POLİTİKA

Kaftancıoğlu: Kılıçdaroğlu'nun asla koltuğa yapışmak gibi bir duygusu yok

CHP'de iç meseleleri dışarıda konuşan herkesin partiyi yıpratacağını söyleyen Canan Kaftancıoğlu, "Kılıçdaroğlu'nu tanıyan biri olarak asla koltuğa yapışmak gibi bir duygusu olmadığını bizzat biliyorum" dedi.
Sitede oku
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, seçim sürecini ve CHP'deki değişim çağrılarını değerlendirdi.
CHP'nin dışarıdan müdahaleye, dizayn edilmeye, elbise giydirilmeye açık bir parti olmadığını söyleyen Kaftancıoğlu, "CHP'nin lideri şu olsun, bu olsun diyenler gelsin mücadelemize katılsın. Kılıçdaroğlu'nun asla koltuğa yapışmak gibi bir duygusu yok, bunu iddialı şekilde söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.
Sözcü yazarı Ruhat Mengi'ye konuşan Kaftancıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun değişim açıklamaları hakkında şu yorumu yaptı:

"Örgüt içi meselelerin kamuoyunda konuşulmasını doğru bulmam, kim olursa olsun, kim yaparsa yapsın. Ekrem Bey de genel başkanlıkla ilgili bir söz etmedi, parti içinde bir değişim; fikirsel değişim, birçok ayakları olan bir değişim olması gerektiğinden söz etti, aynı şeyi ben de söylüyorum, Genel Başkan da söylüyor. Belki tek farkımız bizler parti içi kurullarda bunu söylüyoruz, Ekrem Başkan bunu kamuoyuyla paylaşıyor ama bir yerde 'Benim kastettiğim şey genel başkanlık değil' dediğini biliyoruz."

'Kılıçdaroğlu örgütünü dinleyecektir'

Kaftancıoğlu, 'seçimin faturasının Kılıçdaroğlu'na kesilmesi' hakkındaki soruya şu yanıtı verdi:
"Seçimin faturasını bir kişiye kesmek yanlıştır. Kazanılınca 'Ben kazandım', kaybedilince 'Ben kaybetmiyorum', böyle bir şey olabilir mi? Kazanılırsa hep birlikte kazanılır, kaybedilirse de hep birlikte kaybedilir, herkes üzerine düşen sorumluluğu alır. Kılıçdaroğlu'nu tanıyan biri olarak asla koltuğa yapışmak gibi bir duygusu olmadığını bizzat biliyorum, bunu iddialı söyleyebilirim. Kılıçdaroğlu örgütünü dinleyecektir, örgütü kendisini adaylaştırırsa o sorumluluktan kaçmayacaktır, örgütten aksi yönde bir ses gelirse de aday olmaz. Yani Kılıçdaroğlu'nun kendisinin aday olması gibi bir durum olmaz."
Kaftancıoğlu, Akşener'in CHP'ye sert sözlerle yüklendiği kurultay konuşması hakkında şu yorumu yaptı:

"Sayın Akşener'in kurultayda yaptığı konuşmaya dair yorum yapmayı doğru bulmam, o mutlaka kendi inandığı şekilde söylemiştir. Ancak ben kendi perspektifimden inandığım şeyleri söyleyeyim; örneğin 'İstanbul'da biz İstanbul İttifakı ile kazandık' dedik sürekli. İstanbul İttifakı neydi; İstanbul'da bütün siyasi partilere oy vermiş seçmenlerle oluşturduğumuz, onu etkili bir çalışmayla oya dönüştürdüğümüz, adayımızın başarılı bir çalışmasıyla, bizlerin de hep beraber oylara sahip çıkmasıyla aldığımız bir sonuçtu. Dolayısıyla, bu yerel seçimlere giderken de henüz gerçekleşmemiş ittifaklar üzerinden yorum yapmayı doğru bulmam ama şunu söyleyebilirim; önümüzdeki yerel seçimlerde yine İstanbul İttifakı diye tarif ettiğimiz resmi ittifaklar nasıl olur olmaz ona dair bir şey söyleyemem ama mutlaka bir İstanbul ittifakı yine olacaktır. Resmi ittifakların ne olup olmayacağına günü geldiğinde yine liderler karar verir ve İstanbul ittifakı dediğimiz o toplumsal uzlaşı zemininde İstanbul'u alacağımızı düşünürüm."

