Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstasyon Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Adanalıları kebap ve şalgamdan çok sevdiğini, kebap ve şalgamdan bahsetmeyeceğini, bu işi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'e bıraktığını söyledi.
Adanalıların mert olduğunu, yanlışa düşmeyeceğini, vefasının büyük olduğunu ifade eden Erdoğan, "Adanalılar reisini üzmez. Bu millet akıllıdır, malum kişileri getirmez başa" diye konuştu.
Erdoğan, Aydın mitingine 65 bin kişinin katıldığını, resmi rakamlara göre Adana'da 80 bin kişinin miting alanında olduğunu belirtti.
Adana'da dün Millet İttifakı'nın aynı yerde miting yaptığını anımsatan Erdoğan, "Ne yaptılar? Adanalı işini bilir diyorum. İnşallah haftaya pazar günü biz Ankara'dan balkon konuşması yaparken Adana da buradan yapacak" ifadelerini kullandı.
'Deprem bölgesinde 650 bin yeni konut yapacak, bunun 319 binini de 1 yıl içinde teslim edeceğiz'
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Adana ile birlikte 11 ilde hayatını kaybeden vatandaşları rahmetle yad eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rabb'imden ülkemizi her türlü afetten, kazadan, beladan muhafaza eylemesini niyaz ediyorum. Depremin hemen ardından 8 Şubat'ta Adana'daydım. Depremde ağır can kaybı ve yıkım yaşayan 11 ilimizin her birini defalarca ziyaret ettim. Hem milletimizle dayanışmamızı gösterdik hem çalışmaları yerinde takip ettik hem de bundan sonraki işlerin planlamasını sizlerle beraber yaptık. Şehirlerimizi ayağa kaldıracak inşa ve ihya faaliyetlerini dünyada eşi benzeri görülmemiş bir hızla yürütüyoruz. Enkazları tamamen kaldırdık. 837 bin çadırın yanı sıra 100 bin konteynerin kurulumunu tamamladık. Ayrıca 142 bin konut ve köy evinin inşa sürecini başlatırken 59 bininin de temelini attık. Bizde laf yok, icraat var. Onlar konuşur. Deprem bölgesinde 650 bin yeni konut yapacak, bunun 319 binini de 1 yıl içinde teslim edeceğiz."
Erdoğan, Adana'nın depremi nispeten daha az can kaybı ve hasarla atlatan bir şehir olduğunu dile getirdi.
Adana'da sadece depremin yol açtığı yıkımları telafi etmeyi değil, gelecekte yaşanabilecek afetleri de dikkate alarak daha kapsamlı bir kentsel dönüşüm planladıklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Muhalefet, kentsel dönüşümden anlamaz, böyle bir şeyi de kabul etmez ama biz geleceğe hazırlığımızı yapıyoruz. İnşallah, Adana'yı burada yaşayan her bir kardeşimin, güven ve huzurla evlerinde oturduğu bir yer haline getireceğiz. Bunun için sizden biraz sabır, biraz da destek istiyoruz. Çünkü bu büyük yükün altından ancak devlet ve millet el ele vererek kalkabiliriz. Allah'ın izniyle bunu başaracağımıza da yürekten inanıyorum."
Depremzede öğrencilere üniversite için özel kontenjan
Deprem bölgesindeki lise öğrencilerine bir müjde vermek istediğini söyleyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Deprem bölgesi illerimizdeki devlet üniversitelerimizde, bu öğrencilerimiz için genel yerleştirme dışında yüzde 25 oranında ayrı bir kontenjan ayıracağız. Bu öğrencilerimiz, ülke genelindeki sıralamanın dışında kendi aralarındaki puan önceliğine ve tercih sırasına göre ayrılan ilave kontenjanlara yerleşebilecek. Ayrıca özel üniversitelerin tamamındaki her programda bu öğrencilerimize 1'er kişilik yer tahsis edilecek. Toplamda 21 bin 560 öğrencimizin yararlanacağı bu kararların, 2023-2024 eğitim öğretim yılında üniversiteye yerleşecek gençlerimize hayırlı olmasını diliyoruz."
