Türkiye’nin ‘iflas ettiğini’ savunan Selçuk Geçer, net rezervin eksiye düştüğünü söyleyerek, “İflas ettik. Kasada para bitti. -0.2 milyar dolar net rezervler. Bundan sonra ‘İflas ediyor muyuz’ diye kaygılanmamıza gerek yok” ifadelerini kullandı.
Geçer: TÜİK rakamları doğru açıklamaları ve ona göre pozisyon alınmalı
Geçer şöyle devam etti:
“Yoksulluk sınırı 33 bin 700 liraya geldi. Yani 4 asgari ücrete denk geliyor. Açlık sınırı ise 10 bin 300 lira. Bu açlık sınırı denilen hikaye sadece zaruri gıda ihtiyacını kapsıyor. Hatta sanırım 1 kilogram kıymayı bile kapsamıyor. Türk-İş’in açıkladığı gıda enflasyonu yüzde 72’ye ulaşmış durumda. Esas mevzu şu; biz insanız ya, sadece tek hücreliler gibi beslenerek ve bölünerek yaşamıyoruz ya, bizim birtakım sosyal ihtiyaçlarımız var. Bunların içinde barınma, internet, fatura, kılık kıyafet, sağlık, eğitim, ulaşım var. Bunların zorunlu olanlarının toplamına da yoksulluk sınırı deniliyor. Tüm maaşların normal şartlarda yoksulluk sınırının üzerinde olması lazım. Burada 33 bin lirayı aşan bir sınırdan bahsediyoruz. Bugün 50 bin lira yapılırsa asgari ücret, eğer hükûmet yine bu vergilendirme fiyat artışı politikasında devam ederse, 3 ay sonra o 50 bin liranın da bir karşılığı olmayacak. Şu anda 8 bin 500 lira olan asgari ücret, baskılanmış dolar bazında 400 dolara denk geliyor. Ama bu 400 doların da bir alım gücü yok. Burada yapılması gereken, TÜİK’in rakamları doğru açıklayıp ona göre pozisyon alınması.”
Prof. Dr. Konukman’dan ‘Mehmet Şimşek’ yorumu
Seçimin ardından, Mehmet Şimşek’in ekonominin başına geçeceği iddiaları konuşuluyor. İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, “Dön dolaş Mehmet Şimşek” diyerek, öngörülen politikalara tepki gösterdi:
“Diyelim ki Mehmet Şimşek geldi, gerçekten sıcak para da geldi. Aynı Babacan gibi. Timothy Ash’ler falan var, ‘Beni demokrasi falan ilgilendirmez kardeşim ben yüksek getiriye bakarım’ demişti. Sıcak para ona bakar. 100 doları getirdiğinde ne kazandığına bakar. Bu mümkün. Mehmet Şimşek gelse bu mümkün olur, büyüme de olur ciddi anlamda. Yine krediler verilebilir. Meşhur Ortodoks dedikleri, ders kitaplarındaki politikalarla ‘nerede kalmıştık’ diyebilirler. Dünya konjonktürü buna uygun değil. Hadi diyelim uygun olsun; dünyada hazır para var, Mehmet Şimşek’i bekliyor ve geliyorlar. Ya kardeşim biz yıllardır bu tür bir büyümeyi eleştirmedik mi? Biz buna edep mi diyoruz? İstihdam yaratmayan, sermaye lehine kaynak ve servet transferi yapan bir büyümenin bize ne yararı var? Çevre düşmanı, kadın düşmanı, emekçi düşmanı büyüme! Yıllardır bunu eleştirdik biz.”