'Kurultayda herkesin çıkıp genel başkan olma hakkı var'

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Grup Başkanı Özgür Özel'in genel başkanlık konusunda isimlerinin geçmesine ve yaşanan tartışmalara dair şunları kaydetti:
"Partide kurultay var, kurultayda herkesin çıkıp genel başkan olma hakkı var. İnsanlar yarışır, kurultayda örgüt kime teveccüh gösterirse o genel başkan olur. Ama bu süreçleri kamuoyunda tartıştırmadan yürütmek en ideali olur. Her şeyden, kişilerden daha önemli olan şey Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal kimliğidir. Yani bizim kamuoyunda birbirimize dönük söylemlerimiz ya da kamuoyunda “öyle olmasa bile öyle algılanıyor” dediğimiz durumlar kişilere kısa vadeli faydası var gibi gelebilir ama uzun vadede Cumhuriyet Halk Partisi'ni yıpratır. Sadece onları kastederek de söylemiyorum, parti içi meseleleri dışarda konuşan herkesi kastederek söylüyorum."

Oğuz Kaan Salıcı'yı destekleyecek mi?

Sözcü yazarı Mengi'nin "Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığa aday olmazsa sizin Oğuz Kaan Salıcı'yı destekleyeceğiniz gibi bir haber de çıktı, bu doğru mu?" sorusuna da yanıt veren Kaftancıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Hayır, bakın şimdi şöyle, Cumhuriyet Halk Partisi dışardan konuşulduğu gibi bir parti değildir, Cumhuriyet Halk Partisi kurucusunun Atatürk olduğu, değerlerinin ve ilkelerinin 6 okla tarif edildiği sosyal demokrat bir partidir. Yıllardır bu partiye gelmeden önce de örgütlü mücadelelerin içinde bulundum, örgütlü mücadelelerde şöyle bir şey vardır; eğer siz örgütlü bir yapının içine girdiyseniz ve o örgütlü mücadelenin içinde ana çatının altında başka başka yapılar oluşturursanız bu ana yapıya zarar verir. Dolayısıyla, ben bu gelenekten gelen birisi olarak parti içinde yapılardan, kişilerden ve kliklerden uzak dururum, tamamen reddederim, çünkü örgütlü yapılarda siyaseti yapılar, kişiler üzerinden okuduğunuzda hata yaparsınız. Örgütlü mücadelede lider vardır, örgüt vardır ve o örgütlü mücadelenin içine giriyorsanız siz de örgütü güçlendirerek yukardan aşağıya disiplini, aşağıdan yukarıya da demokrasiyi güçlendirerek güçlü bir örgüt, güçlü bir parti haline getirirsiniz. Dolayısıyla, bunlar hep söyleniyor, benim Cumhuriyet Halk Partisi'nde yol arkadaşlarım vardır, dava arkadaşlarım, fikir arkadaşlarım vardır ama partide benim politik bilincim, ideolojik bilincim kişileri bir yere getirmeye yönelik değil, örgütlü mücadeleyi olması gereken yere taşımak ve o örgütlü mücadele sonucunda da insanların örgütlü mücadelenin talepleri üzerinden pozisyon almalarına vesile olmaktır."
Kaftancıoğlu, "Ama kişisel bir çekişme görülüyor şu anda partinin içinde. Medyada aynı gün farklı isimlerin 'yarışta olduklarını' bildiren açıklamaları çıkıyor" ifadeleri için ise şunları söyledi:
"Tamamını reddediyorum. Tam da benim değiştirmek istediğim şey, değişimin de bu olduğuna inanıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi'nin 6 okunun ışığında, tariflenmiş programının ışığında güçlü bir örgüt bilinciyle birlikte bu tartışmaları, siyasetin yapılma şeklini değiştirmek lazım. Bakın, benim hayatımda hiç il başkanı olmak aklıma bile gelmedi, düşünmedim bile, “il başkanı olayım da kendimi şuraya atayım” düşüncesinde değildim. Güçlü bir örgüt olur, o örgüt size ihtiyaç duyar, belirli görevleri verir, yaparsınız. 'Yapmıyorum' deme şansınız da olmaz, örgütten bağımsız, güçlü bir örgütlenmeden bağımsız 'Ben şunu olmak istiyorum' ya da 'O onu destekliyor, bu bunu destekliyor' kısmının ben kategorik olarak tamamını reddediyorum. Bakın, isimlerden bağımsız reddediyorum. İnandığım tek şey örgütlü mücadeledir, o örgütü güçlendirmektir."
POLİTİKA
İBB Başkanı İmamoğlu: Mutlaka değişim zamanı
Yorum yaz