AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Haber Global ekranlarında yayımlanan Mesele Özel programının konuğu oldu.
Yıldırım'ın açıklamalarından önemli başlıklar şu şekilde:
Bugünün en önemli gelişmesi İnce'nin adaylıktan çekilmesi. Bunun bilindik FETÖ yöntemi olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu seçimi kaybedince senin yüzünden kaybettik demesinler diye çekildiğini söyledi. Bunu çok yadırgadım, kampanya başladığından beri İnce'ye yönelik bir linç hareketi var.
İnce'nin üzerinde bir mahalle baskısı sürekli kuruldu fakat başaramadılar, direndi, ta ki en son, FETÖ kaynaklı olduğunu düşündüğüm görüntüler ve ortaya atılan iftiralara kadar. Bunun çirkin olduğunu düşünüyorum, rakip olmasının yanı sıra fevkalade yanlış olduğunu düşünüyorum.
Biz, rahmetli Baykal'ın şahsıyla ilgili bu filmi, önceleri de gördük bunların arkasında FETÖ olduğu da ortaya çıktı. 17-25 Aralık döneminde benzer suçlamalara ülkemiz şahit oldu. siyasette belden aşağı vurarak rakibini ekarte etmek çok alçakça. FETÖ bunu yapabilir, bunda bir beis yok, ülkeyi bile tarumar etmekten çekinmediler, 15 Temmuz'da gördük. Uzun süredir İnce'nin üzerindeki baskı, son noktayı kaset ve iftiralarla başarmış oldular. Seçim takvimi işliyor, 2 gün var, İnce'nin çekilmiş olması, seçimlerin sevk ve iradesi ve İnce'nin çekilmiş olması fazla bir sonuç doğurmuyor.
Memleket Partisi'ne ve İnce'ye oy verilecek. Seçim sonrası, YSK, beyanatı da yetmez, yazılı müracaat da olacak. Kazanmış olsa dahi böyle bir iradesi olduğu için kazanmış sayılmayacak. Adaylık bakımından, seçimler bakımından mevcut durumdan bir şey değiştirmedi.
Rakip bize zarar veriyor diye yargısız infaz yapanların seçim kazandıklarında davranışlarının nasıl olacağına dair işaret
YSK bir karar verecek seçim sonrasında. Biz, o şartlara şu anda hakim değiliz, bu yapılanlar, demokrasiye seçimlere fiili bir müdahale. Rakip bize zarar veriyor diye yargısız infaza tutanların kazara seçim kazandıklarında davranışlarının nasıl olacağına dair bir işaret.
Millet İttifakı var bir de Cumhur İttifakı var, bir de bağımsız adaylar var. İttifak adayları Erdoğan ve Kılıçdaroğlu. Ben aslında Millet değil menfaat ittifakı diyorum çünkü seçim yok ortada, her bir ittifak adayına cumhurbaşkanlığı yardımcılığı birer bakanlık verdiler peşinen. Akşener, yalnız gitti, masayı dağıttı, iki başkan aldı yanına masaya tekrar oturdu. Yardımcılar 7'ye çıktı, bu bir düzineye kadar çıkar.
-Belediye başkanlarına gittikleri yerde Cumhurbaşkanı yardımcısı diyorlar, kazandıklarını düşünüyorlar. Onlara göre milletin iradesine gerek yok. Bir hukuk garabeti yaşanıyor. Sahada istedikleri gibi tasarrufta bulunuyorlar, bu hukuk devleti açısından içler acısı bir durum. Millet, İstanbullular, belediye başkanı seçti, süre daha dolmadı, İstanbul halkına sorumluluğunu yerine getirmiyor, Ankara'daki de aynı. Bu ne aymazlık, vatandaş size güvendi, iş başına getirdi. Bir karnenizi gösterin, her iki şehir için de hayal kırıklığı.
İnce FETÖ yaptı diyor, Kılıçdaroğlu Ruslar yaptı diyor, açık bir şekilde hedef saptırıyor. Çünkü bunu FETÖ yaptı diyemez, Kılıçdaroğlu ortaklık yaptığı, avaz avaz onu destekleyen FETÖ unsurlarına bunu siz yaptınız diyebilir mi? Kılıçdaroğlu diyor, FETÖ'den alınanları affedip tekrar devlete sokacağım, burada faturayı tabii başka tarafa kesmesi lazım.
