ANKARA'DAN HABER VAR

Şimşek'in hocası Prof. Dr. Uygur: IMF düşünülmeli

Ekonomist Prof. Dr. Uygur, öğrencisi Mehmet Şimşek’in ateşten bir gömlek giydiğini, öncelikle yüksek kamu ve özel açıkları düşürmesi gerektiğini söyledi. Bu bağlamda işçi, memur ve emekli aylıklarının enflasyonun altında kalacağı tahmininde bulunan Uygur, “İşi zor. İstikrar programı uygulayacaksa dış kaynak gerekli, IMF düşünülmeli” dedi.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan Aysel Alp'le Ankara'dan Haber Var programında, siyasetteki son kulis bilgileri Gazeteci Sedat Bozkurt ile; asgari ücret, kur artışı ve ekonomi gündemi ise Ekonomist, Prof. Dr. Ercan Uygur ile konuşuldu.

‘Şimşek, ‘ateşten gömleği’ giymeyi kabul etti’

Uygur, Ankara Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde öğrencisi olan Mehmet Şimşek’in ‘ateşten bir gömlek giydiğini’ söyledi. Aysel Alp’in “Şimşek’e reçeteniz ne olur, IMF’ye gitmeli mi?” sorusuna Ercan, şöyle yanıt verdi:

“Mehmet Şimşek başarılı, çalışkan bir öğrenciydi. Kendisi bir takımla yürütecektir ama çok zor bir tabloyla karşı karşıya. Uzun süre bu ateşten gömleği giymek istemedi ama sonunda kabul etti. İşi her taraftan çok zor. Diyelim ki bir istikrar programı uygulayacak, bunun önemli güvencesi dış kaynak olur. Bence IMF düşünülmeli.”

‘Ekonomi politikasını tersine çevirmenin maliyeti olur’

58 milyar dolara ulaşan cari açığın, dolayısıyla kamu ve özel açıkların düşürülmesi için tüketimin azaltılması gerektiğine dikkat çeken Uygur, bunun sonuçları ile ilgili şöyle konuştu:

“Çok yüksek kamu açığı ve birikmiş özel açıklar var. Bunların düşürülmesi lazım. Dolayısıyla kamu açığını azaltmak için ücretler giderek enflasyonun altında kalacak gibi görünüyor. Çünkü kamu giderlerinin içindeki en önemli kalemlerden biri işçi ve memur aylıkları, emekli maaşları, faiz giderleri. Kamu açığını azaltamayacaksa da özel kesimin açığını azaltması gerekir ki bu da döviz kuru ve faiz artışıyla mümkün. Yani tüketimi kısarak. Bir de kamunun gelirlerini artırabilirsiniz; ücret gelirini gözetmek adına sermaye gelirlerini yani karı daha fazla vergilendirebilirsiniz. IMF bile bu konuda sinyaller veriyor, ‘sermaye geliri vergilensin’ diye. Sermaye gelirini, faiz dahil vergilerseniz de yatırımları caydırmış olursunuz. İki yılda o kadar çok dengesizlik birikti ki bunun bir bedeli olmak zorunda. Şuana kadar uygulanan ekonomi politikasını tersine çevirmek istiyorsanız bu maliyetsiz olmaz. Bu faturayı kim ödeyecek? Seçim vaadleri masada; deprem konutları var, çok kısa sürede yapılacak, peki harcaması nasıl olacak, parası nereden bulunacak? Büyüme düşecek, işsizlik artacak maalesef başka çaresi yok.”

‘Kılıçdaroğlu’na karşı organize bir hareket yok’

Gazeteci Sedat Bozkurt, CHP’de Kılıçdaroğlu’na karşı organize bir muhalif hareket olmadığını belirterek, Kurultay sürecine ilişkin tahminlerini şöyle anlattı:
“CHP’de gördüğümüz kadarıyla tartışma çok ama parti içi organize bir muhalif hareket yok Kılıçdaroğlu’na karşı. Bu kongre süreçlerinde bir delege yapısı ortaya çıkacak ve burada çok tartışmalı bir Kurultay olma ihtimali ortaya çıkarsa seçim sonrasına ertelenir yoksa hemen yapılıp aradan çıkarılır ve tartışmalar yerel seçim sonrasına taşınır. Ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun kafasında bunun olduğunu düşünüyorum. Yani yerel seçime eli rahat gitmek istiyor, bir strateji kurup yerel seçimde başarılı olmak istiyor. Çok net söylüyorum ki kurultayın ne zaman yapılacağına Kılıçdaroğlu karar verecek. Baktığınız zaman Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurmayı, diyebileceğiniz kimse yok. Ekipsiz olarak çalışıyor.”

‘Kılıçdaroğlu aday olmazsa olası ittifaklar sıkıntıya düşer’

CHP Kurultay’ında Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması halinde ittifakların zora gireceğini, İstanbul, Ankara’nın kaybedileceğini belirten Bozkurt, bunun gerekçelerini şöyle anlattı:

“Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu denklemin içinden aldığımız zaman CHP içine kapanır ve çok ağır bir mücadele yaşanır orada. Birkaç tane aday çıkar ve adaylar kazanabilmek için bütün enerjilerini harcarlar. CHP çok yaralı bereli biçimde bu Kurultay sürecinden çıkar. Kılıçdaroğlu’nun tek genel başkan adayı olması -iyi ya da kötü- partiyi yek vücut halinde muhafaza edebiliyor. Onu o denklemden aldığınız zaman çok ciddi sıkıntılar yaşar. Hem parti olarak yaşarlar hem olası ittifak projelerinin tamamı da bir anda sıkıntıya düşer. Ankara, İstanbul dahil olmak üzere yerel seçimlerde 2019’daki kazandığınız seçimlerin tamamında geriye düşersiniz. Belki İzmir elinizde kalır, onun dışındaki büyükşehirlerin hepsi riske girer. Çünkü orada çok senkronize bir ittifak modelinin işlemesi gerekiyor, denklemi iyi kurmak gerekiyor. Kendi derdi ile uğraşan CHP bu denklemi kurmakta başarılı olamaz.”

Yorum yaz