Erdoğan, Adana'ya her gelişlerinde şehrin sevgisi, coşkusu ve heyecanının kendilerini ayrı etkilediğini, Adanalı olmanın her doğan güne yeni bir heyecan ve enerjiyle başlamak demek olduğunu söyledi.
Adanalı olmanın harbi olmayı ve mertliği göğsünde bir madalya gibi taşımak demek olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Adanalı olmak demek bu bereketli topraklar üzerinde emeğiyle, alın teriyle çalışmak, üretmek, sonra helalinden bunun keyfini sürmek demektir. Bay bay Kemal ne diyor? Helalden bahsediyor. Bay bay Kemal, önce torununun, hani küçücük bir torunu var ya o torununu sen SSK’lı nasıl yaptın? Sende hiç vicdan yok mu? Nasıl yaptın, önce bunun hesabını ver. SSK'nın genel müdürüyken bu hastanelerde ölenlerin, rehine veya rehin alınmasının hesabını neyle vereceksin? Geçelim, çok da vaktimizi almasın. Adana türküsünde, 'Adana yollarında, pamuklar dallarında, Allah canımı alsın, o yarin kollarında' diyor. Biz de diyoruz ki Rabb'im bize son nefesimize kadar Adanalı kardeşlerimize hizmet etmeyi nasip etsin. Çünkü bizim yarimiz, yoluna kurban olduğumuz, ona hizmet etmeyi şeref bildiğimiz milletimizdir."
Erdoğan, partisinin İstasyon Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, kendilerinin hep milletle yürüdüklerini, Millet İttifakı'nın ise hep milletin karşısında yer aldığını söyledi.
"Dün milleti vesayetle, terör örgütleriyle, darbecilerle, ekonomik tetikçilerle tehdit ediyorlardı. Bugün de kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi davranmayan, kendileri gibi yaşamayan herkesi ne diyorlar? 'Hesap soracağız' diye tehdit ediyorlar" diyen Erdoğan, kamu görevlileri, öğretmenler, polisler, iş insanları, çalışanlar, emekli, kadın ve gençler ile sanatçı, sporcu, sivil toplum kuruluşlarının da tehdit edildiğini dile getirdi. Erdoğan, "Çünkü bunların zihniyeti millete parmak sallayan, baskı kuran, zulmeden tek parti faşizmi zihniyetidir" diye konuştu.
Alandakilerin "Recep Tayyip Erdoğan" sloganları üzerine, "Şimdi siz, 'Tayyip Erdoğan' diyorsunuz ya, sizi de tehdit eder." ifadesini kullanan Erdoğan, "Çünkü eli boş, tehdit edecek kişiler arıyor. Bunlar iktidarı milletin gönlüne girmede değil, içeride ve dışarıda birilerinin arkasına saklanarak, zorla elde etmede arayan milli irade düşmanlarıdır. İşte burası milli irade. Bunların milletin değerlerine, kazanımlarına, hayallerine tahammülü yok. Hatta bunların bizatihi milletin kendisine tahammülü yok. Öyle kibirliler ki her fırsatta 'göbeğini kaşıyan adam' diyerek, 'bidon kafalı' diyerek, 'makarnacı' diyerek, millete hakaret etmekten çekinmezler" değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, alandakilere, "14 Mayıs'ta bu milli irade düşmanlarına hak ettikleri dersi sandıkta vermeye hazır mısınız?" diye sorarak, şunları söyledi:
"Seçim gününe kadar çevrenizdeki hala tereddütlü en az bir akrabanızı, komşunuzu, eşinizi, dostunuzu bulmalısınız. Kendisine benim selamımla gidip, 14 Mayıs'ın niye önemli olduğunu anlatacaksınız. Gönlünü kazanıp, destek sözü almadan da bırakmayacaksınız. Ayrıca telefon rehberinizi karıştırıp her akşam 5-10 kişiyi arayarak, seçim günü sandığa gidip oyunu bizden ve Cumhur İttifakı'ndan yana kullanmasını isteyeceksiniz. Buna hazır mıyız? Bunu başardığımızda emin olun, 14 Mayıs'ta o sandıklar, patlar. Ben, bu Adana'ya güveniyorum."
