EKSEN

'Suriye’nin Arap Birliği'ne dönüşünün yeni zamanın ruhuna uygun olduğu düşünüldü'

Musa Özuğurlu’ya göre Arap kamuouyunda Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü ‘yeni bir dünyanın doğuşuna yönelik adımların parçası’ görülüyor. Bunda Çin ve Rusya etkisine işaret eden Özuğurlu, Arap fikriyatını biçimlendirmiş olan Şam’ın dönüşünün öneminin altını çizdi. Özuğurlu, karara İhvan destekçisi Katar dışında olumsuz bakılmamasına dikkat çekti.
Sitede oku
Arap Birliği’nin Mısır’ın başkenti Kahire’de ‘acil koduyla’ yaptığı dışişleri bakanları konseyi toplantısının ardından Suriye’nin birliğe dönmesinde uzlaşma sağlandığı açıklandı. Suudi Arabistan’ın öncülük ettiği bu süreçte şartlar koşan itirazcı olarak en çok Katar’ın adı işitiliyor. Ancak Katar’ın da Arap uzlaşmasına itiraz etmeden ikili ilişkileri tesis etmemeyi seçeceği anlaşılmış durumda.
Kararın ardından Suudi Arabistan’dan Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a 19 Mayıs’ta Suudi Arabistan’da düzenlenecek olan Arap Birliği zirvesine katılımı için resmi davetin gönderildiği de belirtiliyor.
Arapların Şam ile ilgili uzlaşmaları, Arap medyasında yazılanlar ve yorumları gazeteci, yazar ve televizyon programcısı Musa Özuğurlu ile konuştuk.

‘Yeni bir dünyanın doğuşu ve buna yönelik adımlara işaret ediliyor’

Musa Özuğurlu’ya göre Arap medyasındaki haber ve yorumlarda ‘yeni bir dünya doğduğu’ tespitleri yapıldığı ve Suriye’nin kurucusu olduğu Arap Birliği’ne dönüşünün de bunun adımlarından olduğu değerlendirmeleri yansımış durumda. Yaşananlarda Çin etkisini vurgulayan Özuğurlu, benzer şekilde Rusya Federasyonu’nun Ortadoğu’da tesis ettiği ilişkilerin de altını çizdi:
“Arap basını da dahil olmak üzere yapılan yorumlarda ‘Artık yeni bir dünya doğuyor, en azından bunun adımları atılıyor’ deniliyor. Dolayısıyla Arap ülkeleri de buna göre pozisyon alıyorlar. Bunun ilk pratik adımı olarak, Çin’in Suudilerle İran arasında arabuluculuk yapmış olması ve ABD ile küresel mücadelesinde Ortadoğu’ya adım atmaya ve ağırlığını hissettirmeye başladığı ifade ediliyor. Yanı sıra Ukrayna krizinde de Arapların doğrudan ABD’den yana tavır koymadıklarını ve farklı davranmaya çalıştıklarını gördük. Demek ki gerçekten de Araplar artık gelecekle ilgili farklı yerlere yatırım yapmayı düşünüyorlar ve bunların içinde Çin de var. Elbette Çin’in birtakım hassasiyetlerine göre de davranıyorlar. Sadece Çin etkisidir demek istemiyorum, çok daha geniş ele almak lazım. Bir yandan Suudi Arabistan klasik Amerikan müttefiki olarak görülür ama Rusya’nın da Mısır ile Arabistan ile ilişki geliştirdiğini görüyoruz, her konuda anlaştıkları anlamında değil. Ama özellikle petrol meselesinde ki Suudiler geçmişte Rusya ekonomisine karşı birtakım kararlar almıştır ama daha sonrasında Suudilerin de Rusya’dan çok farklı davranmadığını görüyoruz. Bu da gerçekten yeni bir dünyanın olduğunu gösteriyor. Bu sadece Çin’e atfedilecek bir şey değil. Dolayısıyla Rusya da bu konuda önemli bir pozisyonda.”

