Rusya'ya karşı Ukrayna'daki vekalet savaşı üzerinden insanlığı 3. Dünya Savaşı ve nükleer savaşın eşiğine getiren, Çin'i ablukaya alma politikasının hadsizliği yüzünden Pekin-Moskova ittifakının pekişmesine ve Pekin-Washington iletişim hatlarının kesilmesine neden olan, telafi için Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ı Pekin'e göndermek zorunda kalan ABD Başkanı Joe Biden, kendini gelmiş geçmiş en iyi diplomat ilan etti.
2024'te yeniden seçilmek için yürüttüğü kampanyanın bağış toplama etkinliği sırasında konuşan Demokrat Partili Başkan Biden, 'engin dış politika tecrübesiyle' övündü. 80 yaşındaki Biden, 'ABD dış politikasının duayeni' diye anılan ve mayıs ayında 100 yaşına giren Henry Kissinger'ın bile kendisini geçemeyeceğini iddia etti.
'Son 207 yıldır dış politika yapıyorum'
Biden, Kaliforniya eyaletinin Atherton kentinde düzenlenen etkinlikte şunları söyledi:
"Abartılı bir şey diyeceğim. Sanırım Amerikan dış politikası hakkında yaşayan herkes kadar -buna Kissinger dahil- çok şey biliyorum... Son 207 yıldır, hayatım boyunca yaptığım şey buydu."
50 yıldır ulusal düzeyde siyaset yapan, 1973'ten 2009'a kadar Delaware Senatörü, 2009 ile 2017 yılları arasında Barack Obama yönetiminde Başkan Yardımcısı olan 80'lik Biden, en yaşlı ABD Başkanı olsa da, yine de 1970'lerde Richard Nixon ve Gerald Ford yönetimlerinde Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Kissinger'dan 20 yaş daha genç.
Hem ABD'nin Sovyetler Birliği ile yumuşama politikası ve Çin Halk Cumhuriyeti ile resmi ilişkiler kurmasının hem de Latin Amerika ve Uzakdoğu'da işlediği insanlık ve savaş suçlarının mimarı olarak tanınan Kissinger, rasyonel dış politikanın temsilcisi olarak bugüne dek etkili bir figür olarak kaldı. Hatta Vietnam ateşkes müzakerelerindeki rolünden dolayı 1973 Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü.
'Ukrayna sayesinde NATO hiç olmadığı kadar birleşti'
Biden ise son dış politika başarılarıyla ilgili atıp tutarken Ukrayna'daki çatışma sayesinde NATO'da olası bölünmenin önlendiğinden bahsetti:
“Fark ettiyseniz, [Rusya Devlet Başkanı Vladimir] Putin işgale gittiğinde NATO'yu böleceğinden neredeyse emindi. NATO hiç olmadığı kadar birleşmiş durumda."
Putin: Hedeflerimiz değişmedi
Şubat 2022'de Ukrayna özel harekatını başlattığında, komşu ülkenin 'askerileşmeden ve Nazilerden arındırılmasının yanısıra resmi olarak tarafsızlığını ilan etmesi ve asla NATO'ya katılmamasını sağlamayı' ana hedef olarak duyuran Putin, geçen hafta bu hedeflerin Moskova için 'temel' olduğunu ve değişmeyeceğini vurguladı.
'Duayene' göre her şeyin başı Ukrayna'ya NATO sözü
Kissinger, geçen ay Wall Street Journal'a (WSJ) verdiği röportajda, 2008'de Batı'nın Ukrayna'ya bir gün NATO üyesi olacağına dair verdiği sözün, Moskova ile Kiev arasındaki mevcut çatışmaya yol açan 'ağır bir hata' olduğunu belirtti. Ancak "Şu andaki duruma göre, Ukrayna ittifaka katılmadan Avrupa'da barış imkansız olur" diye ekledi.
Kissinger Mayıs 2022'de Davos'ta yaptığı konuşmada ise 2014'te Ukrayna krizi Kiev'de silahlı Maidan darbesiyle başlatıldığında, 'Ukrayna'nın tarafsız bir devlet ve Avrupa içindeki gruplaşmaların ön cephesi olmaktan ziyade Rusya ile Avrupa arasında bir köprü olmasını' savunduğunu hatırlatmıştı.
'Bunun yerine Kiev'in stratejik amaç olarak NATO üyeliği peşinde koşarak bugünkü çatışmaların taşlarını döşediği' eleştirisini getiren kurt diplomat, '8 yıl önce teşvik ettiği fırsatın artık varolmadığını, ama yine de nihai bir hedef olarak akıl tutulması gerektiğini' söylemişti. Kiev'e 'toprak dahil taviz verip Moskova'yla barış anlaşmasına varmasını' tavsiye etmişti.