'Kapalı kapılar ardında kimlere ne sözler verdiğinizi açıklayın'
Erdoğan, ülkede 21 yılda her şeyi değiştirdiklerini, bir tek muhalefetin kaldığını söyleyerek, "Yalanla, iftira ile, çarpıtmayla, daha kötüsü tehditle, kaos tüccarlığıyla, muhalefet yapılamayacağını bunlara bir türlü öğretemedik. Her seçim öncesi olduğu gibi 14 Mayıs'a doğru da yine azdılar. Daha ortada fol yok yumurta yok. Ama bunların kibri arşa değmiş durumda. Bir yandan cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık, makam mevki dağıtıyorlar. Diğer yandan terör örgütü mensuplarına, cezaevlerindeki salma, kamudan attıklarımızı yeniden devlete doldurma taahhüdünde bulunuyorlar. Beri taraftan ülkenin kaynaklarını tefecilere, emperyalistlere peşkeş çekme sözü veriyorlar. Hele bir durun. Siz önce kapalı kapılar ardında kimlere ne sözler verdiğinizi bir açıklayın. Siz önce döktükleri kanlar ve yaptıkları ihanetler ortada olan PKK ve FETÖ'ye sırtınızı nasıl dayadığınızın hesabını bir verin" diye konuştu.
Alandakilerin, "Adanalıyık, Allah'ın adamıyık. Adana'nın yolları, cumhurun çocukları, Kandil'e selam çakar, FETÖ'nün ortakları", "Kahvenin darbe günü içileni değil, zafer günü içileni makbuldür" pankartlarını okuyan Erdoğan, konuşmasını, "Siz önce ellerindeki tüm araçlarla sizleri destekleyen emperyalistlere hangi taahhütlerde bulunduğunuzu bir söyleyin. Siz önce kurduğunuz kumar masasına, ülkenin ve milletin hangi çıkarlarını sürdüğünüzü bir anlatın. Siz önce toplumun temel taşı aile yapımızı, gözümüzün nuru evlatlarımızın geleceğini LGBT'cilere nasıl peşkeş çektiğinizi bir itiraf edin" diye sürdürdü.
Alandakilere, "Bu CHP, LGBT'ci mi? Bu İYİ Parti LGBT'ci mi? HDP, LGBT'ci mi? Diğerleri de ses çıkarmadığına göre onlar da LGBT'ci mi?" diye soran Erdoğan "Evet" yanıtı üzerine, "AK Parti'ye LGBT sızabilir mi? MHP'ye sızabilir mi? Cumhur İttifakı'na sızabilir mi?" diye sordu. Alandakilerden "Hayır" yanıtını alan Erdoğan, "Aradaki fark bu. Velhasıl her gün kırk kılığa bürünmeyi de biraz delikanlı olup öğrenin be. Öğrenemezler, işlerine gelmez" dedi.
Milletin 14 Mayıs'ta bunu sandıkta öğreteceğini belirten Erdoğan, "Bunlara şunu söylemek lazım, delikanlılık nasıl olur bilmiyorsanız, gelin buraya Adanalı kardeşlerim size sözüyle, duruşuyla, edasıyla göstersin. Eğer buraya gelmeye yüreğiniz yetmiyorsa o zaman bizi takip edin ki Adana'dan aldığımız ilhamla neler başardığımızı belki anlarsınız" ifadelerini kullandı.
