CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı devam ederken açıklamada bulunan Öztrak, hafta sonunda Makine ve Kimya Endüstrisi AŞ'nin (MKE) fabrikasındaki patlamada hayatını kaybeden işçilere rahmet, yakınlarına sabır diledi.
Olayla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldığını hatırlatan Öztrak, bunun MKE fabrikalarında yaşanan ilk patlama ve ilk can kaybı olmadığını söyledi.
Bu fabrikayla ilgili sendikaların daha önce pek çok uyarısının bulunduğunu ifade eden Öztrak, "Hükümetin verdiği modernizasyon sözünün tam anlamıyla tutulmadığına, patlama yerinde görev yapan personelin de yeterli tecrübesi olmadığına yönelik iddialar var" diye konuştu.
CHP heyetinin, patlamanın ardından olay yerine gittiğini ve bilgi alıp gelişmeleri takip ettiğini anlatan Öztrak, elim olayla ilgili araştırma ve soruşturma süreçlerinin takipçisi olunacağını kaydetti.
Öztrak, hayatını kaybeden dünyaca ünlü keman sanatçısı Suna Kan'a da rahmet, ailesine baş sağlığı diledi.
Ödemeler dengesi verilerinin bugün açıklandığını, bir yıllık cari açığın 58 milyar doları bulduğunu aktaran Öztrak, "Bu, yılık olarak son 11 yılın en yüksek cari açığı. Dört aylık cari açık ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 artarak 30 milyar dolara ulaştı. Bu açığın 22 milyar 445 milyon doları, Merkez Bankası'nın döviz rezervleri satılarak kapatılmış" ifadesini kullandı.
K'orkarım bu yönetim ekonomiyi Uluslararası Para Fonunun kapısına bırakmak zorunda kalacaktır'
Hükümetin ekonomi politikasını eleştiren Öztrak, Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirilmesine değinerek, şöyle devam etti:
"Saydamlık ve hesap vermeyle ilgili somut adım atılmadıkça, güçlü çapalara sahip bir program ortaya konmadıkça, Erdoğan'ın da ekonomi yönetimine müdahaleleri devam ettikçe ekonomide yeniden güven sağlamanın milletimize maliyeti her gün biraz daha artacaktır. İşlerin dengeye gelebilmesi için daha sıkı bir para politikası, yani daha yüksek faiz, daha değersiz Türk lirası gerekecektir. Daha sıkı bir maliye politikası, yani daha düşük memur maaşı, daha düşük emekli, dul, yetim aylığı, daha düşük yatırım, daha yüksek vergiler gerekecektir. Bunun sonucunda da daha fazla durgunluk, daha fazla işsizlik olacaktır. Ekonomi yönetimindeki bu örtülü çekişme sürerse
'Ev almak artık hayallere bile girmiyor'
Faik Öztrak, 14 Mayıs'tan önce 19 lira 58 kuruş olan doların 23,5 liranın üzerine çıktığını anımsattı.
Seçimin ilk turundan bu yana geçen bir ayda, 1 dolar almak için 4 lira 7 kuruş fazla ödenmesi gerektiğini dile getiren Öztrak, dövizin bittiğini, Türk lirasının pul olduğunu savundu.
Öztrak, seçimden sonra çaya, benzine, mazota, LPG'ye, sigaraya ve alkollü içeceklere zam geldiğini hatırlattı. Ekmeğin fiyatının fırınlara un desteğinin bitmesiyle 6 liradan 10 liraya çıkacağının konuşulduğunu, makarnadan her türlü unlu mamule ciddi fiyat artışlarının kapıda olduğu haberlerinin geldiğini ifade eden Öztrak, buğday taban fiyatında geçen yıla göre yüzde 24 fiyat artışı olduğunu, ancak bunun çiftçinin maliyetlerini karşılamaya yetmediğini belirtti.
Ö'ztrak, "Artık ücretle veya maaşla çalışan sabit gelirli bir vatandaşın bir araba alabilmeyi hayal etmesi çok zor. Ev almak ise artık hayallere bile girmiyor. Ev almayı geçtik, kiralık bir ev bulup kirasını ödeyebilmek bile çok zor" değerlendirmesinde bulundu.
Son bir yılda ev kiralarında artış olduğuna işaret eden Öztrak, Türkiye'de çalışanların yarısından fazlasının asgari ücret veya civarında bir ücret karşılığı çalıştığını, asgari ücretin açlık sınırının 1856 lira altında olduğunu vurguladı.
İŞKUR'un açıkladığı kayıtlı işsiz sayısının 10 ay sonra yeniden yükselmeye başladığını, mayısta 63 bin kişi arttığını aktaran Öztrak, "TÜİK'in nisan ayı işsizlik verileri bugün açıklandı. Gerçek işsiz sayısı bir ayda 795 bin kişi arttı. Türkiye'de işsiz sayısı 23 ay sonra yeniden 9 milyon sınırının üzerine çıktı. Bu, dünya üzerinde 99 ülkenin nüfusundan fazla. Önümüzdeki günlerde 'rasyonel politikalar' uygulansa da uygulanmasa da bu sayılar hızla artacaktır" sözlerini sarf etti.
