8 yıl 6 ay 13 gün görev süresiyle Türk dış politikası tarihine ismini yazdıran Mevlüt Çavuşoğlu, son seçimlerde Antalya milletvekili seçilmesinin ardından görevi 2010’dan beri MİT’i yöneten Hakan Fidan’a devretti.
Devir teslim töreninde yaptığı konuşmada kendisinin MİT Başkanlığı, Çavuşoğlu'nun ise bakanlığı döneminde çok büyük ve zorlu görevleri birlikte üstlendiklerine işaret eden Fidan, "Kendisi devlet adamı, siyasetçi ve en önemlisi insan ve dost olarak, her zaman üstün meziyetler ortaya koymuştur" ifadesini kullandı.
Fidan, "Yine benim için bugün önemli bir husus, 2003 yılında TİKA başkanlığına atanmamla başlayan, son 20 yıllık süreçte çok yakın çalıştığım ve bütün mensuplarının dünyanın her tarafında fedakarlıklarına bizzat şahit olduğum, pek çok mensubunu ismen tanıdığım Hariciyemizin sorumluluğunu almaktır. Bu görevim esnasında milletimizin büyük bir takdirini kazanarak yeniden seçilen sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuna ve temsil ettiği değerlere uygun şekilde, devletimizin ve milletimizin bütünlüğü, güvenliği ve refahı için elimden gelen her türlü gayreti göstereceğim. Devletimizin her türlü etki alanından bağımsızlığı ve milletimizin iradesinin egemenliği esasına dayanan, milli dış politika vizyonunu ilerletmeye devam edeceğim” vurgusunu da yaptı.
Sputnik, Hakan Fidan döneminde Türk dış politikasının nasıl bir yol izleyebileceği, değişim olup olmayacağını uzmanlara sordu.
Faruk Loğoğlu: Fidan daha ölçülü daha mutedil bir dil kullanacaktır
Eskiden Washington Büyükelçiliği de yapan emekli diplomat Faruk Loğoğlu, “Çok büyük bir farklılık beklemiyorum çünkü esas politikayı Cumhurbaşkanı Erdoğan belirlemeye devam edecek. Üslup bakımından biraz daha yumuşak diplomatik bir tarz göreceğiz. Çavuşoğlu çok sert söylemler kullanan, lafını esirgemeyen bir üslubu tercih ediyordu. Fidan daha ölçülü daha mutedil bir dil kullanacaktır” yorumunda bulundu. “Hakan Fidan 13 yıldır istihbarat konularda çalışan birisi. Fidan, bakan olarak daha şeffaf, daha görülebilir, daha öngörülebilir bir ortamda çalışma durumunda bulacak kendisini. Çok gizli bir dünyadan açık ve şeffaf bir dünyaya geçiş bazı noktalarda onun için sıkıntı olabilir Bu bakımdan umudum dışişleri bakanlığının geleneksel devlet memurlarına daha fazla kulak vermesidir” diye ekleyen Loğoğlu şunları ekledi:
“Devir teslim töreninde Fidan’ın ‘milli dış politika’ kelimesini kullanması dikkat çekiciydi. Buradan da anlıyoruz ki dış politikada daha ortada olan konumda olmaya devam edilecek. Keskin bir dönüş olmayacak. Daha çok Rusya, Orta Asya ve Ortadoğu’da Türkiye’nin milli profilini pekiştirmeye çalışacak bir anlayışın ifadesi olarak görüyorum. Dış politika sonuç olarak içerideki gidişatın bir uzantısıdır. İçeride gidişatın uzantısını belirleyen tek kişi de Erdoğan’dır. Fidan da Erdoğan’ın görüşleri hilafına bir dış politika izlemeyecektir.”
İsmail Hakkı Pekin: Türkiye’nin artık daha aktif bir dış politika uygulayacağını düşünüyorum
Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ise “Hakan Fidan şu anda Türkiye’nin güvenlikle ilgili uğraştığı konularda doğrudan işin içinde olan bir isim” diyerek şunları söyledi:
“Hakan Fidan Suriye konusunun tam ortasında mesela. Dışişleri bakanlığından önce istihbarat servisleri görüşüyordu. Amerikalılarla da görüşüyor, Ruslarla da görüşüyor. Azerbaycan ve Ermenistan konusu, Libya konusu hepsi Fidan’ın elinden geçen konular. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde halletmesi gereken dış politika sorunları var. Hakan Fidan eskiden taktik olarak çalışıyordu şimdi stratejik olarak tam bir koordinatör pozisyonuna geldi. Sahadan, uygulamadan gelen bir isim, konuları da bildiği için çok daha iyi olur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından Fidan’ın neden bu göreve geldiğini çok daha iyi anlıyoruz. Erdoğan konuşmasında Yeniden Asya konusuna değindi. Önümüzdeki dönemde Kafkaslarda gelişmeler görebiliriz. Suriye konusunda önemli görüşmeler olacaktır. Libya konusunda Mısır ile anlaşma ve Libya’da işbirliği olacaktır. Doğu Akdeniz konusunda aynı şekilde ilerleme olacaktır. Türkiye’nin artık daha aktif bir dış politika uygulayacağını düşünüyorum.”