'Bizim derdimiz Kürt kardeşlerimizle değil, onlar bizim kardeşimiz'
Her gün yeni bir rezilliğine şahit oldukları koalisyon masasının böyle bir derdinin olmadığını çok iyi bildiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Oradakilerin her biri kendilerine verilen rolü oynuyor. Biri, bölücülerle yaptıkları pazarlığı gizlemek için milliyetçilik oynuyor, diğeri sapkınları perdelemek için milli görüşçülük oynuyor. Masaya iki belediye başkanı monte etmişler, kendi şehirlerine hayırları yok ama maşallah ortalığı karıştırmada pek mailler. İçlerinde en hareketlisi de bölücü örgütün güdümündeki partinin içerideki ve dışarıdaki elemanları, başımıza 40 yıllık CHP'li kesildiler. Tarih boyunca Kürt kardeşlerimize en büyük zulmü yapan CHP'ye, Kürt kardeşlerimizin oyuyla iktidarı teslim etmek için gece gündüz çalışıyorlar. Bizim derdimiz Kürt kardeşlerimizle değil, onlar bizim kardeşimiz. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Yörüğüyle biz yaradılanı yaradandan ötürü severiz. Bizim farkımız o ama Kandil'deki terör örgütünün başları var ya, oradan ne yapıyor, bay bay Kemal'e destek selamları gönderiyor, onlarla beraber yürüyorlar. Hele hele çıkmış bay bay Kemal ne diyor, 'Selo'yu bırakacağız' diyor. Benim Diyarbakır'daki 51 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan bu ahlaksızı nasıl bırakırsın? Bu ülke hukuk devleti. Hukuk devletinde böyle bir şey yok. Hukuk devletinde adalet çalışır. Bu adaletin olduğu yerde, sen böyle bir şeyi nasıl söylersin? İmralı'nın kapılarını da kıracaklarmış. Bunlar her şeyiyle anarşist, bunların kendileri terörist. Nasıl sen kalkar da hukuk devletinde bu kapıları kırmaya yönelirsin?"
Erdoğan, Millet İttifakı'nın, "arada bir ağır hakaretlerle bay bay Kemal'e ayar vermeyi de ihmal etmediğini" söyleyerek, "Ama artık o kadar kusur kadı kızında da olur. Bizden ayrılanları zaten saymıyorum. Çünkü artık onlar etkisiz eleman durumunda, sığıntı. Asıl lokomotif olan bay bay Kemal'e gelince, hani 'güleriz, ağlanacak halimize' diye bir söz var ya, bir söz bunu zaten tam anlatıyor, bu kişinin durumu da tam öyle. Yaptıklarına, söylediklerine bakarken gülmesine gülüyoruz da aslında bu kişinin de kurduğu masanın da durumu pek öyle gülünecek gibi değil" diye konuştu.
Erdoğan, alana kurulan, dev ekranlardan, Millet İttifakı'na ilişkin videoyu izletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz'da FETÖ'cüler beni ve ailemi öldürmeye geldiler. Havalimanına indiğimde on binler Atatürk Havalimanı'ndaydı" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üzerimizde savaş uçakları uçuyordu. Meğerse bay bay Kemal bir buçuk saat önce oraya gelmiş. Sonra ne diyor, 'Haberim olsaydı ben de beklerdim.' diyor. Sen oradan belediye başkanının evine gittin, orada kahveyi yudumlamaya başladın. Baktın ki Erdoğan nasıl öldürülecek, ailesi nasıl öldürülecek, onu izlemek için kahve yudumluyordun. Sen ne noktada, ne biçim insansın? Bir gün de bir doğru konuş. Böyle bir şey yok ama sen ne kadar yalan konuşursan bay bay Kemal, bil ki benim milletim o kadar doğru konuşuyor. Bunlarda teröre mavi boncuk dağıtma var, güven ve huzur yok. Burada her şey var ama millet yok. Hiç merak etmeyin 14 Mayıs'ta hepsi de siyaset arşivinin tozlu raflarındaki yerini alacak. Biliyorsunuz önce bay Kemal idi sonra bay bay Kemal oldu. Seçimden sonra da vay vay Kemal olarak siyasi hayatına veda edecek."
Alandakilere, "Pazar günü Türkiye Yüzyılı'nın müjdesini tüm dünyaya duyuruyor muyuz? Pazar günü Türkiye Yüzyılı için doğru adımlarla yola devam ediyor muyuz? Pazar günü Adana'da tarihimizin rekorunu kırıyor muyuz? diye soran ve "Evet" yanıtını alan Erdoğan, "Maşallah, barekallah, tebarekeallah. Adanalı 'Tamam.' diyorsa bu iş tamamdır, hayırlı olsun" diye konuştu.
