‘Emperyalist kibir ve insanoğlunun beceriksizliği yüzünden çok fazla kan boşa döküldü’
‘Emir altına girmek istemeyen bazı ülkeleri genellikle dize getiriyorlar’
‘Muhammed Peygamber elçiler gönderip kabul etmiş ve onlara herhangi bir zarar verilmesini kesinlikle yasaklamıştır’
“Viyana Sözleşmesi, saygı ve çeşitlilik hakkı için bir araçtır. Fakat Amerika Birleşik Devletleri, bu sözleşmeye imza atmış olmasına karşın, sadece tehdit etmekle kalmayıp güç kullanarak yasadışı ‘yaptırımlar’ şeklinde tek taraflı zorlayıcı önlemler alarak sadece kendi halkımızın sağlıklı gelişimini zorlaştırmakla kalmayıp insan haklarını açıkça ihlal ederek ölüme de sebep oluyor. İç siyasete doğrudan müdahale etme, Kendi Kaderini Tayin Hakkı’na saygı duymama ve dahası, Venezüella'nın tek meşru hükümetinin diplomatlarının ve özel elçilerinin dokunulmazlığını ihlal etme cesaretini gösteriyor. İnsani İşler Özel Elçisi ve Venezüella'nın Afrika Birliği Daimi Temsilci Yardımcısı olarak görev yapan Bay Alex Saab’ın davasında bu açıkça gösterildi; kendisi 20 Haziran 2020’de Yeşil Burun’da keyfi nedenlerden kaçırılarak Kuzey Amerika topraklarında bir hapishaneye transfer edilene kadar 491 gün orada kaldı. Viyana Sözleşmesi’nin 29. Maddesi, diplomatik elçilerinin dokunulmazlığını açıkça belirtir, kişinin gözaltına alınamayacağı veya tutuklanamayacağı varsayılır. Barbarlık ve acımasız kibir öyle bir noktaya ulaşmış durumdadır ki, ABD hükümeti ve onun müttefikleri veya uşakları tarafından gerçekleştirilen bu eylemin aşırılığını ortaya koymak çok zordur, çünkü uygarlıklar tarihinde, diplomatik dokunulmazlık kavramının örneğin Ramayana ve Mahabharata gibi eski Hint destanlarında bile bulunduğunu görüyoruz. Herodot elçilere kötü muameleyi suç olarak kabul ederdi. Muhammed Peygamber, elçiler gönderip kabul etmiş ve onlara herhangi bir zarar verilmesini kesinlikle yasaklamıştır. Cengiz Han ve Moğolların bile diplomatik haklara saygı konusunda ısrarcı oldukları biliniyordu.”
‘Etik ve ilkeler neo-emperyalist çıkarların tek amaç haline gelmesi sonucunda ihlal edildi’
“Bu ay, o kaba misillemenin üçüncü yılı olacak. Uluslararası hukukun açık ihlalini oluşturan, aslen sadece Venezüella’yı değil, uluslararası toplumların tamamını etkileyen, çok tehlikeli bir emsal teşkil ederek ve çok taraflı alanları nadir hale getirerek uluslararası ilişkiler tarihinde hoş olmayan ve silinmez bir leke bırakmaktadır. Dokunulmazlıklar ve ayrıcalıklar devletlere özgüdür fakat et ve kemikten oluşan insanlar, devletleri hakkıyla temsil ettiklerinden bu imtiyazların emanetçileridir. Devletler arasında birlik ve uyum içinde var olmayı sağlayan etik ve ilkeler, aşırı gerginlik ve hatta savaş zamanlarında bile, sağlamlaştırmak için harcanan onca çabaya rağmen neo-emperyalist çıkarların tek amaç haline gelmesi sonucunda ihlal edildi. Bu rezil ve utanç vericidir.”