Gazetenin isimlerini açıklamayan AB’nin üst düzey iki bürokratına atıfla yayınladığı habere göre Avrupa Birliği, genişlemede Ukrayna ile Türkiye arasında seçim yapmak zorunda kalacak.
Makalede, “Bunun nedeni, birçok AB başkentinde olduğu gibi Brüksel'de de bazı kişilerin Ukrayna'yı Batı Balkanlar ülkeleri ile birlikte AB'ye kabul etmenin bedelinin, Türkiye'nin AB'ye asla katılmayacağını açıkça belirtme gerekliliği olabileceği görüşünde olması” ifadelerine yer verildi.
Gazeteye konuşan Avrupalı üst düzey bir bürokrat, “Bir noktada Ukrayna’nın ve Batı Balkanlar'ın son genişleme olduğunu açıkça belirtmemiz gerekecek. AB'nin hem Türkiye'yi hem de Ukrayna'yı içine alması düşünülemez. Piyasa bunu kaldıramaz” ifadelerini kullandı.
Brüksel tarafından Kiev'e verilen önemli desteğin ‘AB'yi Türkiye'nin birliğe asla katılmayacağını açıkça ifade etmeye zorlayabileceği’ kaydedilen yazıda, bu nedenle Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunu AB ile daha fazla bütünleşmeye meyilli olan muhalefetin değil de Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanması halinde Avrupa'da birçok kişinin ‘rahat bir nefes alacakları’ ifade edildi.
23 Haziran'da Brüksel'de yapılan zirvede AB liderleri ve başbakanları, Kiev ve Kişinev'e örgüte katılmak üzere aday statüsünün verilmesini onaylamıştı. Ülkelerin üyelik müzakerelerinin başlaması için reformlar dahil bir takım şartları yerine getirmesi gerekiyor.
Diğer yandan aday statüsünün elde edilmesi, AB'ye katılmak üzere yapılacak oldukça uzun bir yolculuğun yalnızca ilk aşamasıdır. Türkiye 1999'dan, Kuzey Makedonya 2005'ten, Karadağ 2010'dan, Sırbistan ise 2012'den beri aday statüsünde.