Türkiye'ye 21 yıldır sadece eser ve hizmet siyaseti yaptıklarını belirten Erdoğan, kimsenin kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine bakmadan herkesi demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla kucakladıklarını vurguladı.
'Adana'ya son 21 yılda 126 milyar liralık kamu yatırımı yaptık'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye adına verdikleri mücadelede karşılarına çıkan engelleri Allah'ın yardımı ve milletin desteğiyle aştıklarını vurguladı.
Türkiye'ye eser vermekten, millete hizmet etmekten alıkoymak isteyenlerin, önlerine çıkardıkları engelleri yine milletle beraber aştıklarını dile getiren Erdoğan, "Ne diyor Karacaoğlan, 'Uyan Karacaoğlan, gafletten uyan, atına binip de kargına dayan, ölümden korkup da sonunu sayan, ölür gider yar koynuna giremez.' Kimsenin ne bizi korkutup yolumuzdan döndürmesine ne de yaptığımız eser ve hizmetlerin önüne geçmesine izin vermedik" ifadelerini kullandı.
Mitingde AK Parti'nin ülkeye kazandırdığı hizmetlere ilişkin videonun gösterilmesinin ardından Erdoğan, "Tam bir yıl önce Adana'da gençlerimizle bir araya geldiğimizde hep bir ağızdan ne demiştik? 'Adanalıyız Allah'ın adamıyız.' demiştik. Şimdi bir kez daha söyleyelim mi? Kurban olurum size... Tabii biz, kuru kuru 'kurbanın olam', takır takır 'gadanı alam' diyenlerden olmadık. Bugüne kadar Adana'ya da ülkemize de ne söz verdikse yaptık, yapmaya da devam ediyoruz" dedi.
Adana'ya son 21 yılda 126 milyar liralık kamu yatırımı yaptıklarını aktaran Erdoğan, CHP'li Adana Büyükşehir Belediyesi'ni eleştirdi. Büyükşehir Belediyesi'nin Adana için ne yaptığını soran Erdoğan, "Yaptı, yaptı, hastane yapmış ya. Hani çadırdan bir hastane yapmış ya" ifadesini kullandı. "Burada hiç hizmet aldınız mı?" sorusuna alandakilerin "Hayır" yanıtı üzerine Erdoğan, "Peki şehir hastanemiz nasıl? Memnun musunuz?" diye sordu. Alandakiler hep bir ağızdan "Evet" yanıtını verdi.
'Adanalı ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 14 milyar liranın üzerinde kaynak aktardık'
Eğitimde 10 bin 691 yeni derslik inşa ettiklerini söyleyen Erdoğan, Adana'ya ikinci devlet üniversitesini kurduklarını anımsattı.
Adana'ya 6 bin 935 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt binaları açtıklarını, 45 spor tesisi kazandırdıklarını, 33 bin seyirci kapasiteli stadyum yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, "Biz yaptık. Bu sene de maşallah Adana Demirspor iyi gidiyor. Şu anda kafaya oynuyor. Bu da bir şeyi gösteriyor, demek ki fiziki imkanları olunca bak hava değişiyor" diye konuştu.
Erdoğan, Eski Mensucat Fabrikası'nın Adana Müze Kompleksi'ne dönüştürüldüğünü ve geçen hafta açıldığını bildirdi.
Adanalı ihtiyaç sahibi vatandaşlara toplam 14 milyar liranın üzerinde kaynak aktarıldığını dile getiren Erdoğan, sağlıkta 3 bin 400 yataklı, 25 hastaneyle birlikte 70 sağlık tesisi yaptıklarını, Adana'yı şehir hastanesiyle buluşturarak şehre sınıf atlattıklarını söyledi. Erdoğan, hastanenin depremde çok büyük hizmetler verdiğine dikkati çekti.