Kılıçdaroğlu'nun kafası çok karışık, önceliğimiz Batı olacak dedi, bir gün sonra asrın projesi dedi, büyük bir buluş gibi, ne Batı ne Doğu Türk yolu. Türk yoluna bakıyoruz Azerbaycan yok. Gösterdiği de asırlardır olan güzergah. Güney Koridoru İran üzerinden Çin'e gider, Ermenistan ile sınırlarımız kapalı olduğu için orta koridorda biz Gürcistan ile anlaştık, Tiflis'e oradan Bakü'ye demiryolu hattı yaptık ve orta koridoru tekrar canlandırdık.
Türk devletlerini ipek yoluna dahil ettik, kuzey yolu da Kazakistan üzerinden güneye iniyor. bunlar yeni değil, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Çin'e kadar uzanacak güzergah, Bakü-Tiflis-Kars yolu ve aktif olarak kullanılıyor.
Bir yanda suçüstü yakalanan FETÖ'yü bu işten muaf tutma gayreti bir yandan da Türk Devletlerinin güvencesini ve Rusya ile ilişkilerimizi bozarak bir istikrarsızlık başlatma niyeti olduğu görülüyor, bu kendi kararı değil, uzaklardan gelen bir karar. Türkiye, dış politikada bölgesel istikrarsızlığa tüm Türk devletlerini katacak büyük bir oyunla karşı karşıya.
Muharrem İnce, hiçbir zaman Rusların gündeminde olamaz. Onların gündeminde son 20 yıldır Türkiye ile tesis edilen olumlu ilişkiler var ve ikili ticaret. Türkiye'nin Rusya Ukrayna Savaşında savaşın bir parçası olmaması ve aklı selim davranıp sırf ABD ve AB istiyor diye Rusların karşısında olmaması Erdoğan'a büyük bir itibar kazandırdı.
Esir değişiminden tahıl koridoruna kadar önemli kararları hayata geçiren Erdoğan ve Türkiye. Rusya üzerinde önemli itivarı ve iyi komşuluk ilişkileri olan Türkiye2nin kazanımlarını kaybettirmek ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük. Biz yaptırımlara karşı değiliz ki, biz buna karşıyız gibi de bir algı oluşturuyor. Yaptırımlara dahil edilmemesi gereken konuları da açıkça müzakere ediyoruz, bizi AB ülkeleri ABD 'nin söylediklerine tabii olmamızı kimse beklemesin.
ABD bize ne kazandırdı, ticaretimizi Ukrayna ile yapıyoruz, turizm, bizim bölgemiz, geleceğimizi teminat altına alacak olan ülke ABD değil. F-35 bile vermedi, neymiş S-400 almışız, biz sadece müşteri değil ortağıyız. Burada bir çifte standart bir ilkesizlik var. Bütün mesele hedefte Erdoğan var, edilgen bir lider değil, gelişmiş Batı ülkelerinin izin verdiği kadar konuşan bir lider değil, milletine güveniyor, tezlerini her platformda ortaya koyuyor.
BM'de 200 liderin önünde bu sistem artık iş görmüyor, bu güvenlik konseyi üyeleri bu hakkı size kim verdi, dünya beşten büyüktür diyen, Filistinlilerin yaşadıklarını ilan eden ve BM'nin yeniden yapılandırılmasının bir zorunluluk ortaya koyan başka lider var mı? ok.
O yüzden Erdoğan emperyalist güçlerin hedefinde. Gel gör ki ne tesadüf bunlar, ülkemizin başını ağrıtan terör örgütlerinin arkasında, onlar da Millet İttifakı'nın adayının arkasında. Çorap söküğü gibi geliyor.
Kılıçdaroğlu'nun dediği bizim kendi fikrimiz olmayacak, Finlandiya alındı İsveç de alınsın, nasıl alalım teröristler cirit atıyor, Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki fark bu. Nasıl dize getirdi, Finlandiya girdi, İsveç olmadı. Burada iradeyi ben koyacağım diyorlar.