ABD basını, Çin ile Küba'nın askeri, istihbarat işbirliğine dair 'adı açıklanmayan bilgi sahibi ABD'li yetkililere' dayandığı öne sürülen iddiaları ısrarla servis ediyor. Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 'yüksek derecede gizli istihbarattan haberdar ABD'li yetkililere göre Çin'in elektronik dinleme tesisi kurmak için Küba'yla milyarlarca dolarlık anlaşma yaptığı' iddiasının hem Havana hem Pekin tarafından yalanlanmasına karşın, yeni bir iddia ortaya attı.
Bu kez 'eski ve görevdeki ABD yetkililerinden edindiği bilgilere göre Çin'in Küba'nın kuzey kıyısında ortak askeri eğitim tesisi kuracağını' öne süren WSJ, 'bununla ilgili görüşmelerin ileri bir aşamada olduğunu, ancak sonuçlanmadığını' yazdı. Haberde 'ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetiminin anlaşmayı ertelemek veya engellemek için Havana'yla iletişim kurduğu' iddiasına da yer verildi.
'İkna edici ama eksik bu bilginin yüksek derecede gizli yeni ABD istihbaratında bulunduğunu' öne süren ABD yetkilileri, 'ilgili yetkililerin raporlar hakkında farklı düzeylerde alarma geçtiğini' söyledi.
WSJ'nin 2 haftadan kısa süre içinde iki iddia ortaya attığı süre içinde ilkin Beyaz Saray Güvenlik Konseyi elektronik casusluk üssü anlaşması haberi için "İsabetli değil" dedi, ardından NBC News'a konuşan Biden yönetiminden bir yetkili "Öyle dedik, çünkü zaten Küba'da Çin'in gizli dinleme üssü var" izahatını getirdi.
Her zamanki gibi adı açıklanmayan Biden yönetimi yetkilisi, 'Küba'da yıllardır dinleme üssü bulunan Çin'in tesisi 2019'da modernleştirdiğini ve bunun Biden yönetiminin Trump yönetiminden miras aldığı bir sorun olduğunu' ileri sürerek "Bu devam eden bir mesele, yeni bir gelişme değil" vurgusunu yaptı.
'ABD'ye bu kadar yakın konumda nasıl olabilir?'
İddialarda Washington'ın 'ABD'ye bu kadar yakın bir konumda Çinli birliklerin konuşlanması ve istihbarat operasyonları düzenlemesinden endişesi' de aktarıldı.
WSJ'nin ortak askeri üs iddiasıyla ilgili ilk etapta Beyaz Saray ve Küba hükümeti yorum yapmazken, Çin'in ABD Büyükelçiliği, Çin-Küba müzakereleri iddiasıyla ilgili önceki açıklamasına atıfta bulundu. O açıklamada, Çin hükümeti, Washington'ı 'diğer ülkelerle ilgili varolmayan şeyleri ortaya çıkardığını iddia etme ve işlere karışma konusunda uzman' diye niteliyordu.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, dünkü basın toplantısında haberi görmediğini söyleyerek "İlgili tarafların zamanlarını ve çabalarını karşılıklı güven ile bölgesel barış, istikrara ve kalkınmaya yararlı bir şeyler yapmaya odaklayacağını umuyoruz" dedi.
Nitekim haberde Çin'in Batı Yarıküre'de tek bir askerinin bulunmamasına rağmen, ABD'nin Asya-Pasifik bölgesinde 350 binden fazla asker konuşlandırdığı ve bunların 100'den fazlasının Washington'ın resmen Çin toprağı olarak tanıdığı Tayvan adasında bulunduğuna değinilmedi. Washington, yabancı ülkelerdeki üslerini ve askerlerini 'kurallara dayalı uluslararası düzeni korumakla' gerekçelendiriyor.
Çin-Küba iddiaları, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Devlet Başkanı Şi Cinping, Dışişleri Bakanı Çin Gang ve Komünist Partinin dış politika şefi Wang Yi dahil üst düzey Çinli yetkililerle bir araya geldiği Pekin ziyaretine koşut patlak verdi.
Blinken, başta şubat için planladığı ziyaretini, Washington'ın bir casusluk cihazı olduğunu iddia ettiği, ancak Pekin'in sivil bir bilimsel zeplin olduğunu ve rotasından saptığını söylediği bir Çin yüksek irtifa balonunun ABD füzeleriyle düşürülmesi üzerine ertelemişti.
Blinken'ın pazartesi günü tamamladığı ziyaret, eski ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Ağustos 2022'deki Tayvan ziyaretiyle dibe vuran Washington-Pekin ilişkilerinin kasımdaki G20 zirvesinin Biden-Şi görüşmesinde uzlaşılan soğuk yumuşamaya geri döndürmeyi amaçlıyordu.
ABD-Küba ile Çin-Tayvan aynı uzaklıkta
Pekin'in 'Tek Çin' politikası kapsamındaki Tayvan'da halihazırda ABD destekli bağımsızlık yanlısı bir yönetim bulunuyor. Kısa süre önce adada yıllardır gizli faaliyet gösterdikleri ortaya çıkan ABD askerlerine ev sahipliği yapan Tayvan, Çin anakarasına yaklaşık 161 km mesafede. Bu, hemen hemen Küba'nın ABD'ye olan uzaklığına eşit.
Komünist diye Küba'ya 'soykırım ve ekonomik savaş eylemi'
1902'den beri bağımsız, 1959'daki komünist devrimden beri ABD'nin ablukası, ambargosu, yaptırımları altında olan Küba, Barack Obama'nın ABD başkanlığı döneminde çok kısa süreli bir normalleşme ve rahatlama yaşadıktan sonra yerine gelen Donald Trump döneminde aynı abluka rejiminin geri dönmesiyle karşılaştı. Trump'ın halefi Biden, Obama döneminin Başkan Yardımcısı olmasına rağmen Obama'nın yakınlaşma politikası yerine diğer her konuda ters düştüğü Trump'ın Küba zulmüne sadık kaldı.
Dolayısıyla Havana hükümetinin "Küba halkına yönelik soykırım ve ekonomik savaş eylemi” olarak kınadığı ABD'nin Küba ablukası literatürde, "Modern tarihin en kalıcı ticaret ambargosu" diye niteleniyor.