Yatak kapasitesi 100 olan Yüreğir Devlet Hastanesi ile 3 sağlık tesisinin yapımının sürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"TOKİ vasıtasıyla 15 bin 552 konutu hak sahiplerine teslim ettik. 5 bin 392 konutun yapımına devam ediyoruz. Şimdi de İlk Evim'le 6 bin 356 konut yapacak, İlk İş Yerim'le 500 esnafımıza iş yeri inşa edecek, İlk Arsam'la 35 bin altyapısı hazır arsa vereceğiz. Şehrimizde riskli yapı olarak belirlediğimiz 9 bin bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. Şambayadı bölgesini şehrimizin yeni konut rezerv alanı olarak belirledik. Ulaştırmada 249 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafesini 431 kilometreye çıkardık. Adana'nın şehir içi ulaşımı için büyük öneme sahip 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nü geçtiğimiz günlerde hizmete açtık. Nasıl beğendiniz mi, güzel olmuş mu? Kimsenin insafına bırakacak değiliz. İnşası süren yolların bir kısmını bu yıl bir kısmını da önümüzdeki yıllarda tamamlıyoruz."
Erdoğan, Adana-Mersin demiryolunu yenileyerek, ilave hat yaparak seyahat süresini yarıya düşürdüklerini, Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep hızlı tren hattını da 2025 yılında hizmete alacaklarını belirtti.
Adana'yı kimsenin insafına bırakmayacaklarını, diğer ulaşım sorunlarını çözdükleri gibi yoldan, metroya tüm ihtiyaçlarını da yine kendilerinin karşılayacağını ifade eden Erdoğan, "Bölgesel havalimanımız açıldıktan sonra Şakir Paşa'nın, bu yalancı kapatılacağını söylüyor, değerli kardeşlerim bizim için Adanalı ne derse odur, Adanalı ne derse, biz onu yaparız. Adana'yı Doğu Akdeniz'in en büyük lojistik üssü yapmakta kararlıyız. Burada yapacağımız limanla ülkemizin uluslararası taşımacılıktaki payını katlayarak, artıracağız. Ama bu adam yalancı, akşam yalan sabah yalan, yani neye dayanarak bunu söylüyorsun? Adanalı kazanacak, Türkiye kazanacak" diye konuştu.
Adana'ya 11 baraj, 38 sulama tesisi, 9 arazi toplulaştırma, 59 taşkın koruma tesisi, 1 gölet ve 28 hidroelektrik santral inşa ettiklerini belirten Erdoğan, "Adana'da 1,2 milyon dekar zirai araziyi sulamaya açarak çiftçilerimize yıllık 3,5 milyar lira tutarında zirai gelir artışı sağladık. Şu anda inşaat çalışmaları devam eden 10 sulama tesisiyle de 667 bin dekar mümbit araziyi daha sulamaya açacağız" dedi.
Erdoğan, Adanalı çiftçilere 6,5 milyar liralık tarımsal destek verdiklerini, şehirde 2 yeni organize sanayi bölgesi, 3 endüstri bölgesi, bir teknokent, 12 araştırma geliştirme merkezi, 8 tasarım merkezi kurduklarını söyledi.
Enerjide 200 bin abonesi olan şehri ve 10 ilçesini doğalgaza kavuşturduklarını, gelecek dönemde Aladağ, Feke, Karataş, Saimbeyli ve Tufanbeyli'ye de doğalgaz getireceklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Söz doğalgaza gelmişken, sizlerle ekonomide yaşanan sıkıntılar konusunda biraz dertleşmek istiyorum. Ülkemizi büyütürken, geliştirirken, güçlendirirken en çok saldırıya uğradığımız alanlardan biri ekonomi. Biz, 'küresel finans krizi ülkemizi teğet geçecek' dediğimizde birileri felaket tellallığı yapıyordu. Ardından Gezi olayları ile başlayan sürecin her aşamasında ekonomimiz de hedef alındı. Sokakları karıştırdılar. Terör örgütlerini ve darbecileri kullanarak istediklerini elde edemeyince, bu sefer doğrudan aşımıza, ekmeğimize, boğazımızdaki lokmaya kan doğramaya kalktılar. Hatırlarsanız, dünyada eşi benzeri görülmemiş şekilde, sosyal medyada mahvetme naraları atıldı. Muhalefet tarafından yine aynı dönemde 'Türkiye'ye yatırım yapmayın çağrısı' yapıldı. Türk ekonomisini kötülemek için Batılı kanallara şikayet dahil, her türlü ihaneti sergilediler. Biz milli güvenliğimize yönelik saldırılara cevabımızı nasıl kendi savunma sanayimizi kurarak, sınır ötesi harekatlarımızı yaparak cevap verdiysek, ekonomimize yönelik tuzakları da kendi ekonomik politikalarımızı hayata geçirerek göğüsledik. Elbette sıkıntılar çektik ama hamdolsun hepsi çökertildi."
