“Türkiye öncelikle çok büyük bir ekonomik transformasyonun içinde. Bu transformasyon büyük ölçüde Türkiye’nin ideolojik bir rota değişikliğini de içeriyor. Yani bir İslami bankacılık modeline yelken açmış bir Türkiye var karşımızda. Piyasa realitesi ile uygun olmayan faiz oranının düşük tutulması da temelde buradan kaynaklanıyor. Türkiye özellikle iki noktada çok ağır açıklarla, yani kaynak sorunlarıyla karşı karşıya. Bunlardan bir tanesi cari açık tarafı. Diğer nokta ise rezervlerle ilgili oluşan açık. Bir de üçüncü açık var; giderek Türkiye’yi zorlayacak bir şekilde geliyor. O da bütçe tarafında oluşan açık. Bu kaynakları şu ana kadar Türkiye birtakım dost ülkelerin yardımlarıyla geçirdi.”
“Dünyadaki pek çok şirket, ABD’deki firmalar da dahil, normali şu an dolar üzerinden yüzde 5-5.5 aralığında borçlanıyor. Dolayısıyla 2024’e giden süreçte şu anda biz iktisadın kuralları çerçevesinde hiçbir şeyi göremiyoruz. Beklentim bir takım palyatif çözümlerle, bizim bilmediğimiz veya anlamadığımız bir takım kaynaklardan para girişlerinin sağlanmasıyla Türkiye mart 2024’e götürülmeye çalışılacak. Bu ne kadar işe yarayacak, kestiremiyoruz.”