İkinci tura çok az bir süre kala iktidar ve muhalefetin stratejilerini, seçmenin psikolojisini Doç. Güven Gürkan Öztan, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na anlattı. Öztan, “Değişim konusunda beklenti, toplumun bir kısmında çok yüksek. Siyasal gerçeklikler o beklentiyle örtüşmüyor çünkü toplumun içerisindeki yarılma diğer tarafta olup biten şeyleri çok izah etmiyor, görülmüyor. Ama sandığa küsmek politik bir tavır değildir” dedi.
Öztan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Seçim propagandalarına baktığımız zaman umutlu olmak için çok az şey var ama bir yandan da bu kadar devlet gücünü kullanan iktidar partisinin 70 küsür ilde gerilemiş olması gerçeği var. Büyükşehirlerde değişim isteyen bir nüfusun kendini ifadeye etmeye çalışması var. Belki de ilk defa Kürt seçmenlerle, kentlerde kendisinin biraz daha orta ve orta üst sınıf olarak gören insanların politik tercihlerinde stratejik bir ortaklaşma var. Bardağın hepsi boş değil.
'Uçurum artıyor'
Dünyada gitmemiş hiçbir iktidar yok, en güçlüleri bile bir gün gittiler. Değişim konusunda beklenti, toplumun bir kısmında çok yüksek. Siyasal gerçeklikler o beklentiyle örtüşmüyor çünkü toplumun içerisindeki yarılma diğer tarafta olup biten şeyleri çok izah etmiyor, görülmüyor, dinlemek istemiyor ve en kolay açıklama zeminine kayıyor. Böylece de o uçurum iyice artıyor. Adıyaman’da, Menzil Tarikatı’nın örgütlenmesini, ekonomisini görmeden seçimde, ‘orada deprem oldu da siyasi öngörü böyle oldu’ diye kıvıramazsınız.
'Küsmek politik tavır değil'
Sandığa küsmek, bu sefer de olmadı bir daha sandığa gitmeyeceğim gibi tavrın siyasi mücadeleyle zerre kadar alakası yok. Şunu unutmayalım, Milli Görüş hareketi 1994’te yerel seçimlerde ciddi bir ivme kazanmıştı ve orada insanlara, ‘değişecek’ diyerek sandığa götürüyorlardı ama 5 sene ama 10 sene.. Değişecek. Oradaki kararlılık 2002’de başka bir şey getirdi. Kararlılık, değiştirme gücünü doğurabilir. O yüzden de vazgeçmemek gerekir, küsmemek gerekir. Küsmek, politik bir tavır değildir."