‘Suriye’nin Arap Birliği’nden çıkarılmasıyla Arap fikriyatı bakımından boşluk doğmuştu’

Özuğurlu, Suriye’nin küçük bir devlet olmasına karşın Arap dünyasında fikriyat bakımından önemli bir aktör olduğunu belirtirken, uzun çatışma sürecinde bunun hissedildiği görüşünde:
“Bütün bunların sonucu olarak Ortadoğu’da herhangi bir dikenli bahçenin kalmaması gerekiyor. Suriye küçük bir devlet olmasına rağmen Arap dünyası içerisinde çok önemli bir aktör. Suriye’nin Arap Birliği’nden çıkartılmış olması Arap fikriyatı bakımından da bir boşluk doğurmuştu. Bu gerçeği de Arap dünyası çok iyi biliyor. Sonrasında 11 yıllık süreçte Suriye’nin elzem olduğu bir şekilde görüldü. Ama hepsini aynı orkestrasyon içinde görmek lazım. Bir de küresel alandaki gelişmeler bu yönde olunca Suriye’ye karşı tavrın değişmesinde ve artık Arap Birliği’ne dönmesinde bir mahsur olmadığı hatta bu yeni zamanın ruhuna uygun olduğu düşünüldü ve bu adım atıldı.”

‘Katar, Arap konsensüsüne uyuyor ama Suriye ile normalleşmek için şartlar öne sürüyor’

Musa Özuğurlu, Arap coğrafyasında Suriye’nin Birliğe dönüşü olumlu karşılanırken, İhvan hattının destekçisi olan Katar’ın ‘uyumu bozmamak’ ancak ikili ilişkileri normalleştirmemek yönündeki tutumunun öne çıktığını aktardı. Özuğurlu, Katar medyasının mütemadiyen ‘şartlardan’ bahseden tutumunun altını çizdi:
“İhvan ifadesi çok isabetli. Artık Türkiye’deki devrimci güçler koalisyonunun başından demeç alındığını görüyoruz. Suriye’nin El Vatan gazetesi birçok Arap devletini kastederek ‘Çok geniş bir şekilde ve memnuniyetle karşılanan bir karar’ başlığını atmış. Arap dünyasında pozitif yansımaları ortaya koymuş. Diğer taraftan Esad’ın Cezayir Devlet Başkanı Tebbun ve BAE lideri Bin Zayed ile görüşmelerine yer verilmiş BAE’nin Suriye lehine çok aktif olduğunu görüyoruz. Arap devletleri arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi için gösterdiği çabadan dolayı kendisine teşekkür ettiğini... Katar medyasında, Suriye’ye yönelik kararın şartlı olduğu vurgusu var. Örneğin uyuşturucu ticareti, mültecilerin geri dönmesi, Suriye’nin bir şekilde 2254 sayılı BM kararını uygulaması gibi... Katar gazetesi Gulf Times’da Dışişleri müsteşarı ve aynı zamanda resmi sözcünün ‘Katar’ın normalleşmeye olan tavrı değişmedi’ sözü aktarılmış. Daha önce de ‘Katar, Arap konsensüsüne uyar, sesini çıkartmaz. Ama bu Suriye ile ilişkilerini normalleştireceği anlamına gelmez’ denilmişti. Suriye’nin zaten Katar ile ilgili tavrı belli, dolayısıyla iki ülke ilişkilerinin uzun süre normale dönmesi beklenmiyor. Şarku'l Avsat’ta ABD’nin ‘Suriye geri dönme şartlarını geri getirmedi, buna layık değil’ açıklaması var. Ama bununla beraber ‘ABD, Arap partnerlerinin herhangi bir şekilde Esad ile doğrudan ilişkiye girmenin ülkenin uzun süredir devam eden sorunlarını çözme yolunda bir adım niyetiyle veya ABD’nin de savunduğu birtakım hedeflere ulaşacaksa buna uyum göstermeye hazır’ gibi de bir ifade var. Amerika’nın bu açıklaması çok politik, çok belli. ‘Biz de Suriye’de krizin çözülmesini istiyoruz ama eğer sizin hedefleriniz böyle hedeflerse niye olmasın’ gibisinden bir açıklama bu. Bu açıklamayı başka yerde de görmedim.”