“ABD’lilerin Genişletilmiş Karadeniz projesi var ve Hazar Denizi, Orta Asya dahil bu bölgede çalışıyorlar. Önümüzdeki Türk Devletleri Teşkilatı’nın önem kazanacağını, Türk devletinin Orta Asya ülkeleri ile daha yakından ilgileneceğini görüyoruz. Daha önce TİKA Başkanlığı yapan Fidan, bu konuları yakından biliyor” diye ekleyen Pekin, “Türkiye’nin ABD ile çatışan ilişkileri var. Bundan sonra ABD ile de aktif bir dış politika yürütüleceğini değerlendiriyorum. Uçakların alınması, Türkiye’nin Karadeniz’deki rolü, Ukrayna krizi dahil olmak üzere bu konularda etkin bir politika izlenecektir. Irak ve Suriye’de de Türkiye’nin artık daha aktif rol alacağını öngörüyorum. Önümüzdeki dönemde bu konularda önemli gelişmeler göreceğiz” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanlığına getirilen Hakan Fidan, bakanlıkta düzenlenen törenle görevi Mevlüt Çavuşoğlu'ndan devraldı. ( Mehmet Kaman - Anadolu Ajansı )
© AA
Gülru Gezer: Diplomasi, istihbarat ve güvenliğin çok iç içe geçtiği bir dönemde yaşıyoruz
Türk Dışişleri Bakanlığı’nda önemli görevler almış ve Türkiye’nin eski Los Angeles Başkonsolosu Gülru Gezer de “Diplomasi, istihbarat ve güvenliğin çok iç içe geçtiği bir dönemde yaşıyoruz. Mesela ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun eskiden CIA başkanı olduğunu ya da bugünkü CIA Başkanı William Burns’un Obama döneminde Dışişleri Bakanlığı müsteşarı olduğunu düşünürsek normal bir durum” diyerek şunları kaydetti:
“Fidan da geçmişten bu yana özellikle de son dönemde ABD ve Rusya ile temaslarda hep yer alan bir isim oldu. Suriye ile normalleşme süreci fiilen başlamadan önce de Suriye istihbaratı ile de ilişkileri yürüttü. Rusya’daki görüşmelerde de yer aldı. Bugünkü açıklamasında da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çizdiği yol çerçevesinde bir dış politika izleyeceği vurgusunu yaptı. Önümüzdeki dönemde zaten dış politikada çok radikal değişiklikler beklemiyorum ama 2010’dan MİT’in başındaki bir isim olmasına rağmen diplomasinin içinde olmuş bir isim. Ben Şam’da görev yaparken Cumhurbaşkanı Erdoğan o dönem başbakanken onun özel temsilcisi olarak Fidan sıkça Ahmet Davutoğlu ile beraber Suriye’ye de geldi. Bu bizler İsrail-Suriye arabuluculuğu yaptığımız dönemde oldu.”
Gezer, “Ben çok yumuşak bir geçiş olacağını düşünüyorum. Çünkü dışişleri teşkilatını bilmeyen bir isim değil. Onun döneminde de diplomasi, güvenlik ve istihbaratın daha yakın bir işbirliğiyle ilerleyeceğini öngörüyorum. Dış politika ve devletler arası ilişkiler bireysel ilişkiler üzerinden yürümez. Devlette süreklilik esastır. Ancak Fidan’ı Lavrov da Blinken da gayet iyi tanıyor. Bundan sonra da yakın temasların devam edeceğini düşünüyorum” diye de ekledi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, görevi Mevlüt Çavuşoğlu'ndan devralıyor.
© Sputnik / Turan Salcı
Asker kökenli, diplomasi eğitimli, 13 yıldır istihbaratın başında: Hakan Fidan Kimdir?
Hakan Fidan, 1968 yılında Ankara'da doğmuştur. Kara Kuvvetleri Muhabere Okulu (1986) ve Kara Kuvvetleri Dil Okulu mezunu.
Hakan Fidan 1986'dan 2001'e kadar Türk Silahlı Kuvvetlerinde astsubay olarak görev aldı. KK Muhabere Okulu ve KK Dil Okulunda eğitim aldı. Askerliği kendi isteğiyle bırakıp Maryland Üniversitesi'ne bağlı University of Maryland University College'den Yönetim ve Siyaset Bilimi alanından lisans dereceleri aldı. Bilkent Üniversitesi'nde "Dış Politikada İstihbaratın Yeri" isimli teziyle master yaptı. Aynı üniversitede 2006'da da "Bilgi Çağında Diplomasi: Antlaşmaların Doğrulanmasında Enformasyon Teknolojilerinin Kullanımı" başlıklı tez ile doktora yaptı.
Viyana'da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunda, Cenevre'de Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Enstitüsünde ve Londra'da Verification Technologies Research Center'da akademik çalışmalarını sürdürdü. Hacettepe ve Bilkent üniversitelerinde akademisyenlik yaptı. Almanya'daki NATO Süratli Reaksiyon Kolordusu Karargahı'nda da çalışan Fidan 2001'den itibaren iki yıl Avustralya Türkiye Büyükelçiliği'nde kıdemli siyasi ve ekonomik danışman olarak görev yaptı. 2003'te Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) Başkanlığına atandı.
14 Kasım 2007'de Başbakanlık müsteşar yardımcılığı görevine gelen Fidan, 2008 Kasım ayında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Yönetim Kurulu üyeliğine atandı. 8 Mart 2008'de de Uluslararası Ahmet Yesevi Üniversitesi mütevelli heyeti üyesi oldu ve bu görevinden Şubat 2011'de istifa etti.
15 Nisan 2010'da Millî İstihbarat Teşkilatı müsteşar yardımcılığına getirildi. Emre Taner'in görev süresinin dolmasının ardından, 25 Mayıs 2010 tarihinde MİT Müsteşarlığı görevine atandı. Böylece Türkiye Cumhuriyeti devletinde, en genç MİT Müsteşarı olarak tarihe geçmiştir. Fidan, 3 Haziran Cumartesi günü Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı karara göre Dışişleri Bakanlığı görevine getirildi.