11. St. Petersburg Uluslararası Hukuk Forumu'na video konferans yöntemiyle katılan Lavrov, Batı'nın uluslararası hukuka ciddi şekilde zarar verdiğini vurguladı.
BM'nin yargı organı olan, mutlak otoriteye sahip Uluslararası Adalet Divanı'nın çok büyük bir baskıya maruz kaldığının altını çizen Lavrov, "Neo-Nazi Kiev rejimi ve onun Amerikalı efendileri, bu mahkemede Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Hakkında Sözleşme kapsamında Rusya'ya karşı sapkın bir mantıkla dava açtı" dedi. ABD ve müttefiklerinin uluslararası hukuku kötüye kullandığını kaydeden Lavrov, çoğu AB ve NATO üyesi olan 30'dan fazla ülkenin Kiev'in Uluslararası Adalet Divanı'nda Rusya'ya açtığı davada Ukrayna'nın yanında yer aldığını anımsatarak "Bu tür eylemleri mahkeme prosedürlerinin bariz bir şekilde kötüye kullanılması, açık baskı ve şantaj girişimi olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.
Batı'nın Rusya'yı uluslararası hukuku ihlal etmekle suçlamasına tepki gösteren ve bunu saçma bir çaba olarak niteleyen Lavrov, uluslararası hukukun Yugoslavya, Irak ve Libya'da bizzat Batı tarafından ayaklar altına aldı.
'Özel askeri harekat, BM Şartı'na uygun olarak yürütülüyor'
Ukrayna ve Donbass'ta süren özel askeri harekatın BM Şartı'nın 51. maddesine dayanılarak yürütüldüğünü kaydeden Lavrov, bu maddenin bireysel ve kolektif öz savunmayı öngördüğünü ve Rusya'nın harekat hakkında BM Güvenlik Konseyi'ne zamanında bildirim yaptığını vurguladı.
'UCM'nin Rusya'ya ilişkin kararları skandal ve siyasi güdümlü'
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in tutuklanması yönündeki kararını da değerlendiren Lavrov, söz konusu kararların skandal ve siyasi güdümlü olduğunun altını çizdi.
Rusya Dışişleri Bakanı, "Anglo-Saksonların elinde itaatkar bir araç haline gelen bu gerçek anlamda 'sözde mahkeme', siyasi güdümlü, etkisiz ve profesyonellikten uzaktan şekilde hareket etmeye devam ediyor. Bölgesel konulara müdahil olması, çatışmaların siyasi çözümüne hiçbir zaman katkıda bulunmadı, aksine onları şiddetlendirdi" ifadelerini kullandı.
Rusya'nın yargı yetkisini tanımadığı Uluslararası Ceza Mahkemesi, 17 Mart'ta, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında Ukrayna’da savaş suçu işledikleri iddiasıyla yakalama kararı çıkarıldığını duyurmuştu.