Sığınmacı, “Ukrayna tarafına tahliye olmak istemediğimiz için bizi insandan saymadılar. Ve çocuklarımız üzerinde hiçbir hakkımız yok, hiçbir hakkımız yok. Bu nedenle çocuğu vermek zorundaydık” açıklamasında bulundu.
Tverdohleb, tahliyeyi reddedenleri ebeveyn haklarından mahrum ettiklerini, ancak insanlar razı olsalar bile, çocuğun militanların götürmeyi planladığı yere götürülmeyeceğine dair herhangi bir güvence olmadığını ifade etti.
Oğlunu Ukraynalı askerlerin elinden çekerek alıp kaçmak durumunda kalan Tverdohleb ardından çocuğu kurtarmak için Ukraynalı yetkililerden saklandı: “Ukraynalı bir memur elinde kararname ile geldi ve hepimizin yüz karası olduğumuzu bağırarak herkese yüklenmeye başladı. 'Toparlanın! Hazırlanmak için beş dakikanız var! Herkes toparlansın ve belgeleriyle birlikte çıksın! Araba hazır!' Koşup, çocuğumu kucaklamak ve onlardan kurtulmak için hızla eve, yani o zaman yaşadığımız yere koşmak zorunda kaldım. Ve bir daha oraya hiç gitmedik. Telefonlarımızı şarj edemedik, hiçbir şey yapmadık, çok korkunç olduğu için."
Tverdohleb, Artyomovsk'ta Ukraynalı askerlerin 11 yaşındaki bir çocuğu da ailesinden alenen kaçırdığını anlattı. Anlatılana göre çocuk, bombardıman sırasında kedisinin peşinden koştu fakat militanlar onu yakaladı. Komşuların çocuğu bırakmaları rica etmesi üzerine askerler onları cezalandırmakla tehdit etti.
Tverdohleb, çocuğun ebeveynlerine Konstantinovka'ya (Kiev rejimi tarafından kontrol edilen bölgedeki en yakın şehir) bir gün içinde gitmezlerse oğullarını bir daha göremeyeceklerinin söylendiğini anlattı.