'Milletin sırtına binecek yük 300-350 milyar Türk lirası arasında olacak'
Hazinenin son dönemde yurt içinden de dövizle borçlandığını, iç borcunun dörtte birinin de döviz cinsinden olduğunu dile getiren Öztrak, paranın değer kaybetmesi sonucunda buradan da 116 milyar liralık kur farkı yükü geldiğini anlattı.
BDDK'ya göre 2 Haziran 2023 itibarıyla Kur Korumalı Mevduat'ta biriken paranın toplam 2 trilyon 533 milyar 607 milyon lira olduğunu ifade eden Öztrak, "Seçim sonrasında paramızın değer kaybı nedeniyle buradan da 500 milyar lira yük geliyor. Bunun üçte birlik kısmını, bankaların faiz olarak ödeyeceği varsayarsak, Hazine ve Merkez Bankasına, yani milletin sırtına binecek yük, 300-350 milyar Türk lirası arasında olacak" bilgisini paylaştı.
Öztrak, seçimin ilk turundan bu yana Türk lirasının değer kaybetmesi sonucunda, devletin yükümlülükleri nedeniyle milletin sırtına yüklenen faturanın 1 trilyon 400 milyar lirayı geçtiğini öne sürdü.
Gelecek günlerde Türk lirasının değer kaybını yavaşlatmak için Merkez Bankasının faiz artırmak zorunda olduğunu vurgulayan Öztrak, "Buradan devletin üzerine bir yük gelecek. Çünkü bankalara zorla satılan düşük faizli kağıtlar bankacılık sisteminde, sistemik bir zafiyetin önlenmesi için bu kağıtların da daha yüksek faizli hazine kağıtlarıyla değiştirilmesi gerekecek. Buradan da ciddi bir maliyet milletimizin sırtına binecek" dedi.
'Tazelenen kadrolarımızla mahalli idareler seçimini açık ara kazanmayı hedefliyoruz'
Ülkenin içinde olduğu sıkıntıların farkında olduklarını belirten Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm bu şartlar altında her iki vatandaşımızdan birinin, cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu'na verdiği oyu dağıtmadan, örgütümüzü rekabetçi bir ortamda yenilemeyi, değişen, tazelenen kadrolarımızla mahalli idareler seçimini açık ara kazanmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede genel başkanımız ilk olarak MYK'sını yeniledi. MYK'mız da ilk iş olarak kongreler takvimini başlattı. Mümkün olan en kısa sürede kongreler süreci, Parti Meclisimizin uygun gördüğü bir tarihte, kurultayımızla taçlanacaktır. Bu süreç devam ederken, önümüzdeki yerel seçimleri kazanmak için parti üyesinden genel başkanımıza kadar partimizin her bir ferdi var gücüyle çalışacaktır."
'Kurultay iradesinin en sağlıklı biçimde oluşması için herkes elinden geleni yapacaktır'
CHP Sözcüsü Öztrak, açıklamasının ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Özgür Özel'in ve Ekrem İmamoğlu'nun değişim ve adaylık çıkışıyla ilgili değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Öztrak, şu yanıtı verdi:
"CHP'de değişimin nasıl gerçekleşeceği bellidir. Yani bu partinin yüz yıllık geçmişine, güçlü kurumsal yapısına ve mevzuata göre bu süreç gerçekleşir. Genel Başkanımız kendi iradesi dahilinde gerçekleştireceği değişimi yapmış, MYK'sını değiştirmiştir. Yeni MYK da ilk toplantısında kongre takvimini başlatarak örgütlerde değişimin önünü açmıştır. Bundan sonraki süreci üyeler, ilçe, il ve kurultay delegeleri belirleyecektir. Kurultay iradesinin en sağlıklı biçimde oluşması için de herkes elinden geleni yapmalıdır, yapacaktır."
CHP'nin yerel seçime giden süreçte çalışmalarının ne durumda olduğunun sorulması üzerine Öztrak, kongreler takviminin başlamasıyla birlikte yenilenme, tazelenme sürecine de şahit olunacağını söyledi.
Öztrak, "Bu, yerel yönetim seçimlerine, enerjinin bu noktaya doğru yönlendirilmesinde de önemli katkılarda bulunacak. CHP olarak biz bu seçimlerde mevcut yönetimi tarihi bir yenilgiye uğratma konusunda kararlıyız. Bunun için de elimizden gelen yapıyoruz. Onlar birtakım hazırlıklarını yaptıklarını söylüyorlar. Biz daha fazlasını yapıyoruz" ifadesini kullandı.
"Sayın Kılıçdaroğlu kendilerine kırsalda az oy çıktığını belirtmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 'Kabahati kendinde aramak yerine hala seçmeni suçlaması, siyasetin değil, psikolojinin konusu' yanıtını vermişti. Değerlendirmeniz nedir?" sorusuna karşılık Öztrak, "Psikolojinin konusu olan bizim ya da Genel Başkanımızın söylemediği, yapmadığı bir şeyi söylemiş gibi göstermek. Genel Başkanımız bu bölgelerde alınan oyların daha düşük olmasını, buralarda yeterli çalışma yapmamamıza bağladı. Ama şu anda bakıyorum, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan AK Parti Genel Başkanı çıkmış, bizim tam tersini söylediğimizi iddia ediyor" diye konuştu.