‘Toplumun beklentilerine cevap veren bir değişime ihtiyaç var’
“Ben Kurultay takviminin başladığı bir ortamda Sayın genel başkanın istifasını doğru bulmuyorum. Ama mutlaka değişimin olması lazım. Türkiye çok önemli bir seçim geçirdi, bu seçimde toplumun da beklentisine cevap verecek bir değişime ihtiyaç var. CHP’nin en büyük kusuru rakibi 365 gün sahadayken sizin seçimden seçime sahaya çıkması. Böyle olmaz. Bugün başlayacaksınız. Ben tek başıma 100 bin kilometre yol dolaştım. Dolaşırken bile ‘genel başkanlık için mi dolaşıyor?’ dediler. Aday olmayı zamanı, günü gelince düşünürüz. Genel başkanım çekilirse düşünürüm. Çünkü ben genel başkanla yol yürümüş bir arkadaşıyım, her şeye rağmen bizim fıtratımızda adam satmak yoktur. Her ne kadar bana yanlış yapmış olsalar da.”
‘MYK üyeleri istifa etmeli’
“Elbette ki Cumhuriyet Halk Partisi muhasebesini yapacaktır, özeleştiri mekanizmasını sonuna kadar açacaktır. Kusuru olan insanların da derhal istifa etmesi lazım. Çok kısa süre içerisinde kongremiz var. Bir yıl uzatma şansımız yok. Yasal olarak mümkün değil. Büyük olasılıkla 1 Temmuz’da takvim başlayacaktır. Eylül ayında da partimizin 100. yıl dönümünde Kurultayını yapmış olacaktır. Keşke bu bir yıl önce yapılabilseydi o zaman da çok itiraz ettim, çok çaba sarf ettim ama maalesef MYK üyesi arkadaşlarımız sadece kendilerini muhafaza etmek için kurultayı ertelemek zorunda kaldılar. Bu süreç içerisinde sadece Sayın genel başkanımız çaba sarf etti. Takdir edersiniz bir ekip işidir. Takım konusunda ben Sayın genel başkanımızın elinin rahatlaması açısından MYK üyelerinin ve sorumlu olan birçok il başkanlarının istifa dilekçelerini vermelerini bekliyorum.”
‘YSK kendisini gözden geçirmeli’
‘Küresel akla yönelmek tepki doğurdu’
“İşsizlik ve enflasyon halkın en çok etkilendiği iki şey. Bu durum bir çıkmaz olarak önümüzde duruyor. Bu durumda nasıl oldu da muhalefet iktidara karşı kazanamadı? Bu çok önemli bir soru. Büyük umutlar, bahar gelecek miydi? Yoksa 40 satır mı, 40 katır mı? Bu soru da ikilem aslında. Esas problemlerin temelinde olan dışa bağımlılığın panzehiri olacak tam bağımsızlık yönündeki politikaların bütüncül program olarak sunulmamış olması. Bunun yerine hem sermayede hem de küresel akla yönelinmiş olması bir tepki doğurdu.”