ANLAT BANA

Siyaset Bilimci Tosun: Kararsız seçmen muhalefete yönelecek

Siyaset Bilimci Tosun, “İktidar kendi tabanını tutuyor. Muhalefetin de azımsanmayacak bir oy tabanı var ama kararı verecek olanlar, görünen o ki yüzde 8 ile 10 arasındaki kararsız seçmen kitlesi” dedi.
Sitede oku
Seçime sayılı günler kala liderler, Türkiye’nin birçok noktasında düzenlenen mitinglerde vaatlerini sıralarken, bir yandan da birbirlerini eleştirmeyi sürdürüyor. Sonucu merakla beklenen 14 Mayıs seçimlerini ise Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, Radyo Sputnik’te yayınlanan Meliha Okur’la Anlat Bana programında değerlendirdi.
Prof. Dr. Tanju Tosun, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Siyasette duygular çok önemli. Duygular, seçmenlerin siyasal eğilimlerinde, parti tercihlerinde çok önemli. O açıdan bakıldığında 14 Mayıs’a giderken duygu ile gerçekliğin arasında bir rekabet var. Bir tarafta korkuya, endişeye dayalı popülizm, diğer tarafta kapsayıcı popülizm. İktidar, korkular üzerine dışlayıcı popülizme dayalı bir seçim kampanyası yürütürken, muhalefet ise vatandaşın gündelik sorunlarını çözmeye aday projeler ve sağduyu, güven ve ılımlılık ile seçmenin karşısına çıkıyor. Muhalefette de popülist vaatler dikkat çekiyor. Bu vaatler özellikle seçmenin ekonomik sorunlarını aşmaya yönelik. İktisatçılar, başta Korkut Boratav Hoca olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerde sınırlı bir popülizmin iktisatta yeri vardır görüşünü savunur. Bu anlamda muhalefette kabul edilebilir bir popülizm sınırı var ve o hatta ilerliyor. Ancak iktidar açısında bakıldığında daha ziyade dışlayıcı popülizm, gergin bir seçim rekabeti, ‘biz ve onlar’ rekabeti siyaseti aşırı derecede germiş durumda. Hepsi halkın yanında görünüyor ama popülizmin en büyük riski, iktidarın da maalesef yaptığı, halkı kendisi ile eş değer tanıması ama muhalefete o halk içinde yer vermemesi. İşte orada ciddi anlamda bir siyasal kutuplaşma ortaya çıkıyor.”

‘Yüzde 8 ile 10 arasında kararsız seçmen var’

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde cumhurbaşkanı seçilmek içinde yüzde 50+1 oya ihtiyaç olduğunu hatırlatan Tosun, sözlerine şöyle devam etti:
“İktidar, 21 yıllık iktidarını sürdürmek için korku üzerinden +1’i yakalamak istiyor. Ancak bu +1’i yakalamak kutuplaşmanın olduğu bir konjonktürde çok kolay değil. Seçmenler adeta yuvalarına çekilmiş, birbirlerine sarılmış ve siyasetçi ne yapıyor diye seyrediyor. Dolayısıyla iktidar kendi tabanını tutuyor. Muhalefetin de azımsanmayacak bir oy tabanı var ama kararı verecek olanlar, görünen o ki yüzde 8 ile 10 arasındaki kararsız seçmen kitlesi. Türkiye’de son çeyrek asırdır seçimlerin bu kadar yaklaştığı bir ortamda bu kadar kararsız olmasına alışkın değiliz. Bunun temel nedeni AK Parti’nin 21 yıl içinde oluşturduğu sosyolojik taban. Bu tabanın çözülmesi o kadar değil. Çözülen seçmenler de karşı tarafa geçmek için gereken koşulların o kadar hazır olmadığını görüyor. Seçmenin tercihleri aynı blok içinde değişiyor. Bir bloktan diğer bloka geçip seçim kazandıracak bir kitle yok. Ortada kalmış, yönünü tayin etmeyen bir kitle var ki bu kitle içinde özellikle genç seçmenler ve kadınların azımsanmayacak ölçüde olduğu araştırmalarda sorulan soruların çapraz analizinden ortaya çıkıyor.”

‘Kararsız seçmen korkuya teslim olmuyor ama...’

Seçimlere sayılı günler kala hala kararsız seçmenlerin varlığını değerlendiren Tosun, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Kararsız seçmen korkuya teslim olmuyor ama korkunun çekiciliği denilen bir yöntem var. Korku bir belirsizlik yaratır. Belirsizlik bireyleri, sosyal psikolojide kapatma ihtiyacı olarak adlandırılan bir kavrama götürür. Seçmen de kendisini kapatıyor, kapattığı zaman ne diğer tarafa ne öteki tarafa yönelebiliyor. Kapattığı zaman kendini ortada donmuş bir şekilde konumlandırıyor. Burada özellikle mevcut iktidarın korku yüklü mesajlarını adeta bir çekicilik ile kitleye sunmasının bir payı var. Kendi seçmenini konsolide ediyor ama kararsız seçmeninin karşı tarafa geçmesini engelliyor. Çünkü korkudan hemen sonra istikrar diyor, ülkenin birliği bütünlüğü diyor, yaparsak biz yaparız diyor, makro projeler, savunma sanayi projeleri gibi projelerle seçmene gitmeye çalışıyor. Hal böyle olunca aradaki seçmen bir ileri iki geri şeklinde kilitlenmiş halde kalıyor. Ancak bu muhalefetin umut dili, radikal sevgi dili, pozitif kampanyası özellikle kararsız seçmende ağırlık kazanacak. Korku, karşı tarafı kendi partisi ve adayında tutacak ama ortada kalan seçmenin umutla, sevgiyle muhalefete yöneleceğini düşünüyorum.”
Yorum yaz