinde en büyük sorunlardan birisi de liderler seviyesindeki karşılıklı sorunlu bakıştı. İki liderin birbirleri için sar etmiş olduğu sert sözler vardı. Her ne kadar normalleşme olsa da bu işin liderler seviyesine taşınamıyor olması sürecin hep yavaşlamasına neden oluyordu. Artık bu sorun ortadan kalkıyor. Bundan sonra bütün engellerin ortadan kalkarak daha yakın koordinasyon ve iş birliğinin oluşmasını bekleyebiliriz” yorumunu yaptı.