ANKARA FARKI

Kemal Anadol: CHP’de yenilgi başarı diye sunuluyor

CHP eski Meclis Grup Başkanvekili Kemal Anadol, “CHP’de kimse yerinden ayrılmıyor ve yenilgi başarı diye sunuluyor. Kılıçdaroğlu seçim gecesi sonuçlar netleşir netleşmez istifa etmeliydi. Bu bir görgü meselesidir” dedi.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına CHP eski Meclis Grup Başkanvekili Kemal Anadol konuk olarak katıldı. Anadol programda, seçim sonuçlarını ve CHP’nin Kurultay sürecini değerlendirdi.

‘Herkes yerine ‘kazık çakmaya’ çalıştı’

Seçim sonuçlarını yorumlayan Anadol, muhalefetin elde ettiği sonucu ‘büyük bir skandal’ olarak niteledi. Anadol, şunları kaydetti:

“Son seçimde toplum adeta büyücüler tarafından büyülendi. ‘Bu köprüden önceki son çıkıştır. Bu yapılacak son seçimdir. Eğer bu kaybolursa bir daha seçim yapılmaz. Eğer bu seçim kaybedilirse Türkiye’de rejim değişir’ gibi toplumu korkutacak, paniğe sevk edecek biçimde yayınlar yapıldı. Şimdi seçim bitti. Sanki hiçbir şey olmamış. ‘Köprüden önceki son çıkış’ falan onlar unutuldu. Argo tabirle herkes yerine ‘kazık çakmaya’ çalıştı. Kimse yerinden ayrılmıyor ve yenilgi başarı diye tartılmaya çalışılıyor. Halbuki büyük bir başarısızlık, büyük bir skandal. Toplumun umutları kırılmış vaziyette. Bu ortamda biz CHP’yi ve diğer muhalefet partilerini tartışıyoruz.”

‘Kılıçdaroğlu seçim gecesi istifa etmeli, gençlere örnek olmalıydı’

Yenilgiye rağmen istifa etmeyen birinin ‘kişiliği erozyona uğrar’ diyen Anadol, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu istifaya çağırdı. Anadol, sözlerini şöyle sürdürdü:

“13 yıl boyunca girdiği tüm seçimleri kaybetti Sayın Kılıçdaroğlu. 13 yılda 12 seçimi kaybetti. Batı’da CHP’nin üyesi olduğu sosyalist Enternasyonel partilerin içinde böyle bir örnek olmadığı gibi tam tersine parti liderleri daha ilk sonuçlar gelir gelmez, daha kesinleşmeden o gece istifa ediyorlar. Bu bir sivil anlayıştır, uygar anlayıştır, bir görgü meselesidir. Bu bir doğru, ahlaki bir mecburiyettir. Öyle yerleşmiş toplumda. Demek ki Türkiye hala daha demokrasi ve hukuk açısından, ahlaki, siyasi uygulamalar açısından hala Ortadoğu sınırlarını aşabilmiş değil. Kılıçdaroğlu Seçim gecesi sonuçlar netleşir netleşmez istifa etmeliydi. Tartışmalara da meydan bırakmadan bunu yapması lazımdı. Bu tür istifalar istifa edeni yüceltir. Zor durumda bırakmaz. Ama yenilgiye rağmen ‘ille ben burada kalacağım’ derse kişiliği erozyona uğrar, gelecek kuşaklara da iyi örnek olmaz.”

‘Partilerde saadet zinciri var’

Partilerde siyasi yazgısını genel başkana bağlamış bir kadro olduğunu ve tüm partilerde bir ‘saadet zinciri’ olduğunu savunan Anadol, “Siyasi geleceğini ve siyasal yazgısını tamamen genel başkana bağlamış olan bir kadro var. Bunlar belediye başkanlarını seçiyorlar. Belediye başkanları da işe adam alma, ihale vs. Türkiye’de bunu bilmeyen yok ister iktidar belediyesi ister muhalefet belediyesi olsun. Dolayısıyla il kongrelerine onlar egemen oluyor ve mahalli delege seçimlerinden itibaren ilçe, il kongrelerine belediye başkanları doğrudan ya da dolaylı müdahale ediyorlar ve Kurultay delegelerini seçtiriyorlar. O Kurultay delegeleri de genel başkanı ve oligarşiyi seçiyor. Tam bir saadet zinciri. Bunun demokrasiyle falan alakası yok. Tüm partilerde”dedi.

‘Değişimin anlamını değiştiriyorlar’

CHP’de dillendirilen ‘değişim’ mesajını yorumlayan Anadol, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Korkarım ki değişimin anlamını değiştirmeye uğraşacaklar. Değişimi gerçek anlamda değişimden uzaklaştırarak işimize gelen bir değişim anlayışını ortaya koyacak. Değişim ileriye dönük olur, geriye dönük olur. Değişim Ahmet’in yerine Mehmet gelmesi demek değildir. Değişim programatik olur, ideolojik olur. Değişimi dejenere ederek, anlam kaybettirerek ayrı bir amaç güdülüyor.”

Anadol ayrıca CHP ile ilgili, “Cumhuriyet Halk Partisi’ni belediye başkanı ve milletvekili üreten bir fabrika görünümünden kurtarmak lazım. Bunun başka çaresi yoktur. Bu 6 ok felsefesinin fabrika ayarlarına dönüşü kısacası“ diye konuştu.

‘Kılıçdaroğlu’nun Rusya çıkışı diplomatik açıdan bir skandal’

14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Rusya’ya yönelik ‘kumpaslar ve kasetler’ hakkındaki suçlamalarını ‘diplomatik açıdan bir skandal’ olarak niteleyen Anadol, şunları söyledi:

“Bunu maalesef tek adam rejimini eleştiren CHP’nin kendi bünyesinde tek adam rejimini uygulamasına bağlıyorum. Kemal Bey bunu yaparken parti meclisine mi sordu? Kurultay mı topladı? Nasıl oluyor bu iş? Ben o metni okudum. Çok kötü. Diplomatik dili de yok. Alelacele kim yazdıysa diplomatik bakımdan da bir skandaldır yani.”

Yorum yaz