ABD Adalet Bakanı Merrick Garland, düzenlediği basın toplantısında, soruşturma raporunu açıkladı.
Garland, "Soruşturmalar sırasında, Minneapolis polisinin zor görevleri profesyonellik, cesaret ve saygıyla yapmaya çalışmasına rağmen genel olarak gözlemlediğimiz kalıplar ve uygulamalar, George Floyd'un başına gelenleri mümkün kıldı" ifadelerini kullandı.
İki yıllık kapsamlı soruşturma raporunda, Minneapolis polisinin 'haksız yere ölümcül güç' de dahil olmak üzere aşırı güç kullandığı ve kişilerin anayasal olarak korunan haklarını ihlal ettiği ortaya konuldu.
Raporda, polisin yıllarca, küçük bir suç işleyen ve hatta bazen hiç suç işlemeyenlere karşı tehlikeli teknikler ve silahlar kullandığı, polisi kızdıran veya eleştiren kişilerin güç kullanılarak cezalandırıldığı belirtildi.
Ayrıca raporda hem polisin hem de belediyenin, yardım için çağrıldığında, "davranışsal sağlık sorunları" olan kişilere, siyahlara ve yerli Amerikalılara karşı ayrımcılık yaptığı da kaydedildi.
Raporun sonucunda, şehir yönetimi ve polis departmanının, bağımsız bir gözlemci tarafından denetlenmesi ve bir federal yargıç tarafından onaylanması gereken 'federal rıza kararnamesi' denilen reformlar üzerinde anlaştığı bildirildi.
Adalet Bakanlığının soruşturması, Floyd'un ölümünden yaklaşık bir yıl sonra Nisan 2021’de açılmıştı.
Minnesota'nın Minneapolis kentinde, polis memuru Derek Chauvin, 25 Mayıs 2020'de, 46 yaşındaki siyah Amerikalı George Floyd'u dolandırıcılık şüphesiyle gözaltına aldığı sırada, 9 dakika 29 saniye boyunca diziyle boynuna basarak ülke gündemine damga vurmuştu.
Olayla ilgili görüntüler ülkede siyahlara yönelik polis şiddeti tartışmalarını alevlendirmiş ve birçok şehirde aylarca süren protestolara neden olmuştu.
Floyd'un ölümüne neden olmakla suçlanan Chauvin, hakkında açılan 2. ve 3. dereceden cinayet ve 2. dereceden öldürme suçlamalarıyla yargılanarak 22,5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.