‘Toplumun yüzde 68’i komşu olarak Rusya’yı istiyor’
“Seçmen Rusya ile ilişkilerin devam etmesini istiyor. Rusya Türk ekonomisine dolaylı bir şekilde ülke nüfusunun yüzde 42’sine etki yapıyor. Turizmden enerjiye kadar birçok alanda Rusya’nın Türk devletine, Türk halkına dolaylı desteği vardır. O yüzden Türk toplumu Rusya’yı dost bir ülke olarak görüyor. Bu önemli. Muhalefet bu açıdan bakamadı. Buradan bir pencere açması gerekiyordu. Artan bir milliyetçilikle Batı’ya karşı ciddi bir direniş gösteren bir seçmen var. ‘Avrupalı biriyle mi, Amerikalı biriyle mi, Rus biriyle mi komşuluk yapmak istersiniz?’ diye sorduğumuzda yüzde 68’i ‘Rus’ diyor. Türk toplumu komşuluğa çok büyük önem verir. Böyle bir dönemde siz böyle bir süreçte Ruslara karşı bir politikayı seçim kampanyanızda ifade etmek doğru değil.”
‘Muhalefet seçim kampanyasını yanlış belirledi’
“Muhalefet bu seçimin kampanyasını yanlış belirlemiştir. Çizgisini ulusal güvenlik çizgisinden uzaklaştırmıştır, üniter devletin zarar göreceği düşüncesi oluşmuştur. Terör örgütlerinin muhalefeti destekliyor olduğunu düşünen bir yapı oldu. Bu yok tabii ki. Çünkü PKK’nın doğrudan saldırdığı tek lider Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Ama toplumda ‘PKK ve FETÖ Sayın Kılıçdaroğlu’nu destekliyor’ algısı kırılamadı. Toplum bu şekilde düşünüyor şu an. Bunu kırmakla ilgili herhangi bir strateji belirleyemedi. Ben Sayın Kılıçdaroğlu’nun yalnız bırakıldığını, yalnız bırakılmak istendiğini düşünüyorum. Sorunların nasıl çözüleceğini, Türkiye’nin kısa, orta ve uzun vadede ne yapacağını anlatamayan bir muhalefet gördük.”
‘Seçmen Erdoğan’a onay verdi’
“Seçmen Erdoğan’a görev onayı verdi. Gerek Meclis’te gerekse başkanlık sisteminde onay verdi. Yani vatandaş bahsedildiği gibi parlamenter sistemin sorun olmadığını görüyor. Parlamentoda da en çok oyu Erdoğan’a verdi. Sayın Erdoğan’ın dış politikalardaki proaktif hareketleri seçmene güven veriyordu. ‘Erdoğan giderse mevcut kazanımlarımı kaybederim.’ Yani Libya’yı, yani Azerbaycan’ı, yani KKTC’yi, yani üniter devleti. Bu korkuyla Erdoğan giderse ‘babasız bir eve’ benzetiyordu. Memleketin meselesinin parlamenter sistem olmadığını görüyoruz. Çünkü parlamenter sisteme dönmek isteyen bir seçmen meclis çoğunluğunu muhalefete verirdi. Ama muhalefete vermedi. O yüzden muhalefetin bundan sonraki politikalarına daha dikkat etmesi gerekiyor.”
‘Bütün genel başkanlar bir sonraki seçime çalıştı’
“Herkes kendine çalıştı. Bütün genel başkanlar bir sonraki seçime çalıştı. Birçok belediye başkanı da kendisine, yerel seçime çalıştı. Adana’da İYİ Parti milletvekilleri aileleri ile birlikte ‘Bir oy Erdoğan’a, bir oy İYİ Parti’ye’ dedi. Adanalı olmamdan dolayı birçok kişiden bunları duydum. Sayın Kılıçdaroğlu’ndan sonraki döneme hazırlık yapmak istediler. Sayın Kılıçdaroğlu’na zarar vermek istediler. Böyle iddialar vardı. Sayın Erdoğan muhalefette bir tane adaya değil, yaklaşık 18 isme karşı kazanmış sayılacaktır. Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu bir sonraki seçim için çalıştılar. O kadar marjinal söylemler söylediler ki Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki seçmeni kazanabilmek için. O söylemler bu seçimde iktidar olmak için değildi. Bir sonraki seçim için kampanya söylemlerini söylediler. Onların hafızasında yer edinmek istediler.”