Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü öğretim üyesi ve Entomoloji Derneği Başkanı Ferit Turanlı, tarımsal üretimde çevre ve insan sağlığının korunmasına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Radyo Sputnik’te yayınlanan Meliha Okur’la Anlat Bana programına telefonla bağlanan Turanlı, şöyle konuştu:
“Entomoloji, böcek bilimi demek. Böceklerle ilgilenen bir bilim dalıyız. Ağırlıklı olarak böcekler konusunda zararlı ve faydalı olan böcekler konusunda çalışıyor, bu konuda kongreler düzenliyoruz. Toplumumuzu faydalı ve zararlı böceklerle ilgili olarak bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Faydalıların korunması konusunda araştırmalar yapıyoruz ve araştırmacılara destek olmaya çalışıyoruz.”
Zararlı ve yararlı böcekler konusunda bilgilendirmelerde bulunan Turanlı, şunları kaydetti:
“Özellikle sulu tarımının yapıldığı yerlerde Ağustos böcekleriyle çok büyük sıkıntı yaşıyoruz. Bitkinin öz suyunu emerek bitkiye zarar veriyorlar. En faydalı böcekler ise ipek böceği ve bal arısı. Tarımsal üretim açısından baktığımızda ise başka faydalı dostlarımız da var. Bunları tanıtmaya çalışıyoruz ki onları koruyalım. Uğur böceği bizim için çok değerli. Altın gözlü böcek, peygamber devesi çok faydalı. O kadar çok faydaları var ki, küçük arıcıklarımız var örneğin gidip zararlı böceklerin yumurtalarına kendi yumurtalarını bırakıp onlar üzerinde etkin oluyorlar. Hocalarımızla çocuklarımıza yararlı böcekleri öğretmeye çalışıyoruz.”
‘Çocuğumuzu nasıl büyütüyorsak bitkilerimizi de öyle büyütmemiz gerekiyor’
Doğadaki biyolojik döngünün bilinmesinin ve devamlılığının sağlanmasının insan hayatı ve çevre için hayati önem taşıdığını ifade eden Turanlı, şöyle konuştu:
“Sürdürülebilir tarımsal üretim yapmamız gerekiyor. Sağlıklı nesilleri ancak sağlıklı besinlerle oluşturabiliriz. Sağlıklı besin sunamıyorsanız, tıp sektörü ne kadar ilerlemiş olursa olsun enerjinizi boşuna harcarsınız. Bizler doğal döngüyü sağlayabilir ve sağlıklı nesiller yetiştirebilirsek, pek çok konu kendiliğinden hallolmuş oluyor. Çocuğumuzu nasıl büyütüyorsak bitkilerimizi de öyle büyütmemiz gerekiyor. Çocuğumuzu iyi besinlerle, doğal besinlerle beslediğimizde, uyku düzeni ve bedensel aktivitesini sağladığımızda çocuk sağlıklı büyüyor ve pek çok hastalıkla karşılaşsa da dayanıklılık gösteriyor. Hastalanma belirtisi gösterdiğinde ise önce bitki çaylı pastiller deniyoruz. Sorunu çözemezsek antibiyotiklere başvuruyoruz. Bitkisel üretim de aslında böyle bir şey. Bitkiyi eğer doğru gübreleme programıyla, doğru besleme ve toprak işleme programıyla yetiştirdiğimiz zaman kolay kolay hastalanmıyor. Buna rağmen eğer ciddi bir hastalık epidemisi varsa ilaçlama yapıp bekleyip hasatlarımızı yapıyoruz. Bu durumda tüketici ve çevre sağlığını korumuş ve doğru tarımsal üretim sağlamış oluyoruz. Bunun için ise dikkatli olmamız gereken konuların başında bu işlemlerin ekonomik olması gerekiyor çünkü ekonomik olmayan şeyleri kimseye kabul ettiremiyoruz.”