Eski CHP Milletvekili Abdüllatif Şener, NTV canlı yayınında soruları yanıtladı, seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Cumhurbaşkanıyla, Meclis ikisi aynı partide olursa yönetimde istikrar sağlanıyor." diyen Abdüllatif Şener, şunları ekledi:
"Ama Cumhurbaşkanı bir partide, Meclis çoğunluğu bir partide olursa bu sefer ortaya ne çıkıyor? Denge denetim mekanizması kurulmuş oluyor. Fakat bu sefer de yönetimde ve ülkede istikrar kalmıyor. Dolayısıyla Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı'ndayken açıkça şunu söyleyeyim, Kemal Bey'in seçimi kazanmasıyla birlikte cumhurbaşkanlığı da bir başka partiye gittiğinde bir kere verdiği sözlerden hiçbirini gerçekleştiremez. Meclisten hiçbir kanun geçiremez. Millet İttifakı'nın en büyük iddiası olan 6 partiyi bir araya getiren güçlendirilmiş parlamenter demokrasi artık hayal olur. Bunu gerçekleştiremezler. Maliye, ekonomik politikalar uygulayamazlar. Neden? Vergi çıkaramazlar. Bütçe çıkaramazlar. Bakın bütçe çıkaramadıkları için AK Parti iktidarının yapmış olduğu bütçenin arttırılması yoluyla uygulamaya başlarlar. Bütçe politikaları olmaz. Mali politika olmaz. Hatta bürokrat ataması yapamazlar."
'Her sandıkta bu partilerin temsilcileri var'
"İkinci tura giderken mevcut tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Şener, 14 Mayıs seçimlerinde vatandaşların huzur içerisinde sandık başına gittiklerini, çok önemli bir olumsuzluğun da ortaya çıkmadığını söyledi.
Şener, "Seçimlerin genel olarak düzgün bir şekilde yapıldığı ve yönetildiği kanaati vardır. Ben bunu da son derece önemli görüyorum. Elbette bazı sandıklara yapılan itirazlar, yasal prosedürler içerisinde ortaya çıkan hadiselerdir. Bunu bir olumsuzluk diye nitelemek de mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
Seçimlerde hile yapıldığıyla ilgili bazı iddialar ortaya atıldığını aktaran Şener, şöyle konuştu:
"Doğrusu böyle bir noktada ben sorumluluğun muhalefette olduğunu düşünürüm. Çünkü, Millet İttifakı partileri ve yöneticileri, genel başkanları iki yıldır seçim güvenliğiyle ilgili her türlü önlemi aldıklarını, bütün sandıklara ve sürece hakim olduklarını ve asla hiçbir oyu zayi etmeyeceklerini seçmene taahhüt etmişlerdir. Bunu defalarca konuşmuşlardır. Her sandıkta bu partilerin temsilcileri vardır. İl ve ilçe seçim kurullarında bu partilerin temsilcileri vardır. Bütün sandıklardaki ıslak imzalı tutanaklar ilçe seçim kurulunda liste haline getirir. İlçelerdekileri, il seçim kurulunda liste haline getirilir. Hatta il, ilçe seçim kurulunda halka statüsünde partilerin temsilcileri vardır. Sonra Yüksek Seçim Kurulu'na gider."
Şener, seçim sürecinin en başından itibaren Cumhur İttifakı tarafından hem Kılıçdaroğlu'na hem Millet İttifakı'na yöneltilen en büyük eleştirinin "FETÖ ve PKK terör örgütleriyle bağlantı, iltisak olduğu" yönünde yapıldığı hatırlatılarak, "Hatta HDP'nin, Yeşil Sol Parti'nin içinde bulunduğu ittifak tarafından Kılıçdaroğlu'na yönelik destek açıklaması da bunun bir delili olarak ortaya konuldu. Sizce bu FETÖ ve PKK suçlaması sonuca etkili oldu mu?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Seçimin akışını izlediğimiz zaman ilk turda ve ilk tur öncesindeki kampanya sürecinde şu tabii bütün seçmenin dikkatini çekmiştir. Nedir o? Kandil'den çok sık açıklamalar yapılıyordu. Yani Kemal Bey'i desteklediklerine dair işte Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı'na bitireceklerine dair açıklamalar yapılıyordu. Defalarca yapılmıştır. HDP'de daha doğrusu Yeşil Sol Parti yeni ismiyle o da aynı şekilde destek açıklaması yapmıştır."
'Kemal Kılıçdaroğlu'nun oy oranı Tayyip Erdoğan'ın oy oranını geçmiştir'
Her parti, her vatandaş, legal veya illegal her örgütün birtakım açıklamalar yapabileceğini, destekte bulunabileceğini aktaran Şener, şöyle devam etti:
"Bunu demokrasinin işleyişi içerisinde doğal karşılamak lazım. Ama bu seçmen algısını nasıl etkiler, o önemli. Fakat şu var, bu açıklamaların sadece sözden ibaret olmadığı anlaşılmıştır. Şu bakımdan anlaşılmıştır, CHP'nin çok düşük oy oranına sahip olduğu özellikle HDP'nin seçmen oranının yüksek olduğu illerin tamamında Kemal Kılıçdaroğlu'nun oy oranı Tayyip Erdoğan'ın oy oranını geçmiştir. Yani bu CHP'nin oyu olmadığına göre elbette bir taraftan HDP'nin diğer taraftan Kandil'den açıklamaların etkilenerek yönlendirdiği oylar olduğu açıktır. Ama bu tek taraflı bir ilişki midir? Çift taraflı bir ilişki midir? O ayrı bir konu. Bu görüntü, Türkiye'de ilk turda milliyetçi ve devletçi seçmen kitlesini ürkütmüş ülkenin bütünlüğüyle ilgili, güvenlikle ilgili algılarını bozmuştur."
İkinci tura giderken Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylemlerindeki milliyetçi değişimin sorulması üzerine Şener, "Siyasette hep şu kuralı göz önünde bulundurmak lazım. Artılarınızı saymayacaksınız. Eksilerinizi sayacaksınız. Eksileri saymadan yoluna devam eden bir siyasetçi kendisini ne kadar başarılı görürse görsün sonunda kaybeder." ifadesini kullandı.
Abdüllatif Şener, bir soru üzerine hem AK Parti'nin hem de CHP'nin seçimlerin ikinci tura kalacağını bildiğini dile getirdi.
Mecliste Cumhur İttifakı'nın çoğunluk kazandığı hatırlatılarak, "Bu ikinci seçim sonucunu Sayın Erdoğan ve Sayın Kılıçdaroğlu açısından değerlendirirsek nasıl etkiler?" sorusu üzerine Şener, "TBMM bugünkü sistemimizde önemlidir, etkindir. Burada milletvekillerinin çoğunluğu Cumhur İttifakı tarafından çıkarılmıştır. Toplam AK Parti, MHP ve Yeniden Refah'ın milletvekili sayısı 323 civarındadır. Bu Millet İttifakı'nın çıkardığı milletvekili sayısından 111 daha fazladır. Büyük bir fark var arada." cevabını verdi.
HDP'nin destek vermesi halinde bile Cumhur İttifakı'nın sayısına ulaşılamadığını belirten Şener, yine Cumhur İttifakı'nın Mecliste tek başına kanun çıkarma yetkisine sahip olduğunu ve her konuda Meclisten istediği kanunu çıkaracak vaziyette olduğunu dile getirdi.