Salgın gibi küresel bir felaket dönemini ülke için fırsata dönüştürmeyi başardıklarını belirten Erdoğan, kur hareketleri üzerinden yaşanan dalgalanmaları milletin her kesiminin refahını ülke kaynaklarından elde edilen gelirlerle yükselterek, dizginlediklerini ifade etti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Karadeniz gazı, bu gayretlerimizin en önemli sonuçlarından biridir. Şimdi buna Gabar'da bulduğumuz petrolü de ekledik. Güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir kaynaklarda Avrupa'da ilk sıraya çıktık. Savunma sanayi ürünlerimize harcadığımız kaynak ve vakit artık kazanç olarak geri dönmeye başladı. Organize sanayi bölgelerimizdeki fabrikalarımız, endüstri bölgelerimiz ülkemizin her köşesine yayılan üretim tesislerimiz harıl harıl çalışıyor. Bu şekilde ülkemiz hem dışa bağımlılıktan kurtuluyor hem de çok ciddi gelir kaynağı elde ediyoruz. Peki bu şekilde elde ettiğimiz milyarlarca doları ne yapacağız? Biliyorsunuz, hükümetlerimizin ilk dönemlerinde tüm gücümüzü ülkemizin altyapı eksiklerinin tamamlanmasına verdik. Okul yaptık, hastane yaptık, konut yaptık, baraj yaptık, yol yaptık, köprü yaptık, tünel yaptık, velhasıl, hamdolsun altyapımızı önemli ölçüde tamamladık. Artık elimizdeki kaynakları milletimizin refahını yükseltmek için biraz daha kullanma imkanına sahibiz."
'Her bir hanemizin asgari bir gelir seviyesinin altında kalmamasını temin edeceğiz'
Gelecek dönemde yapılması planlanan çalışmalara yönelik video film gösterildikten sonra Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte bunlar sadece yüzlerce, binlerce projeden bazıları. Halihazırdaki tabloya göre, önümüzdeki dönemde 100 milyar doları bulacak bir kaynağı bu şekilde milletimizin emrine vereceğiz. Bununla çalışana, emekliye, kadına, gence, engelliye, üreticiye, velhasıl ülkemizdeki her kesime destek olabileceğiz. Yani bay bay Kemal gibi Londra'nın tefecilerinden 300 milyar dolar alacakmış. İnandınız mı, inanıyor musunuz? Böyle bir yalancıya bu güzelim ülke teslim edilir mi? Fakat biz ne yapıyoruz. Doğal gaz ve petrol gelirlerimizin bir kısmıyla Aile ve Gençlik Bankası kuracağız. Bizimki artık kaynağımız ortada. Bu banka vasıtasıyla ev hanımlarımızın emekliliğine, primlerinin üçte birini ödeyerek katkı sağlayacağız. Gençlerimizin eğitimden istihdama, kendi işini kurmadan evliliğine kadar attıkları her adımda yanlarında yer alacağız. Evlenecek gençlerimize 150 bin lira faizsiz, ilk 2 yılı ödemesiz, 4 yıllık kredi vererek düğünlerindeki ilk hediyelerini biz takmış olacağız. Her hanede en az bir çalışan olmasını sağlayacağız. Her bir hanemizin asgari bir gelir seviyesinin altında kalmamasını temin edeceğiz. Kadını ve genciyle aile yapımızı güçlendirecek, daha pek çok adım atacağız. Bunun için 14 Mayıs'ta Türkiye Yüzyılı'na sıkı sahip çıkmamız gerekiyor. Sizlerden bir kez daha duymak istiyorum. Tercihimizi doğrudan yana yapıyor muyuz?"