ANKARA FARKI

CHP’li Yılmaz Ateş: Kılıçdaroğlu süratle ‘firavunlaşmaya’ doğru gidiyor

CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, Kılıçdaroğlu’nun ‘firavunlaşmaya başladığını’ savundu. Parti yönetimine de eleştiriler yönelten Ateş, Kılıçdaroğlu’nu istifaya çağırdı.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına Eski TBMM Başkanvekili ve CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş konuk olarak katıldı. Ateş programda, seçim sonuçlarını ve CHP’nin uyguladığı politikaları değerlendirdi.

‘Parti içi demokrasi yok’

Parti içi demokrasinin olmadığını ve Kılıçdaroğlu’nun karar alırken parti yönetimi ile istişare etmeden bu kararları uygulamaya koyduğunu iddia eden Ateş, şunları kaydetti:

“Ben ve arkadaşlarım CHP’nin ilkelerine, programına aykırı her uygulamasını eleştirdik, dile getirdik. Birçok arkadaşımız Kemal Bey’in bu uygulamalarını hep alkışladılar. Bu parti içi demokrasinin uygulanmamasından kaynaklanıyor. Sayın Tuncay Ökzan’ın Sayın Şaban Sevinç’e söylediği sözleri var; ‘Kemal Bey bir yerlere çağırılıyor. Orada alınan kararları gelip bize uygulatıyor. Bu partiyi MYK yönetmiyor’ dedi. 6’lı masa ittifakı da, milletvekillerinin verilmesi de görüşülürken eğer ciddi bir muhalefet olsaydı Kemal Bey bu kadar cürretkar davranamazdı. Firavuna sormuşlar ‘Neden bu kadar zalimsin’ diye. ‘Kimse sesini çıkarmıyor ki’ demiş. Kemal Bey de süratle firavunlaşmaya doğru gidiyor. Parti meclisi üyeleri sessiz kaldı, meclis grubu sessiz kaldı, il başkanları sessiz kaldı. Düne kadar susanlar bugün artık susmamalıdırlar. Sesinizi yükseltin yoksa CHP’yi daha sıkıntılı günler bekliyor.”

‘Kılıçdaroğlu istifa etmeli’

Kılıçdaroğlu’na ‘istifa’ çağırısında bulunan Ateş, Kılıçdaroğlu’nun istifa etmediği takdirde girilecek her seçimin kaybedileceği görüşünde:

“Sayın Kılıçdaroğlu göreve geldiği günden bugüne kadar bütün uğraşı CHP tarihine saldırmak oldu. Sözcülerine dış politikada Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırı söylemlerde bulunmayı bir anlamda görev olarak verdi. Geldiği günden bugüne kademe kademe önce parti içi muhalefeti tasfiye etti, arkasından parti meclisini etkisiz hale getirdi, MYK’yı zaten sekreteryası olarak gördü ve bu noktaya geldik. Bu noktada da MYK’yı değiştirerek kendini kurtarmaya çalışıyor. Ama bu da Sayın Kılıçdaroğlu’nu kurtarmaya yetmez. Evet, bir değişim gereklidir, bir yenileşme gereklidir; o da 13 yıldır CHP’nin tarihine hakaret eden Sayın Kılıçdaroğlu’dur. Olması gereken Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu örgüte, bu partiye teşekkür ederek istifa etmesidir. İstifa etmezse Kemal Bey ile girilecek her seçim bugünden kayıptır. Kemal Beyin bu saatten sonra güvenilirliği kalmadığı için yeni bir ivme yakalaması mümkün değil.”

‘CHP bütün değerlerinden taviz verdi’

CHP’nin birçok konuda değerlerinden tavizler verdiğini dile getiren Ateş, “Cumhuriyet Halk Partisi 13 yıldır feda etmediği değeri kalmadı. Devletin üniter yapısından tavizler verdi, demokratik-laik eğitim birliğinden taviz verdi, terör örgütlerinin bir anlamda hamilinin yaptı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun ülkücü, muhafazakar camianın oylarını almak için girişimde bulunmasını doğal karşılarım ama bunlardan oy alacağım derken kendi partisinin tarihini karalaması, kötülemesi kabul edilemez. Yani bu 13 yıl boyunca Sayın Kılıçdaroğlu cumhuriyetin temel değerlerinden, kuruluş felsefesinden, CHP’nin kuruluş değerlerinden, felsefesinden ve kadrolarından büyük tavizler verdi” dedi.

‘Demokrat dede’, ‘diktatör sultan dede’ oldu

Kılıçdaroğlu’nun milletvekilliklerini adaylığını garanti altına almak amacıyla ‘rüşvet’ olarak verdiğini savunan Ateş, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türk siyasi hayatına da 'rüşvet' diye tanımlanabilecek yüzde 1-2 oyu olmayanlara 3 milletvekili, 5 milletvekili, 10 milletvekili verildi. Bu parti içi demokrasinin olmadığı anlamına geliyor. Ülkeye demokrasiyi getireceğim diyen Kılıçdaroğlu demokrasiyi tanımıyor. Kendisine ‘demokrat dedeniz’ dedi ama ‘diktatör dedeye’ döndü. Hatta diktatörün ötesinde ‘sultan dede’ye döndü. Kemal Bey milletvekillerini bir anlamda ulufe dağıtır gibi dağıttı bu partilere. Öylesine dağıttı ki CHP’de emek dünyasından bir tane milletvekili yok. Ömrünü bu partiye vermiş olanlara verilmesi gereken o 38-40 milletvekilliğini bu siyasi partilere dağıtarak kendi adaylığını garanti altına aldı. Bir anlamda siyasi rüşvet vererek kendisini aday ilan ettirdi. Buna rağmen bu seçimi kaybettik ve bunlar yetmedi.“

Yorum yaz