‘İhvan ve Katar medyası sürekli şartlardan bahsediyor’

Özuğurlu Katar medyasının aksine Suudi Arabistan ve Mısır da dahil Arap medyasındaki diğerlerinin Suriye’nin dönüşüne olumlu yahut nötr yaklaşan tavırlarına atıfta bulundu:
“El Arabiya ve diğerleri Esad’ın BAE Emiri ile görüşmesine dikkat çekiyor. Suudi Dışişleri Bakanı’nın görüşmeler yaptığını da yazıyorlar. Olumlu aktarmışlar. Suudi basınında kayda değer olumsuz bir şey görmedim. Suudi Arabistan’ın zaten bu meselenin önemli aktörlerinden olduğunu düşünecek normal saymak lazım, zaten mimarlarından birisi. El-Kuds el-Arabi, İhvan’a yakın ve Katar medyası. Salim Vuslat’a yer vermişler. İstanbul’daki muhalif ve devrimci güçler koalisyonunun başkanının ‘Esad rejiminin Arap Birliği’ne dönmesi çok hatalı bir karardır ve bu İran’ı güçlendirmeye yarar’ demecini öne çıkarmışlar. El-Arabi 21 öne sürülen şartlarla ilgili ‘Suriye acaba bunları yerine getirecek mi? Yerine getirmezse ne olacak, bu karar geri mi alınacak?’ diye soruyor. O da net bir cevap vermiyor. Hem Mısır Dışişleri Bakanı’nın hem de Arap Birliği Genel Sekreteri’nin bu konudaki yaptıkları açıklamalar nötr. ‘Sadece şu anda Suriye’nin birliğe dönüşüne karar verdik’ gibisinden. Gazeteciler ısrarla soruyorlar, ‘Suriye şartları yerine getirmeyebilir, ne olacak?’ diye. Hiç de olumsuz cevap vermiyorlar. İhvan medyasına yakın bir medya da, ‘Esad acaba ne gibi bir fatura ödeyecek, bu kabul karşılığında ne gibi tavizler verecek?’ demiş. Esad’ın aslında uyuşturucu ticaretinden büyük paralar kazandığı, gibi iddialar var. Sanki gerçekten böyle bir durum var da bunlardan vazgeçmek zorunda kalacakmış algısı var. Mısır medyasının yaklaşımı zaten olumlu. Mısır’ın daha önceden Suriye ile normalleşme tavrı da var. Katar’ın ve İhvan medyasının dışında bu meseleye olumsuz yaklaşan bir şey görmedim. Ahmed Ebu Gayt'ın ‘Suriye’nin birliğe kabul edilmesi normalleşme anlamına gelmiyor. Her ülke kendi bağımsız kararını alır’ ifadesi aslında Katar’a gönderme.”

‘Bundan sonraki somut adımları da önümüzdeki günlerde göreceğiz’

Suriye’nin Arap Birliği’ne dönmüş durumda olduğunu belirten Özuğurlu, aylardır bunun pazarlıklarının yapıldığının anlaşıldığını söylerken, bundan sonraki adımların önümüzdeki günlerde görüleceğinin altını çizdi:
“Suriye, Arap Birliği’ne dönmüş durumda. Son görüşmeler de bunu gösteriyor. Birkaç hafta önce Kuveyt ve Bahreyn’den de ziyaretler olacağını duymuştum, fakat şu ana kadar olmadı. Belki de bunu bekliyorlardı. Eğer onlar da ziyaret gerçekleştirirlerse, artık bu mesele tamamen halledilmiş olacak. ‘Esad daha önceden birtakım konularda bazı adımlar atmaya başladı’; bu zannediyorum Ahmed Ebu Gayt’ın ifadesiydi. Muhtemelen aylardır pazarlıklar sürüyordu. ‘Biz sizi Arap Birliği’ne alacağız ama siz bunun karşılığında ne yapacaksınız? Sizin de bazı adımlar atmanız lazım’ diye... Demek ki arada zemini hazırlanmış olan bir mutabakattan bahsediyoruz. Bundan sonraki somut adımları da önümüzdeki günlerde göreceğiz.”
Yorum yaz